Death Stranding'in çilesine katlanılır mı?

Oyuna para verdim. Aldım. Baya mutluydum. Yükledim. 5 dk geçmedi oyun sinematikle başladı, sinematiği 10 dk sürdü. Olur öyle şeyler 2 3 kere dedim. 5 dk yine geçmeden sinematik. Oyunda açık konuşacağım hikaye adına bir şey yok. Oynamak isteyen atmosfer için oynayabilir. Oynanış da tekrara giriyor ekstra olarak bir şey sunmuyor size.
 
Oyun ilk saatlerinde cutsceneler yüzünden bunaltıcı bir hale geliyor. Yaklaşık 50 saatim var oyunda, oyunun mantığı bir yerden bir yere gitmek olsa da giderken belirlenen rota olsun yola çıkmadan alınacak eşyaları seçme olsun mantığı güzel işlenmiş. Strateji yapıyorsun ve sonuçlarını da alıyorsun. Ben hikayesini çok beğenmiştim özellikle sonlara doğru iyice güzelleşiyor, sarıyor. Oyunu 8 9 saat oynayıp beğenmediysen sana hitap etmiyordur muhtemelen. İlgilisine çok güzel bir oyun, hikayesini atmosferi ve BT yağmuru anlarındaki atmosferi harika.
 
Ben katlanamadım.

 
Oyun ilk PC çıktığı zaman normal oynayarak bitirmiştim, sonrasında Director's Cut sürümü çıktı. DC sürümünü ise en ince ayrıntısına kadar, tüm asfaltı tamamlayarak ve tüm sığınakları 5 yıldız yaparak bitirdim. Acayip keyif aldığım bir oyun. İkinci oyunu ise sabırsızlıkla bekliyorum. Bu çileye değer mi demişsin ama benim için çile çektiğim değil aşırı zevk aldığım bir oyun. Oynadıkça mekanikler artıyor, mekanikler arttıkça oyunun keyfi artıyor. Özellikle hematik bombayı elde edene kadar oyuna sabret. Sonrası çorap söküğü gibi geliyor.

Eğer oynayacak oyun önerisi istersen sana listemi de paylaşayım. Arasından ilgini çekeni oynayabilirsin. 👍

Bitirdiğim oyunlar.png

 
Size çile gibi geliyorsa zorlamayın zaten, herkese hitap edecek bir oyun değil. Özellikle de sürekli bir aksiyon olsun, hareketli olsun beklentisini asla karşılamayacak bir oyun. İlk birkaç chapterı, BT’lerle savaşacak ekipmana sahip olana kadarki kısımları oyunun kalanına kıyasla daha yavaş ve keyifsiz kesinlikle. Giriş anlamında bir problemi var oyunun, ama kalanı eğer oyun size uygunsa, deneyimleyebileceğiniz eşi benzeri pek bulunmayan yapımlardan.

Ortalama üstü ilginç bir hikayesi, hoş karakterleri var. Steath ve dövüş mekanikleri yine ortalama. Asıl olayı ise dünyası ve oynanışı kesinlikle.

Tek başınıza hiç tanımadığınız düzlüklerde, dağlarda gezerken aniden yağmura yakalanıp, kargonuz ölmek üzereyken aynı yollardan geçen başka bir oyuncunun yaptığı yağmur sığınağıyla karşılaşınca; asfalt tamamlamak için taşıdığınız yüzlerce kiloluk malzeme yüklü kamyonunuzun pili bitmek üzereyken yine bir başka oyuncunun kurduğu batarya istasyonu sayesinde yolunuza devam edebildiğinizde; BT’ler, teröristler, nehirler ve dağlar aştıktan sonra ufukta hedefiniz olan şehir göründüğünde arkadan çalmaya başlayan müziği duyduğunuzda anlıyorsunuz Death Stranding’in farkını.

“Kendi başına bir şey yaptırmıyor robot gibi oynuyorsun” diyorsan zaten oyunun ruhunu anlamamışsın demektir. Çünkü Deah Stranding, her şeyden önce bir yolculuk oyunu. Hem farklı oyuncuların kaynaklarını, hem de kendi fikirlerini kullanarak engelleri aşmak için bizzat kendi kararlarınla ve inşa ettiğin yapılarla oyunun dünyasını şekillendirdiğin bir dünyaya sahip. Oyunda vakit geçirdikçe geçtiğin yerler kayalıktan düzlüğe, düzlükten patikaya dönüşüyor, senin bu şekilde yürüyerek oluşturduğun patikalar, inşa ettiğin yollar vs diğer NPC’ler tarafından kullanılıyor, adım adım dünyayı kendinin şekillendirdiğine tanık oluyorsun, dünya üzerindeki etkini birebir gözlemliyorsun.

50-60 saat sonra geriye baktığında oyunun başlarında, yeni bir alana ilk girdiğinde o bölgenin ne kadar zor aşılır olduğunu, saatler içerisinde ne kadar değiştiğini ve geliştiğini fark ediyorsun ve bu insana inanılmaz bir başarı hissi sunuyor. “Buralardan ilk geçişimi hatırlıyorum da ne kadar zorlanmıştım” diyorsun dönüp bakıp.

Tüm haritayı saran ziplinelar kurmak için dağ taş aşarak saatler harcadıktan sonra kilometrelerce yolu saniyeler içinde aşmanın tadı da çok ayrı. DS içerisindeki en güzel saatlerimi zipline kurarken geçirdim diyebilirim.
 
Size çile gibi geliyorsa zorlamayın zaten, herkese hitap edecek bir oyun değil. Özellikle de sürekli bir aksiyon olsun, hareketli olsun beklentisini asla karşılamayacak bir oyun. İlk birkaç chapterı, BT'lerle savaşacak ekipmana sahip olana kadarki kısımları oyunun kalanına kıyasla daha yavaş ve keyifsiz kesinlikle. Giriş anlamında bir problemi var oyunun, ama kalanı eğer oyun size uygunsa, deneyimleyebileceğiniz eşi benzeri pek bulunmayan yapımlardan.

Ortalama üstü ilginç bir hikayesi, hoş karakterleri var. Steath ve dövüş mekanikleri yine ortalama. Asıl olayı ise dünyası ve oynanışı kesinlikle.

Tek başınıza hiç tanımadığınız düzlüklerde, dağlarda gezerken aniden yağmura yakalanıp, kargonuz ölmek üzereyken aynı yollardan geçen başka bir oyuncunun yaptığı yağmur sığınağıyla karşılaşınca; asfalt tamamlamak için taşıdığınız yüzlerce kiloluk malzeme yüklü kamyonunuzun pili bitmek üzereyken yine bir başka oyuncunun kurduğu batarya istasyonu sayesinde yolunuza devam edebildiğinizde; BT'ler, teröristler, nehirler ve dağlar aştıktan sonra ufukta hedefiniz olan şehir göründüğünde arkadan çalmaya başlayan müziği duyduğunuzda anlıyorsunuz Death Stranding'in farkını.

“Kendi başına bir şey yaptırmıyor robot gibi oynuyorsun” diyorsan zaten oyunun ruhunu anlamamışsın demektir. Çünkü Deah Stranding, her şeyden önce bir yolculuk oyunu. Hem farklı oyuncuların kaynaklarını, hem de kendi fikirlerini kullanarak engelleri aşmak için bizzat kendi kararlarınla ve inşa ettiğin yapılarla oyunun dünyasını şekillendirdiğin bir dünyaya sahip. Oyunda vakit geçirdikçe geçtiğin yerler kayalıktan düzlüğe, düzlükten patikaya dönüşüyor, senin bu şekilde yürüyerek oluşturduğun patikalar, inşa ettiğin yollar vs diğer NPC'ler tarafından kullanılıyor, adım adım dünyayı kendinin şekillendirdiğine tanık oluyorsun, dünya üzerindeki etkini birebir gözlemliyorsun.

50-60 saat sonra geriye baktığında oyunun başlarında, yeni bir alana ilk girdiğinde o bölgenin ne kadar zor aşılır olduğunu, saatler içerisinde ne kadar değiştiğini ve geliştiğini fark ediyorsun ve bu insana inanılmaz bir başarı hissi sunuyor. “Buralardan ilk geçişimi hatırlıyorum da ne kadar zorlanmıştım” diyorsun dönüp bakıp.

Tüm haritayı saran ziplinelar kurmak için dağ taş aşarak saatler harcadıktan sonra kilometrelerce yolu saniyeler içinde aşmanın tadı da çok ayrı. DS içerisindeki en güzel saatlerimi zipline kurarken geçirdim diyebilirim.

O kadar yazmışsın ama 15dk boyunca ara sahne izlemek oyun oynamak olmuyor hikayede tuhaf 30 saat oldu hala düzgün bir şey anlatmıyor konuşmalarda tuhaf Sam git Sam gel Sam şunu taşı bunun harici konuşmalar oyunun sonuna saklanmış çünkü tek söyledikleri bölgeleri aç, Amilie kurtar 30 saat oldu başka bir şey yok.
 
O kadar yazmışsın ama 15dk boyunca ara sahne izlemek oyun oynamak olmuyor hikayede tuhaf 30 saat oldu hala düzgün bir şey anlatmıyor konuşmalarda tuhaf Sam git Sam gel Sam şunu taşı bunun harici konuşmalar oyunun sonuna saklanmış çünkü tek söyledikleri bölgeleri aç, Amilie kurtar 30 saat oldu başka bir şey yok.
30 saat oynadıysanız max 5 saati ara sahne olsa kalan 25’i oynanış. Bir oku bakayım ben “oh ara sahneleri mükemmel oyun” mu demişim yoksa oynanışı mı anlatıp övmüşüm.

Oyundaki cutsceneleri arka arkaya koysan 7-8 saat ediyor zaten, bu kadar da abartılacak bir yanı yok. Dünyasını inşa etmek, dolaşmak, ağ kurmak ve teslimat yapmanın çok ayrı bir keyfi var.

Her oyun herkese hitap etmez, yapacak bir şey yok, oynamak zorunda değilsiniz. Şu oyunu 30 saat oynayıp size hitap edecek bir yönünü bulamadıysanız size göre değildir zaten. Sonunu merak ediyorsanız açın sinematikleri izleyin bitirin hikayeyi gitsin.
 
30 saat oynadıysanız Max 5 saati ara sahne olsa kalan 25'i oynanış. Bir oku bakayım ben “oh ara sahneleri mükemmel oyun” mu demişim yoksa oynanışı mı anlatıp övmüşüm.

Oyundaki cutsceneleri arka arkaya koysan 7-8 saat ediyor zaten, bu kadar da abartılacak bir yanı yok. Dünyasını inşa etmek, dolaşmak, ağ kurmak ve teslimat yapmanın çok ayrı bir keyfi var.

Her oyun herkese hitap etmez, yapacak bir şey yok, oynamak zorunda değilsiniz. Şu oyunu 30 saat oynayıp size hitap edecek bir yönünü bulamadıysanız size göre değildir zaten. Sonunu merak ediyorsanız açın sinematikleri izleyin bitirin hikayeyi gitsin.

Oyun para vermeye değmez ben pişmanım zaten boş yere övenlere güvendim.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı