Eşcinsellik Hakkında Evrim Üzerinden Bir Bakış Açısı

Günah ille de işlenecekse gizli yapılmalı.
Ben günah var olmaya devam etsin demedim, bunu aklıyla mantığıyla düşünen biri nasıl ve nerden çıkardı ?


Toplumdan kendini soyutlayıp, ben kendim toplumdan daha bilinçliyim modundaki insan için geçerli bu dediğiniz. Günahı / kabahati bilemeyecek, idrak edemeyecek, yorumlayamayacak kişiye söyleyecek lafım yok.
Günahı da kabahati de insanlar farklı yorumlayabiliyorlar. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Örneğin; Ramazan'da gıda reklamı yayınlamak kimine göre günah çünkü ulaşamayan insanlar var, kimine göre de sevap çünkü oruç nefsi test ediyor. (özellikle çok önemli olmayan bir örnek verdim, konu başka yere gitmesin diye)


Yahu geçmişte yaşanmış olması etik olduğu anlamına gelmez ki. Ben senle eş cinselliğin tarihini tartışmıyorum. Etik olmadığını savunuyorum. Ulu orta eş cinsellere destek verici mesajların toplumsal değerlerimizle örtüşmediğini söylüyorum.
Eşcinselliğin tarihini tartışmıyorum, tarihten örnekler veriyorum. Tarih sayfasında ezildiğini ya da hak ettiğini alamadığını düşünen gruplar seslerini ancak abartılı ve yüksek sesli eylemler sonunda duyurabilmişlerdir. Burada sizinle -kısmen- uzlaştığımız bir konu var; bence eşcinsellik, sarışın olmak kadar fiziksel ve normal bir şey ve abartılMAmalı! Yani isteyen istediğiyle beraber olup bunu dillendirmemeli. Ancak aksi yönde baskı fazla olunca, toplum içinde normal kabul edilebilmek için anormal sesler çıkarmak gerekiyor, bunu da anlıyorum, ama çok sevdiğim söylenemez. Toplumsal şekillenmeler uzun sürer, genellikle de sancılı süreçlerdir. Bunu anlatmaya çalışıyorum.

Bir eylemi yapmamak için herkes için zararlı olması gerekmez. Bunu öğrenememişsin.

Bir tartışma, tartışanları aşıp sadece tartışılanlardan ibaret olduğunda gerçekten tarafsız ve kalitelidir. Kendi düşüncenizi daha iyi anlatma yolları bulup karşı tarafa sunmay açaba harcamak yerine, karşınızdaki insanın kendisine yönelip "sen şöylesin, sen böylesin, bunu öğrenememişsin, öğren de gel, senin amacın bu zaten... kıl tüy yün" laflar sadece tartışmanın kalitesini düşürür. Bunu ööğrenememişsiniz..

Kişinin davranışında pozitif yönde değişiklik yapmayan eğitim eğitim değildir. Eğitim istendik yönde davranış değişikliği kazandırır kişiye, siz ben merkezci bir tutum içerisindesiniz. Buda aldığınız eğitimin yanlış olduğunun göstergesi.

Herkesin içinde var olan benmerkezciliğin özgürlüğünü ve toplumsal bilince entegre edilebilmesinin bir savunucusuyum. Yer yüzü hala çocuklarının eşlerini/işlerini seçen büyükler, başkasının adına kararlar verip o başkalarının ne istediğini sormayan insanlarla dolu. Toplum, etnik köken, yaş, cinsiyet gibi sayısız kalıp içinde insanları belirli şeylere zorluyor.

Yoldan geçen biri olarak değil, bizzat bu işin okulunu okumuş biri olarak söylüyorum yanlış anlamayın lütfen.


Ben değilim ama bilim de değil. Siz eş cinselliği bilimsel olarak bir kılıfa sokuyorsunuz diye etik sayamazsınız, savunamazsınız.

Ben eşcinselliği etik saymıyorum, savunmuyorum ve teşvik de etmiyorum. Sadece anormal veya yanlış görüşmesine karşı bir savunma içerisindeyim. Çünkü normal ve sıradan olduğu görüşündeyim (özel bir şey, bir üstünlük ya da bir özel hissetme sebebi olduğunu düşünen eşcinsel varsa ona da karşıyım). Bence sarışınlık gibi bir şey. Genlerimiz bizimle ilgili bir çok şeyi daha doğmadan belirliyor. Eşsincel olMAmayı seçmediğimiz gibi olmayı da biz seçmiyoruz. Ama onlara uzaylı gibi yaklaşılır ve hak ettiklerine inandığım normallik ellerinden alınırsa, ben de elimdeki bütün gerekçelerle savunma moduna geçerim.

