Mistyr
Kilopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Öğrenci
Biliyorsunuz ki İslam inancına göre iyilerin yeri Cennet. Size de böyle bir şans sunulsa, oraya gitmek ister misiniz? Yoksa, yok mu olmak istersiniz?
Yani şimdi Cennet hoş, hele günahlarınız varsa ve de Cehenneme gidecekken, böyle bir şans size sunulsa tabii ki Cennet der herkes.
Fakat bir de şu boyutu var: Cennet ya da Cehennem, yani öbür dünya. Orada olursak bir son olmayacak. Düşünsenize bir son yok. İnsanın resmen beyni duruyor! Bir son yok, sonsuzluk, sürekli...
Ama yok olmayı seçmek, hiçbir şey hissetmemek. Yani düşünün dünya ve evren milyarlarca yıldır var, fakat şahsen ben şu an yaşadığım 25 yılı bile koca bir ömür olarak algılıyorum. 1997 yılı öncesi benim için hayal ötesi. Ya da şöyle diyelim: Mesela gece uyursanız, sabah gözlerinizi açtığınızda zaman ne çabuk geçer değil mi? Peki ya geceden sabaha kadar otursanız, dakikalar bile geçmez bazen... Ya da binlerce, on binlerce, yüzbinlerce yıl önce ölen biri yarın uyansa, onun için geceden gündüze uyumuş ve uyanmış gibi olacak. Ama düşünün benim verdiğim örnek bile geceden sabaha uyumak ve uyanmak...
Yani demem o ki, Cennet hoş olsa dahi, bir son olmaması ve sürekli orada olmak ve de tek olmak sizce de zaman açısından ve bir süre sonra sıkılma olmaz mı? Nereye kadar hissedeceksiniz? Yani yüz yıl, bin yıl... Ötesi sizi sıkmaz mı? İnsan ömrü bile maksimum 100 yıl. O bile kimilerine çile gelir. Ama dediğim gibi dünya ve evren bile milyarlarca yıl. O kadar yıl yaşayabilsek bile yine sıkılma olurdu, ki öbür dünya sonsuz, sınırsız!
Beni bu korkutuyor. Yani ben Cennet yerine yok olmayı, hiçbir şeyi hissetmemeyi isterdim.
Yani şimdi Cennet hoş, hele günahlarınız varsa ve de Cehenneme gidecekken, böyle bir şans size sunulsa tabii ki Cennet der herkes.
Fakat bir de şu boyutu var: Cennet ya da Cehennem, yani öbür dünya. Orada olursak bir son olmayacak. Düşünsenize bir son yok. İnsanın resmen beyni duruyor! Bir son yok, sonsuzluk, sürekli...
Ama yok olmayı seçmek, hiçbir şey hissetmemek. Yani düşünün dünya ve evren milyarlarca yıldır var, fakat şahsen ben şu an yaşadığım 25 yılı bile koca bir ömür olarak algılıyorum. 1997 yılı öncesi benim için hayal ötesi. Ya da şöyle diyelim: Mesela gece uyursanız, sabah gözlerinizi açtığınızda zaman ne çabuk geçer değil mi? Peki ya geceden sabaha kadar otursanız, dakikalar bile geçmez bazen... Ya da binlerce, on binlerce, yüzbinlerce yıl önce ölen biri yarın uyansa, onun için geceden gündüze uyumuş ve uyanmış gibi olacak. Ama düşünün benim verdiğim örnek bile geceden sabaha uyumak ve uyanmak...
Yani demem o ki, Cennet hoş olsa dahi, bir son olmaması ve sürekli orada olmak ve de tek olmak sizce de zaman açısından ve bir süre sonra sıkılma olmaz mı? Nereye kadar hissedeceksiniz? Yani yüz yıl, bin yıl... Ötesi sizi sıkmaz mı? İnsan ömrü bile maksimum 100 yıl. O bile kimilerine çile gelir. Ama dediğim gibi dünya ve evren bile milyarlarca yıl. O kadar yıl yaşayabilsek bile yine sıkılma olurdu, ki öbür dünya sonsuz, sınırsız!
Beni bu korkutuyor. Yani ben Cennet yerine yok olmayı, hiçbir şeyi hissetmemeyi isterdim.