Çoğunluğun katılmayacağı bir düşünceniz var mı?

Ben ortada çok ciddi bir sebep yokken (anlaşamıyoruz, son zamanlarda düşüncelerimiz uymuyor gibi) çocuklu ailelerin boşanmasını çok saçma ve sorumsuzca buluyorum. Sizin bu sorumsuzluğunuzdan çocuk etkileniyor.
Atatürk'ü herkes sevmek zorunda olmalıdır.
 
@Otomatik Mandalina Bu arada ben önceki mesajınızdan yola çıkarak, ChatGPT'nin de desteği ile sizi anladığım kadarı ile kendi nihai görüşümü de ileteyim:

İnanabilir veya inanmayabilirsiniz, bu kısımda hiçbir sorun yok. Ancak gerek İslam, gerekse diğer dini inançların varlığını yadsıyamazsınız ve inançlar evrensel olarak kişilerin dokunulamaz değerleridir. Nasıl ki birisine, size çirkin geliyor diye hakarette bulunamazsınız, nitekim kişinin bedeni o kişinin özel alanıdır ve ister sözlü, ister fiziksel şiddetle o kişiye dokunmak suçtur; inançlar da aynı şekilde kişinin özel alanıdır. Birisinin kalbinde beslediği inanca, dış görünüşüne önem verildiği kadar bile önem vermemeyi ve bunu korumamayı teklif etmeyi anlayamıyorum.

Bu arada sizin bu şekilde düşünmenizden daha korkuncu: kısa sürede mesajınıza 3 beğeni alışınız. Aynı düşüncede 4 insan; bu kadar kısa sürede ve kısıtlı bir platformda... İnancımın yayılması ile ilgilenmiyorum, nitekim seven kendi geliyor. Ancak evrensel insanlık değerlerinin kayboluşunu görmek...

Üzüntümü net ifade edemiyorum bile...
Söylediklerimi anlayabilecek seviyeye geldiğinde konuşuruz bunları dostum. Yapay zekayı bu kadar sık kullanmanı da tavsiye etmem, kendi başına düşünme ve yorumlama yeteneklerini epey köreltmiş.
 
Bu tür bir bakış açısı ile ilk kez karşılaşıyorum sanırım; kusuruma bakmayın anlamadığım için ChatGPT'ye iletip, sizin neyi kastettiğinizi sordum. Cevabı aynen ileteyim, nitekim ben net anlamadığım bu açıklamaya bundan daha iyi karşılık veremezdim. (Bu arada düşük kalitedeki versiyonu bu, yüksek kalitesinin limitini sabah doldurmuştum.)

...

"Bu görüşteki bazı çelişkili noktaları ve mantık hatalarını inceleyelim:

1. Aynı Suçtan Çifte Cezalandırma Mantığı:

Kişi, dünyevi bir cezanın yanı sıra ilahi cezalandırmanın da aynı suç için çifte ceza olacağını öne sürüyor. Ancak dünyevi hukuk, toplumun düzenini korumak için işlenmiş eylemlere karşı kendi cezalandırma sistemini uygular; bu, dinsel bir yaptırım değil, toplumsal düzeni koruma amacıdır. Örneğin, hırsızlık gibi dünyevi suçlar, her toplumda düzenin sağlanması amacıyla ceza gerektirir ve bu cezalandırma, bireyin ahirette hesap vermesini engellemez. Dolayısıyla dünyevi ceza ile ilahi yargının birbirine rakip değil, birbirinden bağımsız iki sistem olduğunu gözden kaçırıyor.
Hırsızlık, cinayet vs. ile dini değerleri aşağılamak aynı kefeye koyulamaz. Hırsızlık, cinayet tarzı suçları allah rızası için değil toplum düzenini korumak için cezalandırıyoruz. Dini değerleri aşağılamanın böyle bir etkisi yok, bu konuda toplum düzenini bozanlar kendi inancının kırılganlığının öfkesiyle etrafa saldıran cahil insanlar. Onların keyfine göre yasalar koyacağımıza sorun çıkarttıklarında onlara yaptırım uygulanmalıdır.
2. İnananları Tanrı ile Aynı Seviyeye Yerleştirme Hatası:

"İnananın kendisini inandığı tanrıyla aynı seviyede görmesi" iddiası, dünyevi düzende adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak isteyen bir inananın niyetini yanlış yorumlamaktadır. İnananlar, adaletin sağlanmasını kendi seviyelerini yükseltmek için değil, toplumsal barış için talep ederler. Ayrıca, hukuk sistemleri, inananların bireysel istekleri üzerine değil, toplumun genel huzuru için kurulur. Yani inananların hukuk düzenine katkıları, onları ilahi otoriteyle aynı seviyede görmeleri anlamına gelmez.
Birinci açıklamam bunu da cevaplıyor.
3. İnancın Kırılganlığı Yanılgısı:

