Yurt dışına çıkmak işi hayal olur. Düşünün ki böyle bir ekonomik krizde ülke kime vize ve pasaport verir? Zaten sahipseniz bunlara o zaman hangi Avrupa ülkesinin sizi kabul edeceğini düşünüyorsunuz? Şu an nasıl ki ülkemizde mültecilere çok sıcak bakılmıyorsa gideceğiniz yerde siz de aynı muameleyi görürsünüz. Hintli bir bilişim uzmanı nasıl ki Avrupa'da değer görmüyor tabiri caizse 'köle gibi çalışıtırılıyorsa' aynı duruma düşersiniz ki bu kadarına sahip olmak için bile donanımlı olmanız gerek. Kentten köye dönüş hareketinin canlanması muhtemel. Böyle bir durum olursa yapılması gereken kapalı ekonomiye geçmektir. Zaten yurt dışından alınacak ürünlerin fiyatına halkın gücü yetmeyeceği için ithalatın durdurulması uzun vadede ülkenin kendisini toparlaması için kaçılmaz bir hamledir. Kapalı ekonomi durumunda halkın çekeceği sıkıntı süresi oldukça uzar fakat bir ihtimal bu krizi atlatabilmenin yolu da budur. Bu süre içerisinde sadece yerli yatırım ve üretime odaklanılır ise durum belki zamanla düzeltilebilir. Ülke olarak zengin kaynaklara sahibiz. Ben ülkede iyi yetiştirilmesi durumunda çok güzel işler yapabilecek genç bir potansiyelin olduğuna da inanıyorum. Aksi takdir geriye Türkiye devleti kalmayacaktır.
Kapalı ekonomi biçimi intihar da olabilir elbet. Fakat boynunuza ilmeği en azından kendinizin geçirmesini sağlar. Başarı durumunda Türkiye gibi zengin kaynaklı bir ülkenin dünyada sözü geçer duruma gelmesi kaçılmazdır.
Bknz: Japonya
Kim ne söylerse söylesin, böyle bir durumda ekonominin kurtuluşu için siyasetten arındırılmış uzman kişilerden oluşan yeni bir ekonomi organı oluşturulması gerekir. Dünyanın bir çok yerinde görülmüştür ki halk her zaman doğru karar vermeyebilir. Ekonomi yurt içinde siyasetten bağımsız fakat ülke amaçlarına hizmet etmesi gereken bir olgudur. Yöneticiyi halkın seçmesi temsili demokrasi sisteminin temeli olsa da her yönetici vasfına sahip kişi/kurum ekonomik karar verme yetisine sahip değildir. Bu anlattıklarım ütopya gibi görünebilir fakat olağan üstü zamanlarda her şey mümkündür.