mrandarkan
Hectopat
- Katılım
- 6 Haziran 2015
- Mesajlar
- 528
- Çözümler
- 1
@Jira Son olarak yıldızımızın küstüğü tek nokta siyaset. Açıkçası siyaseti bu tip dostluklara malzeme etmenin yanlış bir davranış olduğunu bilsem de zıt bir karaktere sahip olduğum için; olaya netlik kazandırmak adına alıntı yapmış halde buluyorum kendimi.
Ben "Her şeyi eleştiren" kişilerin alternatif göstermesi taraftarı oldum her zaman. Yani "X kötü - Y kötü - Z iyi olabilir ama güvenmeyin" yerine "Eldeki en iyi mal Z, varsa daha iyisi onu destekleyelim" görüşünü benimsiyorum.
Mesela "Oy vermek saçmalıktır - oy vererek hiçbir şeyi değiştiremezsiniz" diyen insanlara da karşıyım. Bunu söylemek "Var olan iktidarın devam etmesini istemek" ile aynı şey. Oy vermeyi saçmalık olarak gören kişiler devrimci olup; düzene baş kaldırmalılar ki eleştirilerinin arkası dolsun.
Sen de herkesin yanlışını eleştiriyor ancak hangi tarafta olduğunu belli etmiyorsun. Ben buna kızıyorum haddim olmayarak. Hiçbir konuda hangi fikri savunduğundan tam anlamıyla emin olamıyoruz; herkesin yanlışını söylemek yerine 1 kişinin doğrusunu söyle bir kez olsun diyorum.,
Ben ağzından cımbız ile laf almaya çalışınca; haliyle yıldızlarımız küsüyorMesele tamamen bundan ibaret.
Her şeyi eleştirmek yerine; alternatif olarak bir doğru yol göstermeni bekliyorum. Yalnızca senden değil, herkesten bunu bekliyorum. Ben bu yüzden her şeyi eleştiren insanlar ile zıtlaşıyorum sık sık. İmamoğlu 230.000TL değerinde saat takıyor dedik "E o zaman onun kadar vizyon sahibi olup - 230.000TL saat kullanmayan" bir yönetici varsa söyleyin bilelim demek geçiyor içimden. Desteklediğimiz adamı 3 kere eleştiriyorsak 9 kere övmeliyiz bana göre. Aksi bir durum varsa desteklememek lazım. Yani ben "Karşımdakinin fikirlerini uğraşmadan - ikilemde kalmadan" anlayabilmek istiyorum. Bu, sende bu kadar kolay olmuyor
Tertemiz bir açıklama olmuş... Yazacaktım, siz yazmışsınız. "Oy vermekle ne olur yea!" geyiği, vatana faydasız bir birey olmaktan öte değil. Siyaseti boş görmek ya da bunda olanları yekten kirli görmek de aynı kafanın ürünüdür ve 80 sonrası şekillenir. Bu kafalar yüzünden koyun gibi ne denilse "he" diyen kitlelere alıştı herkes ama umarım değişir ve düzelir...
Pardon da ne nankörlüğü?
Deprem toplanma alanlarına AVM yaptılar diye mi sevinelim?
Koskoca şehre onca göç var, bunu engellemeleri gerekirken tüm sanayiyi oraya kurdular, Türkiye'yi bir şehre mahkum ettiler diye mi sevinelim?
Buna sevinelim de bir depremde koca ülkenin bağımsızlığı dahi tehlikeye girecek hale gelmişken, her şeyi görmezden gelip kaderci mi takılalım?
Her birini yabancı sermayeyle, Dolar şişmişken borçla, krediyle yaptıkları yatırımları mı övelim?
Söylesenize yahu neyi övelim?
Ekonomide iki satır düzgün iş yaptılarsa o da Derviş Bey'in hikmetiyken, bugünkü rezilliklerle tarihimizde ilk kez sebzeye, meyveye savaş, kıtlık, ambargo yokken milleti muhtaç ettiler, buna ne diyelim?
Şu kafayı bir atın artık kafanızdan...
Bu ülke rezil bir halde değildi, hiç de olmadı. Demirel'in bir sözüydü sanırım "Sizden önce kimse bir şey yapmadıysa satıp savurduklarını baban mı yaptı?!" diyordu...
Ben tüm bunları da geçtim arkadaş, koskoca ülkeyi, sarhoşu imamına selam verir halden, "baldırı çıplak top oynuyorlar" kafasına kim getirdi?!
Bu ayrımı kim yaptı kim?
28 Şubat'a savcıyız diye Feto'nun köpeklerine soru, makam, mevki, para, yatırım ne halt varsa kim yedirdi? Şimdi çıkıp da "bunlar hain" dedikleri adamlara bizim gibiler baştan beri dalga geçiyor, sövüp sayıyordu...
Neden?
Çünkü cemaat kafasından bir halt olmaz da ondan... Bu ülkeyi kuran adam boşuna meczuplar, dervişler memleketi olamaz, demedi! O nedeni bu kitle göremedi çünkü ekmeğine yağ sürdü...
Neyse, uzatmayayım da ortada teşekkür edecek bir şey değil, koca bir enkaz görüyorum...
Siz çıkmış "Ooo... Ev aldı, araba aldı, yeni dükkan açtı!!!" diye hayran hayran bakıyorsunuz da... O adam bankalardan öyle bir kredi çekti ki, bunlardan fazlasını kaybedecek, bunu atlıyorsunuz...