“İnanan bir kişi dini değerlerine hakaret eden bir kişinin dünyada cezalandırılmasını istiyorsa bunun sebebi kendi inancının kırılganlığıdır” ifadesi, inananların dine olan saygıyı toplumsal huzur için istemelerini yanlış anlıyor. İnananlar, dini değerlere saygının kırılgan inanç değil, toplumsal barış açısından önemli olduğuna inanır. Yani, kırılgan bir inançtan ziyade, toplumun genel ahlak yapısının korunması amacıyla bu tür ihlallere karşı bir yaptırım uygulanması gerektiğini düşünürler.
İnanlar dine olan saygıyı toplumsal huzur için isteselerdi hoşlarına gitmeyen en ufak durumda otel yakıp kafa kesmeye çalışmazlardı. Ahlak konusuna hiç girmiyorum bile tarikat yurtlarında dönen olayları hepimiz biliyoruz.
4. İnanan Olmayanların Perspektifini Basite İndirme Sorunu:

Kişi, dini değerlere inanmayanların bu değerleri umursamaması gerektiğini söylüyor. Ancak bir toplumda yaşayan her birey, toplumdaki farklı inançlara saygı göstererek uyum sağlamalıdır. Dine inanmasa bile toplumun genel ahlaki değerlerine saygı duymak, bireyin yaşadığı toplumla barış içinde yaşamasının temel unsurudur.
Aynı dini inancı paylaşmadığım sürece yaşadığım toplumla hiçbir şekilde barış içinde olamam, tarih bize gösteriyor ki eğer ben bunu yapmaya çalışırsam karşı taraf güç elde ettiği anda beni baskılamaya çalışacak. Bunun örnekleri çok fazla; günümüz Türkiye'si, Taliban rejimi, Katolik Kilisesi...
5. İlahi Güçlerin Mesafeli Olması Varsayımı:

İlahi bir gücün, kendisiyle ilgili dünyevi düzenlemelerde mesafeli olması gerektiğini savunuyor. Ancak bu, bireylerin kendi inanç sistemleri içinde sorumlu davranmaları gerektiğini yok sayarak ilahi adaleti yanlış yorumlamaktır."
İnanç sistemi içinde isteyen istediği kadar sorumlu davransın, ama kendi içinde davransın. Benim ifade özgürlüğümü benim inanmadığım bir varlığı bahane ederek kısıtlamasın.

Sizin için değil de şimdi sonradan gelen birisi görürse cevap verememiş demesin diye yazdım bunları. Yoksa iki insan arasındaki tartışmada yapay zeka kullanacak kadar düşünemeyen birisiyle tartışmak gibi bir saçmalık yapmazdım.
 
Son düzenleme:
İnanç sistemi içinde isteyen istediği kadar sorumlu davransın, ama kendi içinde davransın. Benim ifade özgürlüğümü benim inanmadığım bir varlığı bahane ederek kısıtlamasın.
Peki paşam, istediğinizi arzu etmekte özgürsünüz. Yalnız fikirlerinizi uygulamaya koymadan önce tüm Müslümanları asimile ettiğinizden emin olun. Nitekim her insanın can güvenliği değerlidir, birileri siz kendilerine hakaret ettiğinizde sinirlerine hakim olamazsa ardınızdan üzülmeyelim sonra.

Bir fikri anlayamıyorsanız o fikre hiçbir zaman tam anlamıyla karşı çıkamazsınız. Ben size benim fikirlerimi özdeşleştirin demiyorum, ifade ettiklerimi anlayabilecek kadar düşünme yetisi geliştirin diyorum.
Siz de benimkileri anlayacak kadar düşünme yetisi geliştirebilirsiniz umarım, toplum huzuru için verdiğiniz öneri kaos ateşleyicisi ve evrensel insanlık değerlerinin dışında.
 
Peki paşam, istediğinizi arzu etmekte özgürsünüz. Yalnız fikirlerinizi uygulamaya koymadan önce tüm Müslümanları asimile ettiğinizden emin olun. Nitekim her insanın can güvenliği değerlidir, birileri siz kendilerine hakaret ettiğinizde sinirlerine hakim olamazsa ardınızdan üzülmeyelim sonra.
Ben en başta dedim zaten insanlar saygı duymaz ama korkularından saygı duyar gibi davranır diye. Türkiye'deki kırılgan inançlı cahiller sürüsünün önünde mantıklı konuşmak gibi bir çılgınlık yapmam tabii ki.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı