Düşünce madde midir?

Çok enteresan bir konu gerçekten maddenin açıklaması; 5 duyu organımızla algılayabildiğimiz kütlesi hacmi olan şeylerdir bunu bir arkadaş yazmış zaten de benim merak ettiğim evrenin %25'ini oluşturduğu varsayılan kara maddeye de madde denmiş zaten ismi de kara madde peki ya bu kara maddenin hacmini nasıl ölçmüşler şu anki insan teknolojisi evrenin sadece %5'ini keşfedebilmiş.

Kara madde denilen olğu; Evre'nin boşluktan değil Dünya nasıl hava ile çevriliyse Uzayda bir madde ile çevrilmiş olduğunu anlatıyor. Bunu da ilk ortaya atan Einstein'dır.

Einstein'nın kütle çekim yasalarına göre Uzayda bulunan ağır kütleli yıldızlar ve gezegenler, mesela gerilmiş bir battaniyenin üzerine bilye atarsın ve o bilyenin çevresi, bilyenin ağırlığı nedeniyle battaniyeyi alta çeker gibi olur. İşte bu ağır kütleli yıldızlar Uzay zamanı büküyor.

1.png


Bunu da örneğin Güneşin tam arkasında kalan bir yıldızdan gelen ışınları biz görebiliyoruz. Bu ışınlar Güneşin ağırlığı nedeniyle uzay zamanda bükülmeler yüzünden bizim teleskoplarımıza gelip o yıldızı görünmemizi sağlıyor. Eğer bir bükülme olmasaydı Güneşin büyük hacmi nedeniyle tam arkasında bulunan yıldızı göremeyecektik.

Yani uzay boşluğu aslında bir battaniye görevi görüyor. Bununda bizim şu anda bilmediğimiz bir maddeden meydana geldiğini varsayıyoruz. Kara denilmesinin nedeni yapısının bilinmemesinden, yakın bir zamanda uzay ve zamanın Einsten'nın belirttiği gibi büküldüğü hesaplandı.
 
Şimdi bizim düşünmemiz nasıl oluyor ? Bunu bir bilgisayar işlemcisiymiş gibi anlatacağım.

Arkadaşlar bilgisayar işlemcisi önbelleği olan ve belirli bir hızda çalışan yapıdır. Kısacası beynimize benziyor. Burası önemli beynimize benziyor.
Şimdi bu işlemci çalışınca içinde bir işletim sistemi, yazılım vs. birtakım şeyler oluyor. Bu da düşüncedir. Yani beyin bir işlemci, düşünce ise işlemcinin yaptığı iş.

Buraya kadar tamam anladık eyvallah, ama sen bize madde felan bahsetmedin diyorsunuz galiba.

Şimdi arkadaşlar işlemci önbelleğe alıyor verileri yani kısacası ufak zamanlı bir depolama oluyor, ve bu depolama beynin düşünce ile gerçekleştirdiği olay.

Ayraç: Ancak bu depolamanın olması için bir depolama alanı gerekir. Bu da harddisk kısacası beyin oluyor.

Yani depolama varsa burda bir hacim, kütle, yer kaplama, enerji...
Adını ne koyarsanız koyun aynı yere çıkıyor.

Şimdi arkadaşlar sonuç olarak düşünce tek başına sadece kısa zamanlı olur, yani işlemci gibi gelip geçicidir. Ve bu sadece enerjiyle gerçekleşir. Ancak beyin olduğunda bu depolama yapılabilir ve düşünce yer kaplar.

Sonuç olarak düşünce maddedir.
 
Madem madde ise, mutlu olmamız için hangi cereyanların olması gerektiğini söyler misin?
Mutluluk dediğimiz şey tamamen beyinin salgıladığı hormonlardan kaynaklı değil midir? Bir aslan koca hayvanı bir çırpıda silip süpürüyorsa salgıladığı dopamin hormonu yüzünden oluyor. Bu hormon bizi bir işi tamamladığımızda resmen kamçılıyor ki diğerine başlayabilelim. Mesela Cinsel ilişkiyi tamama erdiğinde öyle bir dopamin patlaması cereyan ediyor ki mutlu oluyoruz. Ama bir tabak yemeği bitirdiğimizde o kadar mutlu olmayız çünkü dopamin seviyesi düşük bir eylem tok bir insan için. Aç insan için gerçekten harika bir şey bir tabak yemek.
 
Bir hayvan ile bir insanı ayıran temel şey, duygulardır.

Eğer duygular, dediğiniz kadar kolay kontrol edilebiliyor olsaydı, psikoloji diye bir bilim olmazdı.

Kimse kolay kontrol edilebiliyor demedi. Bu olayları yöneten onlarca bileşik ve durumlar gerçekleşirken milyarlarca kombinasyonda beyinde çalışa nöron var. Mutlu olmamızı serotonin ve diğer bazı hormon/bileşikler sağlıyor ve serotonin salınımı tekdüze değil. O gün yaşadığımız olaydan, daha önce yaşadığımız olaydan, genetik yapımızdan, biyolojik saatimizden, hayatımızdaki bütün kombinasyonlardan etkilenir. Dikkat eksikliği olan insanlar bağımlılığa daha yatkındır çünkü kumarda kazanmak, oyunda seviye atlamak gibi aktiviteler beyinde dopamin salınımını artırır. Dopamin de dikkat eksikliği olanlarda az olan bir hormon.

Psikolojiyle uğraşanlar hormonların yaşamımıza etkisini biliyorlardır herhalde, bilmiyorlarsa da bilimden uzak kalmasın, öğrensinler.
 
Düşüncenin cismani bir vücudu yoktur. Düşüncenin aslı ve kaynağı ruhtur.
Düşüncenin ruhtan ayrı veya ruhun içinde somut bir varlığı yoktur.
Düşünce insanın özü olan ruh tarafından anlaşılan ve hissedilen bir şeydir.
Kısacası düşünce sadece anlaşılır ve hissedilir. Düşüncenin aslı ve kaynağı da ruhumuzdur.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Düşüncenin aslı ve kaynağı ruhtur.
Hiç alakası yok, hangi tip etkileşimin beyninin hangi bölgesinden çıktığını ve düşüncenin nerede işlendiğini bile görebiliyorsun nöronlar arasındaki elektrik iletiminden dolayı. Sadece düşüncelerinle mekanik bir kolu kontrol edebileceğin teknoloji yapılmış durumda senin bu sinaps merkezlerinden aldığı bilgileri işleyerek, sen düşüncenin somut kaynağı yok diyorsun. :D

Bir şeyi araştırmadığın, bilmediğin zaman bunu bilmiyorum diyerek araştırmak yerine böyle kendi inancının içinde bir yere konumlandırmaya çalışırsan böyle oluyor işte... Hiçbir somut varlığı yok dersin, o düşünceyi oluşturan nöronlar arası elektrik akımları ve bunların işlenebilmesinden haberin olmaz.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı