İkisi de yanlış ellerde çok tehlikeli hal alıyor bana göre. Devletçilik, hakkıyla işletilirse, yanlış ellere düşmezse çok iyi olur aynı şekilde libralizm de öyle, yanlış ellere(akbabalara, leş yiyicilere, sömürücü kişiliklere) kalmazsa çok iyi olur, oluyor da zaten. Bakınız Almanya, Japonya. Ama insan iyi bir şekilde eğitilirse, kültürlü olursa, mantıklı olursa her sistemde başarılı olabilir. Burada sorun sistem değil, insan ve onu yönetenlerde. Mantıksız, akılsız bir toplum olduktan sonra, eğitilemedikten sonra, devlet yönetse ne olur, özel sektör yönetse ne olur. Yani liberalizmde rekabet olur, insanlar yeni bir şey öğrenmek için birbiri ile yarışır deniyor, hani, ülkemizde nerede öğrenme isteği? Yok. Devletin yönettiği bir toplumda da insanlar iyi yetiştirilirse, bazıları burnunu sokmaz ise, çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. Liberal ekonomide, rekabet çok aşırı fazla ve bu insanların eşşek gibi sömürülmesine izin veriyor. Neresi iyi? Ha iyi yönetilirse iyi olur, devlet kontrolünde olursa iyi olabilir ama bu şekilde bizi kimlerin yönettiği belli olmayan yerlerde bizim insanca yaşamamız imkansız gibi gözüküyor. Aslında dünyada tek ideoloji hakim o da; büyük balık küçük balığı yutar mantığı.
Einstein'ın ekonomik modellerde dile getirdiği sorunları okuyabilirsiniz.
Neden Sosyalizm? - Albert Einstein — Gazete Karınca
Ayrıca baksanıza şuna her yıl, 80 milyon dünya nüfus artıyor.
Worldometers - Gerçek zamanlı dünya istatistikleri
Önce mantığı öğretmemiz lazım, mantık bizim dinimiz olması lazım ki, bir şeyler güzel olsun. 820 milyon insan aç dünya ve dünya saniye 4.5 kişi doğuruyor sürekli.