Dark Souls 3'ü sonunda bitirdim!

Evet arkadaşlar bugün an itibari ile üzerimden büyük bir yük kalktı. Önceden Dark Souls 3'ü asla bitiremeyeceğini düşünen ben kısa sürede çok fazla zorlanmadan oyunu bitirebildim. O kadar bilgim yok itemler vs. hakkında ama oynaya oynaya birçok itemin ne işe yaradığını anlayabiliyorsunuz. Bu incelememde bildiğim kadarıyla tavsiyeler vereceğim. Ve oyun hakkında kendimce iyi ne kötü olmuş? Bunları söyleyeceğim. O zaman başlayalım.

İlk olarak oynanıştan bahsedeyim biraz. Aslında bahsetmek gereksiz çünkü oynanış mükemmele yakın. Diyecek pek bir şey yok. Dövüş sistemiyle hala günümüzde ki oyunlara ilham olan bir oyunun oynanışını ne kadar eleştirebiliriz ki? Kılıç kullanımı mükemmel bunu çok rahat söyleyebilirim. Gerek keskinliği gerek düşmanı öldürdüğünüzde o keskinliği hissettirmesi mükemmel. Çok küçük bir detay olmasına rağmen kılıcı veya baltayı artık her neyse duvara vurduğunuzda duvarın içinden geçmeyip duvardan sekip geri gelmesi. Bu bile oyunun kılıç kullanımı bir adım öne atıyor. Ve ayrıca oyunda inanılmaz derecede fazla silah var. Yani seçim şansınız bol. Baltalar kılıçlar kırbaçlar vs. bir ton silah var.

Dünyası çok güzeldi. Atmosfer mükemmel. Her bölgenin birbirine bağlı olması rastgele bulduğunuz bir kısayolun sizi neredeyse oyunun başında ki bölgeye çıkarması ve bu bölgeleri kısayolları keşfetmek güzel hissettiriyor. Her bölge kendine özgü ve inanılmaz atmosferlere sahip. Yani bir bölgeye girdiğiniz de nereye geldim LAN ben? Diyebiliyorsunuz. En aklımda kalan bölge sanırım oyunun başında ki mekana tekrar gelmemizdi. Ama bu sefer aynı dünyanın karanlık ve farklı düşmanlar içereniydi. Ve ilk bossun daha güçlü bir haliyle kapıştığımız bölgeydi. Ve bu inanılmaz güzel bir atmosfere sahip bölge sanırım opsiyonel bir bölgeydi. Yani gitmesekte olurdu. Ama buna rağmen cidden farklı ve güzel hissettiren bir bölgeydi.

Şimdi gelelim bosslara zaten bu oyunda bossları konuşmazsak olmazdı. Bosslara diyecek bir şey yok. Çok iyi tasarıma sahip inanılmaz bosslar. Zorluğunu bir kenara bırakalım ben hayatımda böyle Epic ve mükemmele yakın boss savaşları yaptığım bir oyun hatırlamıyorum. Şimdi zorluklarından bahsedebiliriz. Bosslar bana çok zor gelmedi. 2 3 boss hariç tüm bossları kolayca geçtim. En fazla 4 kere ölmüşümdür. Tabi ki bazı bosslar dışında. Onları Allah kahretmesin. Özellikle nameless king denen aşağılık pislik geri zekalı mahlukat beni inanılmaz zorladı. Onla yaptığım savaşı düşününce hala çok sinirleniyorum. Sonra o baltayı nasıl sapladığımı ve öldürdüğümü düşününce rahatlıyorum. Kendi yetmiyormuş gibi bir de ejdarhası var aşağılık pisliğin. Ona belki 50 kere ölmüşümdür. Ama dediğim gibi diğer bosslar bana kolay geldi. Tabi ki o kadar kolay değiller ama o kadar zorda gelmediler.

Bu nasıl oldu bilmiyorum. 2 3 sene önceye kadar ilk baştaki bossa bile 50 defa ölen adamım. Şimdi diğer bosslar kolay geliyor. He şuna da değinmeden geçmemeyim.

Son bossu beğenmedim. Yani beğendim tabii ama son boss olacak kadar iyi bir boss değildi. Son karşılaşmada daha Epic bir boss beklemiştim. Onun yerine iki denemede geçtiğim bir bossla karşılaştım. Bir tık hayal kırıklığına uğrattı. Yani neredeyse oyunda ki tüm saldırı şekillerini tüm büyüleri yapan bir boss ama zorluğu kolay derecede ve sonda inanılmaz Epic bir boss bekleyen beni tatmin edemedi. Aşağılık nameless king son boss olsa daha iyi olurdu.

Şimdi gelelim kendimce oyunda bu zamana kadar öğrendiğim ufak tefek tavsiyeleri söylemeye. Dediğim gibi inanılmaz iyi her itemi bilen bir souls oyuncusu değilim sadece öğrendiğim şeyleri tavsiye olarak söylemek istiyorum.

İlk tavsiyem oyuna sağlam başlayın arkadaşlar. İlk bölgelerde girilecek her yere girin alınacak her itemi alın. Keşif yapın. Emin olun oyunun başında bu sizi 1-0 önde başlatır. Bu arada bu tavsiye sadece oyunun başında değil. Oyunun tamamında yapın. Mesela keşiflerle kısayollar açıp bonfiredan bossa hızlı bir şekilde gidebilirsiniz.

İkinci tavsiyem oyunda geliştirmeleri atlamayın arkadaşlar. Düşmanlarda bosslardan veya yerden aldığınız soulsları önemseyin. Ve o soulslarla geliştirmenizi düzgün bir biçimde yaparsanız emin olun oyun çok çok daha kolaylaşacak. Aynı şekilde satın alabildiğiniz şeyler var oyunda ve bunlar ilk bakışta size önemsiz gelse de cidden çok önemliler arkadaşlar. İtemlerin ne işe yaradığına tek tek bakın.

Yine konuyu keşiften açacağım çünkü cidden keşif çok önemli. Mesela şu estusları yani canınızı dolduran itemi geliştirebiliyorsunuz. Sayısını artırabiliyorsunuz. Ya da tek bir estusta alacağınız can miktarını artırabiliyorsunuz. Bu da keşif sayesinde mümkün oluyor. Keşif sayesinde bulduğunuz estus shard sayesinde estusunuzun miktarını ve yine keşif sayesinde bulacağınız undead bone shard sayesinde de bir estusta alabildiğiniz can miktarını artırabiliyorsunuz.

Veya bulabildiğiniz resinlerle kılıcınıza veya baltanıza ateş vs. ekleyebiliyorsunuz. Ama düşmana göre kullanmak gerek çünkü her resin her düşmana etki edemiyor.

Üçüncü tavsiyem bazı duvarlar ilizyon duvarları oluyor. Onlara dikkat edin. Bir süre sonra bu ilizyon duvarlarını tahmin edebiliyorsunuz. Onları kontrol edin. Ardında bazen çok güzel itemlar bazen ise çok güzel opsiyonel bölgeler bulabiliyorsunuz. Bu ilizyon duvarlarını kırmak içinse tek yapmanız gereken duvara elinizdeki kılıçla vurmak.

Evet arkadaşlar benden bu kadar dediğim gibi çok tecrübeli bir Dark Souls oyuncusu değilim. Bildiğim şeyleri söyledim. Bir yerde bir hatam olduysa affola yorumlarda düzeltebilirsiniz. Veya sizinde tavsiyeleriniz varsa sizde yazın oynayacak oyunculara bir rehber olsun. Son olarak tekrardan Allah nameless kingi kahretsin deyip gidiyorum.
 
Dark souls 3 oynamasam da bossların büyük çoğunluğu kolay, bonfire boss 10 dk diyenler için bonfire artmış ama ds2 2 kere bitirdim ve nadir 10 metre vardı, ama 3 kötü bir oyun değil ama öbür oyunların yanında sönük kalıyor.
Anor londo kim o hale getirdi merak ediyorum.
Bu oyundan hikaye olarak baya umudum var, bakalım döngü bitecek mi.
 
Dark souls 3 oynamasam da bossların büyük çoğunluğu kolay, bonfire boss 10 dk diyenler için bonfire artmış ama ds2 2 kere bitirdim ve nadir 10 metre vardı, ama 3 kötü bir oyun değil ama öbür oyunların yanında sönük kalıyor.
Anor londo kim o hale getirdi merak ediyorum.
Bu oyundan hikaye olarak baya umudum var, bakalım döngü bitecek mi.
Hocam bu kardeşimin yazdığı bir inceleme. Uzun süreler sonucunda onu bu seriye başlatabildim. Ve 3. oyunu bitirir bitirmez benim gibi seriyi çok sevdi. Ve bitirir bitirmez bu incelemeyi yazdı. Daha sonrasında 2. oyunuda oynattım ona.

Ve benim gibi hala 3. oyunu daha çok beğendiğini söyledi. Bakalım 1. oyunu oynayınca fikri değişecek mi? Ama benim içinde 3. oyunun yeri ayrıdır. Her ne kadar oyunun zorluğunun souls serisine yakışmadığını düşünsemde diğer her şeyiyle benimde en beğendiğim souls oyunlarından biri oldu DS3. Ama DS1'den sonra DS1'i daha çok sevmiştim sanki.
 
Evet arkadaşlar bugün an itibari ile üzerimden büyük bir yük kalktı. Önceden Dark Souls 3'ü asla bitiremeyeceğini düşünen ben kısa sürede çok fazla zorlanmadan oyunu bitirebildim. O kadar bilgim yok itemler vs. hakkında ama oynaya oynaya birçok itemin ne işe yaradığını anlayabiliyorsunuz. Bu incelememde bildiğim kadarıyla tavsiyeler vereceğim. Ve oyun hakkında kendimce iyi ne kötü olmuş? Bunları söyleyeceğim. O zaman başlayalım.

İlk olarak oynanıştan bahsedeyim biraz. Aslında bahsetmek gereksiz çünkü oynanış mükemmele yakın. Diyecek pek bir şey yok. Dövüş sistemiyle hala günümüzde ki oyunlara ilham olan bir oyunun oynanışını ne kadar eleştirebiliriz ki? Kılıç kullanımı mükemmel bunu çok rahat söyleyebilirim. Gerek keskinliği gerek düşmanı öldürdüğünüzde o keskinliği hissettirmesi mükemmel. Çok küçük bir detay olmasına rağmen kılıcı veya baltayı artık her neyse duvara vurduğunuzda duvarın içinden geçmeyip duvardan sekip geri gelmesi. Bu bile oyunun kılıç kullanımı bir adım öne atıyor. Ve ayrıca oyunda inanılmaz derecede fazla silah var. Yani seçim şansınız bol. Baltalar kılıçlar kırbaçlar vs. bir ton silah var.

Dünyası çok güzeldi. Atmosfer mükemmel. Her bölgenin birbirine bağlı olması rastgele bulduğunuz bir kısayolun sizi neredeyse oyunun başında ki bölgeye çıkarması ve bu bölgeleri kısayolları keşfetmek güzel hissettiriyor. Her bölge kendine özgü ve inanılmaz atmosferlere sahip. Yani bir bölgeye girdiğiniz de nereye geldim LAN ben? Diyebiliyorsunuz. En aklımda kalan bölge sanırım oyunun başında ki mekana tekrar gelmemizdi. Ama bu sefer aynı dünyanın karanlık ve farklı düşmanlar içereniydi. Ve ilk bossun daha güçlü bir haliyle kapıştığımız bölgeydi. Ve bu inanılmaz güzel bir atmosfere sahip bölge sanırım opsiyonel bir bölgeydi. Yani gitmesekte olurdu. Ama buna rağmen cidden farklı ve güzel hissettiren bir bölgeydi.

Şimdi gelelim bosslara zaten bu oyunda bossları konuşmazsak olmazdı. Bosslara diyecek bir şey yok. Çok iyi tasarıma sahip inanılmaz bosslar. Zorluğunu bir kenara bırakalım ben hayatımda böyle Epic ve mükemmele yakın boss savaşları yaptığım bir oyun hatırlamıyorum. Şimdi zorluklarından bahsedebiliriz. Bosslar bana çok zor gelmedi. 2 3 boss hariç tüm bossları kolayca geçtim. En fazla 4 kere ölmüşümdür. Tabi ki bazı bosslar dışında. Onları Allah kahretmesin. Özellikle nameless king denen aşağılık pislik geri zekalı mahlukat beni inanılmaz zorladı. Onla yaptığım savaşı düşününce hala çok sinirleniyorum. Sonra o baltayı nasıl sapladığımı ve öldürdüğümü düşününce rahatlıyorum. Kendi yetmiyormuş gibi bir de ejdarhası var aşağılık pisliğin. Ona belki 50 kere ölmüşümdür. Ama dediğim gibi diğer bosslar bana kolay geldi. Tabi ki o kadar kolay değiller ama o kadar zorda gelmediler.

Bu nasıl oldu bilmiyorum. 2 3 sene önceye kadar ilk baştaki bossa bile 50 defa ölen adamım. Şimdi diğer bosslar kolay geliyor. He şuna da değinmeden geçmemeyim.

Son bossu beğenmedim. Yani beğendim tabii ama son boss olacak kadar iyi bir boss değildi. Son karşılaşmada daha Epic bir boss beklemiştim. Onun yerine iki denemede geçtiğim bir bossla karşılaştım. Bir tık hayal kırıklığına uğrattı. Yani neredeyse oyunda ki tüm saldırı şekillerini tüm büyüleri yapan bir boss ama zorluğu kolay derecede ve sonda inanılmaz Epic bir boss bekleyen beni tatmin edemedi. Aşağılık nameless king son boss olsa daha iyi olurdu.

Şimdi gelelim kendimce oyunda bu zamana kadar öğrendiğim ufak tefek tavsiyeleri söylemeye. Dediğim gibi inanılmaz iyi her itemi bilen bir souls oyuncusu değilim sadece öğrendiğim şeyleri tavsiye olarak söylemek istiyorum.

İlk tavsiyem oyuna sağlam başlayın arkadaşlar. İlk bölgelerde girilecek her yere girin alınacak her itemi alın. Keşif yapın. Emin olun oyunun başında bu sizi 1-0 önde başlatır. Bu arada bu tavsiye sadece oyunun başında değil. Oyunun tamamında yapın. Mesela keşiflerle kısayollar açıp bonfiredan bossa hızlı bir şekilde gidebilirsiniz.

İkinci tavsiyem oyunda geliştirmeleri atlamayın arkadaşlar. Düşmanlarda bosslardan veya yerden aldığınız soulsları önemseyin. Ve o soulslarla geliştirmenizi düzgün bir biçimde yaparsanız emin olun oyun çok çok daha kolaylaşacak. Aynı şekilde satın alabildiğiniz şeyler var oyunda ve bunlar ilk bakışta size önemsiz gelse de cidden çok önemliler arkadaşlar. İtemlerin ne işe yaradığına tek tek bakın.

Yine konuyu keşiften açacağım çünkü cidden keşif çok önemli. Mesela şu estusları yani canınızı dolduran itemi geliştirebiliyorsunuz. Sayısını artırabiliyorsunuz. Ya da tek bir estusta alacağınız can miktarını artırabiliyorsunuz. Bu da keşif sayesinde mümkün oluyor. Keşif sayesinde bulduğunuz estus shard sayesinde estusunuzun miktarını ve yine keşif sayesinde bulacağınız undead bone shard sayesinde de bir estusta alabildiğiniz can miktarını artırabiliyorsunuz.

Veya bulabildiğiniz resinlerle kılıcınıza veya baltanıza ateş vs. ekleyebiliyorsunuz. Ama düşmana göre kullanmak gerek çünkü her resin her düşmana etki edemiyor.

Üçüncü tavsiyem bazı duvarlar ilizyon duvarları oluyor. Onlara dikkat edin. Bir süre sonra bu ilizyon duvarlarını tahmin edebiliyorsunuz. Onları kontrol edin. Ardında bazen çok güzel itemlar bazen ise çok güzel opsiyonel bölgeler bulabiliyorsunuz. Bu ilizyon duvarlarını kırmak içinse tek yapmanız gereken duvara elinizdeki kılıçla vurmak.

Evet arkadaşlar benden bu kadar dediğim gibi çok tecrübeli bir Dark Souls oyuncusu değilim. Bildiğim şeyleri söyledim. Bir yerde bir hatam olduysa affola yorumlarda düzeltebilirsiniz. Veya sizinde tavsiyeleriniz varsa sizde yazın oynayacak oyunculara bir rehber olsun. Son olarak tekrardan Allah nameless kingi kahretsin deyip gidiyorum.
Hocam çok yararlı olmuş. Bir de sizi tebrik ediyorum.
 
Hocam bu kardeşimin yazdığı bir inceleme. Uzun süreler sonucunda onu bu seriye başlatabildim. Ve 3. oyunu bitirir bitirmez benim gibi seriyi çok sevdi. Ve bitirir bitirmez bu incelemeyi yazdı. Daha sonrasında 2. oyunuda oynattım ona.

Ve benim gibi hala 3. oyunu daha çok beğendiğini söyledi. Bakalım 1. oyunu oynayınca fikri değişecek mi? Ama benim içinde 3. oyunun yeri ayrıdır. Her ne kadar oyunun zorluğunun souls serisine yakışmadığını düşünsem de diğer her şeyiyle benimde en beğendiğim souls oyunlarından biri oldu DS3. Ama DS1'den sonra DS1'i daha çok sevmiştim sanki.
Dark souls 3 daha oynamadım ama oynayacağım ekran kartı bulabilirsem.
Dark souls 2 en sevdiğim oldu 1 oyunu oynasam da, ama 1 oyunu da çok seviyorum.
Zorluğunu bende dark souls serisine yakıştıramıyorum.
Tecrübeli değilim yazınca tuhaf gelmişti bana meğerse kardeşinizmiş.
DS2 büyücü olarak başladım pyromancer bir karaktere göre daha çok zorladı beni.
Not: 1-2 oyunuda 30FPS deneyim etmişimdi buna göre konuşuyorum her zaman.
 
Dark souls 3 daha oynamadım ama oynayacağım ekran kartı bulabilirsem.
Dark souls 2 en sevdiğim oldu 1 oyunu oynasam da, ama 1 oyunu da çok seviyorum.
Zorluğunu bende dark souls serisine yakıştıramıyorum.
Tecrübeli değilim yazınca tuhaf gelmişti bana meğerse kardeşinizmiş.
DS2 büyücü olarak başladım pyromancer bir karaktere göre daha çok zorladı beni.
Not: 1-2 oyunuda 30FPS deneyim etmişimdi buna göre konuşuyorum her zaman.
Hocam DS2 en sevmediğim souls oyunudur. DS2'yi de sevdim tabi ki ama 1. ve 3. oyunu daha fazla sevmiştim. DS2'yi neredeyse tüm sınıflarla oynamış biri olarak söyleyebilirim ki evet pyromancer karakterleri en çok zorlayan oyun 2. oyun olmuş.

1. ve 3. oyunda pyromancer karakterlerle oynamak çok daha kolaydı. Ama her türlü 1. oyun derim ben. 1. oyunda ki bosslarda bir ayrı güzeldi.

Özellikle Wolf Sif yapay zeka olarak çok çok güzel bir bosstu beni çok etkilemişti. Şu alevli bölgede karşımıza çıkan Ceaseless adlı bossta çok güzeldi. Genel olarak sevdiğim çoğu boss 1. oyunda o yüzden bir adım öndedir.
 
