Dünya üzerinde özürleriyle barışmış insanlar kadar karşı tarafı madara edebilen nadir insan vardır.
Başkalarını çok ciddiye almanıza gerek yok. Sevgilimde sonradan duyma kaybı var mesela cihaz kullanıyor, duşa girerken çıkartıyor, takıp takmadığını bilmeden konuşup konuşup bana gülerek baktığında (dudak okumayı biliyor) "ya gene beni boşa konuşturuyorsun!" dediğimde gülmeye başlıyoruz. Bazen çok önemli durumlarda, toplantılarda kelimeleri duyamadığından kaçırmamak için kendisi dikkat etmeye çalışıyor ve bu yorucu da olsa onun elinden gelen bir şey.
Mesele senin babanın problemini daha büyük bir problem haline getirmen değil, babanın problemi aşmış insanlardan olması. Yoksa hangi pozisyonda olursa olsun bir insanın diğeriyle dalga geçebilecek olması gerçeğini değiştirmiyor. Bunu en ciddi ve zor koşulda öğrendim; çocuğunla oyun parkına gittiğinde çeşit çeşit ebeveyn ve çocuk göreceksin, hepsi farklı insanlar, bazılarının özürleri var, bazıları zeki, bazıları zorba, bazıları ise düpedüz düşük IQ'lu ve bu çocuklar ilginç bir şekilde birbirleriyle iyi kötü geçiniyorlar. Sen kendini babanı aciz bir insanmış gibi korumak zorunda hissetmekten vazgeç, karşısında bunu ilk defa yaşayan insanın tecrübesizliğine bak. Hayatında hiçbir zorluk yaşamamış birine bir şeyi anlatmak zaman kaybıdır.
Metin Şentürk'ün görememesine takılmak yerine onu sürekli alaya alacak kadar kendiyle barışık olup kimseyi sallamıyor olması güzel bir örnek.