Dertler

Herkesin derdi kendisine gore büyüktür ancak mantıksal olarak dertlere yaklaşım da yapabiliriz. 1 yıl PC'ye sahip olamayabilirsin belki ama PC'ye sahip olup da yatalak hasta olduğu için oyun oynamayan, hatta birine muhtaç olup hayattan kopan biri de olabilirdin :)

Ölmedigin ve sağlıklı olduğu sürece her şeye çözüm var. Hayata sonsuz mutluluk için gelmedik, her dert sonrakinin habercisi. Ama geçiyor, alışıyorsun.
 
Ne derde sahip olduğundan ziyade o dert karşısında ne durumda olduğun ve ne hissettiğin önemlidir. Bana, sana ya da herkese basit ve anlamsız gözüken dert, derdi yaşayan kişi için ölüm kadar yıkıcı bir durum olabilir. O nedenle başkalarının dertlerini teselli için de olsa örnek vermeyi doğru bulmuyorum.
 
@Jira denk getirmişken sorayım. Peki dertlerinin sonunda o masal kitaplarındaki mutluluğa ulaştın mı?
Derdin sonu yok ki. Yani hayati tanımaya baslasigindan beri herkesin nispeten ufakta olsa büyük de olsa bir derdi oluyor. Okul hayati, gelecek kaygısı, iş hayatı, ailesel, maddi, manevi, sorumluluklar, hastalıklar, yakınlarının vefatı, insan iliskileri vs. diye gider.

Ölene kadar pesimizde kısacası. Küçükken derdim, şu yasima gelince, paramı kazanınca rahatlığa ereceğim, nispeten her şeyden uzaklaşıp mutlu bir hayatım olacak falan ama hayat insanı böyle karşılamıyor. Bir boruyu tamir ediyorsun, diğeri patlıyor, hep tamir bekleyen şeyler karsilasiyorsun.

Masallardaki mutluluk masallara özgü. Biz olabildiğince güzellikleri bulmaya calisalim, kendimizi sevelim ve hayatımızı da güzelleştirmeye calisalim. Gerisi önemli değil :)
 
Param yok, iş yok, ailemin beni umursadığı yok, hayatta kalmaya çalışıyorum sadece.
Önemli olan şu anda olduğun durum değil, bu durumu değiştirmek için neler yaptığın ve ne kadar çabaladığındır. Bir şeyleri değiştirebilen insanlarla diğerleri arasındaki fark burada ortaya çıkıyor.
 
Önemli olan şu anda olduğun durum değil, bu durumu değiştirmek için neler yaptığın ve ne kadar çabaladığındır. Bir şeyleri değiştirebilen insanlarla diğerleri arasındaki fark burada ortaya çıkıyor.
Oldugu konumu değiştirmek için en ufak caba harcamayip olduğu yerden üst bir konuma geçmek isteyenleri anlamıyorum. En basitinden yemek yemek için bile efor gerekirken iyi bir hayata sahip olmanın eforsuz gerçekleşeceğine inanarak bomboş yaşayan milyonlar var.

Çalışmanın insana ihanet etmeyecek bir gercek olduğu ortadayken herkes kolaya kaçarak tembelligi ve hazirciligi tercih ediyor.
 

Geri
Yukarı