Evet arkadaşlar bugün an itibari ile üzerimden büyük bir yük kalktı. Önceden Dark Souls 3'ü asla bitiremeyeceğini düşünen ben kısa sürede çok fazla zorlanmadan oyunu bitirebildim. O kadar bilgim yok itemler vs. hakkında ama oynaya oynaya birçok itemin ne işe yaradığını anlayabiliyorsunuz. Bu incelememde bildiğim kadarıyla tavsiyeler vereceğim. Ve oyun hakkında kendimce iyi ne kötü olmuş? Bunları söyleyeceğim. O zaman başlayalım.

İlk olarak oynanıştan bahsedeyim biraz. Aslında bahsetmek gereksiz çünkü oynanış mükemmele yakın. Diyecek pek bir şey yok. Dövüş sistemiyle hala günümüzde ki oyunlara ilham olan bir oyunun oynanışını ne kadar eleştirebiliriz ki? Kılıç kullanımı mükemmel bunu çok rahat söyleyebilirim. Gerek keskinliği gerek düşmanı öldürdüğünüzde o keskinliği hissettirmesi mükemmel. Çok küçük bir detay olmasına rağmen kılıcı veya baltayı artık her neyse duvara vurduğunuzda duvarın içinden geçmeyip duvardan sekip geri gelmesi. Bu bile oyunun kılıç kullanımı bir adım öne atıyor. Ve ayrıca oyunda inanılmaz derecede fazla silah var. Yani seçim şansınız bol. Baltalar kılıçlar kırbaçlar vs. bir ton silah var.

Dünyası çok güzeldi. Atmosfer mükemmel. Her bölgenin birbirine bağlı olması rastgele bulduğunuz bir kısayolun sizi neredeyse oyunun başında ki bölgeye çıkarması ve bu bölgeleri kısayolları keşfetmek güzel hissettiriyor. Her bölge kendine özgü ve inanılmaz atmosferlere sahip. Yani bir bölgeye girdiğiniz de nereye geldim LAN ben? Diyebiliyorsunuz. En aklımda kalan bölge sanırım oyunun başında ki mekana tekrar gelmemizdi. Ama bu sefer aynı dünyanın karanlık ve farklı düşmanlar içereniydi. Ve ilk bossun daha güçlü bir haliyle kapıştığımız bölgeydi. Ve bu inanılmaz güzel bir atmosfere sahip bölge sanırım opsiyonel bir bölgeydi. Yani gitmesekte olurdu. Ama buna rağmen cidden farklı ve güzel hissettiren bir bölgeydi.

Şimdi gelelim bosslara zaten bu oyunda bossları konuşmazsak olmazdı. Bosslara diyecek bir şey yok. Çok iyi tasarıma sahip inanılmaz bosslar. Zorluğunu bir kenara bırakalım ben hayatımda böyle Epic ve mükemmele yakın boss savaşları yaptığım bir oyun hatırlamıyorum. Şimdi zorluklarından bahsedebiliriz. Bosslar bana çok zor gelmedi. 2 3 boss hariç tüm bossları kolayca geçtim. En fazla 4 kere ölmüşümdür. Tabi ki bazı bosslar dışında. Onları Allah kahretmesin. Özellikle nameless king denen aşağılık pislik geri zekalı mahlukat beni inanılmaz zorladı. Onla yaptığım savaşı düşününce hala çok sinirleniyorum. Sonra o baltayı nasıl sapladığımı ve öldürdüğümü düşününce rahatlıyorum. Kendi yetmiyormuş gibi bir de ejdarhası var aşağılık pisliğin. Ona belki 50 kere ölmüşümdür. Ama dediğim gibi diğer bosslar bana kolay geldi. Tabi ki o kadar kolay değiller ama o kadar zorda gelmediler.

Bu nasıl oldu bilmiyorum. 2 3 sene önceye kadar ilk baştaki bossa bile 50 defa ölen adamım. Şimdi diğer bosslar kolay geliyor. He şuna da değinmeden geçmemeyim.

Son bossu beğenmedim. Yani beğendim tabii ama son boss olacak kadar iyi bir boss değildi. Son karşılaşmada daha Epic bir boss beklemiştim. Onun yerine iki denemede geçtiğim bir bossla karşılaştım. Bir tık hayal kırıklığına uğrattı. Yani neredeyse oyunda ki tüm saldırı şekillerini tüm büyüleri yapan bir boss ama zorluğu kolay derecede ve sonda inanılmaz Epic bir boss bekleyen beni tatmin edemedi. Aşağılık nameless king son boss olsa daha iyi olurdu.

Şimdi gelelim kendimce oyunda bu zamana kadar öğrendiğim ufak tefek tavsiyeleri söylemeye. Dediğim gibi inanılmaz iyi her itemi bilen bir souls oyuncusu değilim sadece öğrendiğim şeyleri tavsiye olarak söylemek istiyorum.

İlk tavsiyem oyuna sağlam başlayın arkadaşlar. İlk bölgelerde girilecek her yere girin alınacak her itemi alın. Keşif yapın. Emin olun oyunun başında bu sizi 1-0 önde başlatır. Bu arada bu tavsiye sadece oyunun başında değil. Oyunun tamamında yapın. Mesela keşiflerle kısayollar açıp bonfiredan bossa hızlı bir şekilde gidebilirsiniz.

İkinci tavsiyem oyunda geliştirmeleri atlamayın arkadaşlar. Düşmanlarda bosslardan veya yerden aldığınız soulsları önemseyin. Ve o soulslarla geliştirmenizi düzgün bir biçimde yaparsanız emin olun oyun çok çok daha kolaylaşacak. Aynı şekilde satın alabildiğiniz şeyler var oyunda ve bunlar ilk bakışta size önemsiz gelse de cidden çok önemliler arkadaşlar. İtemlerin ne işe yaradığına tek tek bakın.

Yine konuyu keşiften açacağım çünkü cidden keşif çok önemli. Mesela şu estusları yani canınızı dolduran itemi geliştirebiliyorsunuz. Sayısını artırabiliyorsunuz. Ya da tek bir estusta alacağınız can miktarını artırabiliyorsunuz. Bu da keşif sayesinde mümkün oluyor. Keşif sayesinde bulduğunuz estus shard sayesinde estusunuzun miktarını ve yine keşif sayesinde bulacağınız undead bone shard sayesinde de bir estusta alabildiğiniz can miktarını artırabiliyorsunuz.

Veya bulabildiğiniz resinlerle kılıcınıza veya baltanıza ateş vs. ekleyebiliyorsunuz. Ama düşmana göre kullanmak gerek çünkü her resin her düşmana etki edemiyor.

Üçüncü tavsiyem bazı duvarlar ilizyon duvarları oluyor. Onlara dikkat edin. Bir süre sonra bu ilizyon duvarlarını tahmin edebiliyorsunuz. Onları kontrol edin. Ardında bazen çok güzel itemlar bazen ise çok güzel opsiyonel bölgeler bulabiliyorsunuz. Bu ilizyon duvarlarını kırmak içinse tek yapmanız gereken duvara elinizdeki kılıçla vurmak.

Evet arkadaşlar benden bu kadar dediğim gibi çok tecrübeli bir Dark Souls oyuncusu değilim. Bildiğim şeyleri söyledim. Bir yerde bir hatam olduysa affola yorumlarda düzeltebilirsiniz. Veya sizinde tavsiyeleriniz varsa sizde yazın oynayacak oyunculara bir rehber olsun. Son olarak tekrardan Allah nameless kingi kahretsin deyip gidiyorum.

Cesaret edemediğim için oynamıyorum ;(
 
Cesaret edemediğim için oynamıyorum ;(
Hocam kardeşimde aynı sizin gibi düşünüyordu bu incelemeyi kardeşim yazdı zaten. Çünkü onu zorla oyuna başlattım. O da sizin gibi düşünüyordu ama oynayınca çabalayınca bitirdi oyunu ve çok sevdi. Ardından da hemen bu incelemeyi yazdı zaten. Çoğu insan böyle yapıyor. Oyun zor diye bu güzelim oyunu deneyimleyemiyorlar. Aslında oyun sadece biraz sabır istiyor. Oyunun genel yapısını çözdükten sonra bosslar çok kolay gelmeye başlıyor.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı