En sevdiğim ülke diye bir şey yok ama takdir ettiğim ülkeler var. Mesela İsviçre onlardan biri. Bu ülkenin belli bir resmi dili yok, kantonlara göre 4 farklı dil konuşuyorlar. Bu çok dilli ve farklı kültür sahibi olmayı bir ayrıcalık, Dünya vatandaşı olma yolundaki bir adım olarak görüyorlar. Kendi kantonun dilini, sonra en çok konuşulan kanton dilini ve İngilizce dahil 3 dili iyi düzeyde öğreniyorlar. Halkının silah sahipliği çok yüksek ama silahla işlenen suçlar yılda birkaç defa ancak olur. Batıyla entegre bir ülke gibi görünse de aslında herkesin faydasına olan bir ülke durumuna kendilerini getirmişler. Savaş riski neredeyse yok, alım gücü yüksek, eğitim üst düzeyde, doğal güzellikler bakımından muhteşem bir yerde. Az nüfus ve az toprakla bize göre %65 (123 milyar $ fazla) daha fazla ihracata sahipler.
Sözün özü bu ülkedeki farklı kültür ve dillere sahip halklar o kadar iyi şekilde birleşmişler ki, başka ülkede ayrışma beklenecek durumdayken sıfır iç ve dış soruna sahip bir ülke. Gerçi bankacılık sistemleri İngiltere/Fransa gibi ülkelerin tepkisini geçmişte çok çekmişti, bu konuda taviz verdiler. Eskiden olduğu kadar gizli ve vergisiz yabancı mülk politikasından vazgeçtiler.
Saat meraklısı biri olarak da benim için önemi olan bir ülke. Omega, Tag Heuer, Breitling gibi markaların ürünlerini severek takıyorum. Gerçi Breitling'e aşırı iyi bir teklif gelince satmıştım ama diğerleri bende ömürlük.