Meninin omurilik ve belden gelen bir sudan geldiğini falan yazmıyor. Aksine mucize.
"İnsan neden yaratıldığına bir baksın.
O, atılan bir sudan yaratıldı.
O su, bel ve göğüs kafesi arasından çıkar.
Şüphesiz Allah onu (öldükten sonra) tekrar yaratmaya elbette kādirdir." (Tarık, 17/5-8)
Bu ayette herhangi bir cinsiyet belirtmiyor, hatta erkeğin suyu olsaydı meni denmesi gerekirdi.
Mesela şu ayetlerde meni denmiş: Fatır: 11, Yasin: 77, Mü'min: 67, Vakia: 58, Kıyame: 37.
Bu ayette herhangi bir cinsiyeti belirtmiyor dediğim gibi, yani bu suyun hangi cinsiyetin suyu olduğu belirtilmemiş. Hatta erkeğin suyu olsaydı meni demesi gerekirdi. Öyleyse kadınlarda çocuk oluşum mekanizmasının başlangıcına bakalım.
kadın üreme organlarından yumurtalık (ovaryum) üzerinde ayda bir defa follikül (içi su dolu baloncuk) oluşmakta ve bu follikül patlayarak içindeki yumurta (ovum) hücresini fallop tüpüne doğru hızla fırlatmaktadır. Baloncuktaki bu patlama sonucu meydana gelen “tazyikle fırlatılma olayı” sayesinde yumurta hücresinin gideceği yere ulaşması sağlanmış olur.
Eğer tazyikle atılma olmasaydı yumurta hücresi tutunma yerine yani rahime varamayıp karında farklı noktalara tutunurdu, bu olaya ise dış gebelik denir.
İnsanın yaratılışı bu hücrenin bulunduğu tazyikli suyla başladığı için Kuran bu olayı atılan sudan yarattık diye belirtmiştir. Kuran'ın indiği dönemde hücre veya ovum diye bir kavram dünya'da olmadığı için en basit ve anlaşılır haliyle su ifadesi kullanılmıştır. Kuran zaten çok detaya girmez.
Bilgiyi doğrulayan kaynaklar:
- Drake, r. Vogl, a. W. & mitchell, a. W. (2009). gray's anatomy for students e-book. Elsevier health sciences.
- Netter, F. H. (2014). atlas of human anatomy, Professional Edition e-book: İncluding netterreference.com Access with Full downloadable image bank. Elsevier health sciences.
- İmir, g. Dinç, s. Yenicesu, C. Çetin, m. Yıldız, C. Yanık, a. & güvenal, t. (2007). Dış gebelik olgularının klinik bulgu ve tedavilerinin değerlendirilmesi. cü tıp fakültesi dergisi, 29, 113-118.
Yani hata sandığınız ayet mucize, şimdi sabit dağ diyor dediğiniz ayete geçelim.
Birincisi, Kur'an'a göre dağlar hareketlidir: "Dağları görür, onların durduğunu sanırsın; oysa bulutlar gibi hareket ederler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır..." (Neml 88)
Şimdi sizin sabit dağlar dediğini sandığınız ayetler sanırım şunlar: Nahl 15, Lokman 10, Enbiya 31.
Bu 3 ayetin Arapçası'na baktığımız zaman, "ravasiye" kelimesini görürüz. Ravasiye aslında dağ anlamına gelmiyor. Yani ayette ne sabit kelimesi var, ne dağ kelimesi. Ancak bazı mealciler bu ağır baskıların dağlar anlamına geldiğini düşünüp sabit dağlar diye yazmışlardır. Doğru anlamı ağır baskılardır. Elmalılı Hamdi Yazır da dahil olmak üzere çoğu mealci zaten bunu bu şekilde çevirmişler. Bu ağır baskılardan maksat, okyanuslar olabilir. Okyanuslar yer kabuğu üzerinde ağır baskılar oluşturarak tektonik hareketleri azaltırlar.
Şimdi suların karışmaması olayına geleyim. Okyanus akıntıları karışmayan sulara örnektir.
Okyanuslar içinde büyük akıntılar vardır ki tuz oranı ve sıcaklık seviyeleri, içinden geçtiği okyanustan farklı olduğu halde, adeta bir damarın dokuyu besleyecek kanı iletmesi gibi hedef noktalarına iletilirler. Örneğin bunların en büyüklerinden bir tanesi “Gulf Stream sıcak su” akıntısıdır ki Meksika körfezinden başlayarak sıcak suları, Grönland’ın kuzeyine kadar götürerek burada iklimin yumuşamasını ve kuzeyin yaşanabilir bir hal almasını sağlar.
“Yolculuğuna Meksika Körfezinden başladıktan sonra Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarını takip ederek, Florida kıyılarına oradan da Newfoundland’a hareket eder. Akıntı bundan sonra Atlantik Okyanusunu geçer ve ikiye ayrılır; bir kolu Avrupa’nın batı kıyılarına ulaşır, öteki ise Batı Afrika kıyılarına doğru hareket eder. Kıta sahanlığından akan akıntının sıcaklığı Kıtanın sahilinden akan soğuk güney akıntısıyla
‘Soğuk Duvar’ adı verilen yapıyı oluşturur. Burada akıntının derin mavi suları diğer sulardan rahatlıkla ayırt edilebilir.”
Vikipedi, Gulf Stream
Bilim bile bu durumu Kuran’da geçen ifadelerle anlatır ve Kuran'ın
Perde dediğini “
Soğuk Duvar” olarak adlandırır. Literatürde birbirine karışmayan deniz olgusunu oluşturan bu duvara
Termoklin ve Haloklin bariyerler denir. Buna
yüzey gerilimi de denilir.
“Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, âdeta bir
duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller. (Richard A. Davis, Principles of Oceanography, Addison-Wesley Publishing Company, Don Mills, Ontario, ss. 92-93)”
Birbirine karışmayan deniz olgusunu ortaya çıkaran bu duvar oluşumunun asıl nedeni
tuzluluk ve sıcaklık farklarıdır. Okyanusun tuz seviyesinin üstünde tuz içeriğine sahip nehirler okyanus altından akarken, düşük tuz içerikli sular yukarıdan akarlar. Bu sular insan vücudundaki vena (toplardamar) ve arterlere (atardamar) benzer şekilde güneyden kuzeye sıcak su götürür ve oradan dönüp kuzeyden güneye sıcak su transferi yaparlar. Dünya’nın iklimini düzenleyen bu olaya
“termohalin sirkülasyon” denir ki “termo” kelimesi akıntıların sıcaklık farkını, “halin” kelimesi ise tuzluluk farklılıklarını anlatır. Birbirine karışmayan iki deniz gerçeği işte bu mekanizmalarla oluşur.
Soğuk duvar ve dev deniz akıntıları gerçeği, birbirine kavuşamayan iki deniz ayetinin çok örneklerinden sadece bir tanesidir.
Şimdi ay yarılması olayını paylaşayım, linke bakın:
Science Dergisi'nden alınmış bir haber.
Kur’an göğün ilk halinin duman olduğunu bildirmiştir. (Fussillet 11) Bilim ise Dünya’nın ilk oluşum aşamasında volkan bacalarından çıkan dumanla tüm atmosferin kaplı olduğunu bildirir. Kur’an hep çok riskli konulardan konuştuğu halde hiç hata yapmaz.
Kur’an, göğün kitap sayfalarının dürüldüğü gibi dürüleceğini açıklamıştır. (Enbiya 104) Burada evrenin kıyameti söz konusudur. Bilim de bugün evrenin şeklinin kâğıt gibi düz olduğunu açıklamıştır. Yanlış duymadınız kâğıt gibi düz.
Kur’an yerin ve göklerin ilk başta bitişik olduğunu sonra ayrıldığını açıklıyor. (Enbiya 30) Modern bilim ise atmosferdeki bütün gazların yerden ayrılıp atmosferi oluşturduğunu bildiriyor. Yerle göğün ayrılmasının evrene bakan yönü ise tüm evren ilk başta birleşikti ve Big Bang patlaması ile ayrıldı.
Daha bir çok az bilinen mucizelerden gösterebilirim size.