Sizin gibi ülkede kaç kişi var ? (erkek olarak evde oturacak , kadın çalışacak)
Benim bahsettiğim gibi kaç kişi var ? (evde hiç çalışan yok)

Siz işi sulandırma derdindesiniz. Ben kadınlar çalışmasın demiyorum. Demek istediğim şu; aynı evde hem erkek hem kadın çalışıyor, ama öteki evde 1 tane çalışan bile yok. Aile başına 1 çalışan ortalamasını tuttur, sonra kadınları iş hayatında aktif olsun de bende varım.

İşte yine bir şahsa sataşma daha. Siz bence dediklerime odaklanmama derdindesiniz. İşsizliğe bulduğunuz çözüm insanlığı kategorize etmekten geçiyor farkında mısınız? "Önce tüm iş sahibi olması gereken erkekler iş bulsun, kalan koltuklardan itibaren kadınlar gelsin" diyorsunuz. Çünkü işsiz kadın olabilir ama işsiz erken olamaz.

Bu dediğinizin bir zamanlar doğru olup bugün doğruluğunu neden büyük bir hızla kaybettiğine dair tarihten giriş yapmam lazım ama o zaman da "tarih dersi veriyor" oluyorum. Halbuki çok açık. Ortalama 35-36 sene olan insan ömründe kadın 2-3 çocuk yapsa rahat 5 sene mobilitesini ve kendini savunma gücünü kaybediyor. Üstelik eski dönem teknolojilerinde iş güç çoğunlukla fiziksel güç üzerine kurulu. O da erkekte daha fazla var. Bugün is tanımının çok küçük bir kısmını yüksek, fiziksel güç isteyen işler oluşturuyor.


Yahu kadın çalışmak zorunda demedim ben zaten. Erkek çalışmak zorunda da demiyorum.Cinsiyete göre çalışan sayılarını gruplarsan Erkek'ler daha fazla. Haliyle de bu eylem erkeklerle anılıyor.
Tersini söylesem , desem ki her evde 1 çalışan olmadığı sürece erkeklerin aktif olarak çalışma hayatında olması doğru değil. Bu sefer de buna kulp bulacaksın.

Ben mantığımla aklımla toplumdan daha iyisini bilirim, bulurum demek bencillikten başka birşey değil. Ki üslubunuzdan yazdıklarınızdan, akla ve mantığa yatkınlıktan ziyade nasıl mat ederim, nasıl kendimi daha yukarıda gösteririm derdinde olduğunuz anlaşılıyor.

Tam olarak yazdıklarımın neresinden anladınız bunu? Kendimi daha yukarıda göstermeyi denediğimi soyleyerek aramızdaki fikir ayrılığında beni "sözünüze itibar edilmez" bir seviyeye mi indirgemeye çalışıyorsunuz? Benim sizi değil, olsa olsa fikirlerinizi mat etme amacım olur, onu da şahsınıza değil söylediklerinize karşı argümanlar kurarak uygularım. "siz şöylesiniz, böylesiniz, amacınız belli" vs demem, demedim de.

Evrim teorisine mi inanıyorsunuz bilmiyorum ama bu söylediklerinizin hiçbiri insanın dünyaya geliş amacı değil. (İyi insan olmak hariç) Bunlar sizin kişisel fikriniz. Tüm toplum sizin fikirlerinizi benimsiyormuş gibi de davranmayın.


Kadının kim olacağına kadın karar verir. Erkeğe erkek verir diyorsunuz da bi etrafınıza bakın.
Siz başıboşluğu tarif ediyorsunuz. Sizin bahsettiğiniz şey toplumda karmaşa ve çekirdek ailenin yapısını ortadan kaldıracak bir söylem.

Tüm toplum benim fikirlerimi benimsiyor gibi davranmanın yanından bile geçmedim. Bilakis; insanların toplumun fikirlerini benimsemediği, kendi fikirleri de olabilir ve belli katı kuralları aşmamak kaydıyla bunları uygulama hakkını toplum onlara vermelidir diye savundum.

Tarif ettiğim şey başıboşluk değil, fikir ve uygulama özgürlüğü (rica ediyorum bu kısmı alintilayip "iyi, herkes istediğini yapsın o zaman, ben birini öldüreyim, komşum çıplak gezsin" gibi yavan bir karşıt örnek sunmayın. Özgürlüğün karşı argümanı bu değil çünkü). Çekirdek aile çok fazla şey üzerinden kurulan, binlerce ayağı olan güçlü bir yapı. Sandığınız kadar kolay dağılacak olsa bin yıllar boyu insanların türlü çağlarını ve değişimlerini atlatamazdı. Biraz kadın - erkek eşitliği çekirdek aile tanımını bozmaz (kadın erkek eşit diye bozulacak çok çekirdek aile var ama, fikir olarak çekirdek aile bunlardan çok daha fazlasıyla kurulan bir şey).


Bu düşünce yapısı sizi ileriye götürmez. Olduğunuz yerde patinaj yapmanızı sağlar.

Baya baya "kendimizi sorgulama" eyleminin bizi ileri götürmeyeceğini söylüyorsunuz burada. Bu noktada ne dersem yeterince etkili olurum bilemedim. Başlığı okuyan diğer arkadaşlara bırakıyorum. Onlar karar versin; insanın arada "ya acaba yanlışsam", "ya aslında bana öğretilenler yanlışsa", "ya karşı taraf haklıysa" diye kendini sorgulaması ona patinaj mi yaptırır, geri mi götürür, ileri mi götürür...
 
Prezervatif kullanımını doğa karşıtı bir adet olarak görmeyelim lütfen. 🙂 Aklıma Alabama'da birkaç hafta önce onaylanan kürtaj faturası yasası geliyor. Damızlık Kızın Öyküsü adlı seriyi bilen varsa beni daha iyi anlayacaktır, tüm bunların ortak bir noktası var, o da modern bireyin özgürlüğünü kısıtlamak. ✋

Depth of Field
 
Son düzenleme:
Dinlerin söylemi üzerinden değerlendirmek artik bu çağda pek mümkün değil. Bilimsel bir değerleri yok çünkü. Dinler eş cinselliği yasakliyor ama ensest ilişki ile türeyen Adem ve Havva nesline bir şey demiyor. Lut peygamber ve Tevrat'in Yehova'sinin ensest ilişki yaşadığı Tevrat'ta geçiyor. Tabii bunlarin hepsi de hayali karakterlerdir.
Arkadaş madem dinlerin dediklerinin hiçbir önemi yok,(ki ben öyle düşünmüyorum) neden o zaman Kur'an-ı Kerim'de yazan çeşitli doğa bilgileri vs. yabancı bilim adamları tarafından araştırıldığında kanıtlanıyor? Ya da her zaman bilimi temel almak doğru değildir belki de. Üstelik dinleri sorgulamak, niye öyle dedi niye şu onla birlikte olabildi, bunlar hayali karakterler zaten demek hiçbirimize düşmez. Eşcinselliğe gelince, tam bir saçmalık. Madem hemcinsimle ilişkide bulunacaktım, neden karşı bir cins yaratılmış? Tek yaratılsaydı o zaman. Günümüz insanının garip icatları deyip geçiyorum şimdilik.
Niye dinler sorgulanıyor anlamıyorum. Üstelik bu ahlaksızlıktan ibaret ve tamamen aptalca olan eşcinsellik şeyi dinim İslam'da da kesin bir dille yasaklanmış konumda. Hristiyanlık ve Yahudilik gibi özüyle bir olmayan dinleri dikkate almıyorum bu konuda. Kısacası: bunu yapmak ve savunmak çok saçma. O zaman iki cins neden var?
 
Kur'an-ı Kerim'de yazan çeşitli doğa bilgileri vs. yabancı bilim adamları tarafından araştırıldığında kanıtlanıyor?
Hadi ya bilimin bundan haberi var mı acaba? Böyle bir durum söz konusu değil. Bilimin amacı kutsal kitapları kanıtlamakta hiçbir zaman olmadı, olmayacak.

Eş cinselliğe gelince, tam bir saçmalık. Madem hemcinsimle ilişkide bulunacaktım, neden karşı bir cins yaratılmış? Tek yaratılsaydı o zaman.
Eş cinsellik insana özgü bir durum değil, doğada gayet sıradan bir olay. Primat türlerinde de sıklıkla görülen bir hadise.


O zaman iki cins neden var?
Doğada her canlı türünün iki cinsi yok. Bu yanlış bir bilgi bir kere bunu da öğren önce. Doğada cinsiyetsiz olan, çift cinsiyetli olan canlılarda var.

İnsan türünde de çift cinsiyetli insanlar bulunuyor. Bunlara hermafrodit deniyor, hem kadın hem de erkek cinsiyet organına sahip insanlar mevcut.
 
Hadi ya bilimin bundan haberi var mı acaba? Böyle bir durum söz konusu değil. Bilimin amacı kutsal kitapları kanıtlamakta hiçbir zaman olmadı, olmayacak.
İyi peki. Ama ben asla bilimin amacı budur demedim. Neyse zaten pek ilgilenmediğim bir konu. Yanlış bulduğumu ve toplum yapımıza uygun olmadığını düşündüğümü söylemek istedim. İnsanların farklı düşünceleri olması gayet normaldir. Doğal karşılamak gerekir. Sen de araştırmışsın bu konuyu belli ki bilgiye de sahipsin. Tekrar söylüyorum: benim düşüncem yanlış olduğu. Asla kabalık etmek istemem. İyi günler diliyorum. Esen kalın.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı