@leanbeefpatty, önce biraz neşelenmek için meşhur nasrettin hoca fıkrasını hatırlatmak istiyorum:
"Aklı sıra hocayla eğlenmek isteyen münasebetsizin teki sormuş: Hocam, dünyanın ortası neresidir?
Hoca: Bizim uzun kulağın (meşhur eşeğinden bahsediyor) ön sağ ayağının bastığı yerdir.
Münasebetsiz komşu alaycı bir şekilde gülerek: Oldu mu hocam bu şimdi, ne mâlum oranın dünyanın ortası olduğu?
Hoca cevabı yapıştırmış: İnanmazsan kendin ölç!"
O arkadaşın yanlış olduğunu iddia ettiğini düşündüğünüz kendi bilginizi biraz açıklarsanız iyi olur. O arkadaşın doğru olduğunu iddia ettiğini düşündüğünüz cevap, bana sanki biraz nasrettin hocanın cevabına benzer gibi geldiği için meşhur fıkrayla başladım
Eğer "yalnız değiliz" diyorsanız veya tam tersi "yalnızız" diyorsanız, "o zaman ispatlayın" cevabına karşılığınız var mıdır
@leanbeefpatty? Bence şu anda dünyada hiç kimse o ispatlama işini yapamaz çünkü ne elde somut kanıtlar vardır ne de dış uzayda somut kanıtların olup olmadığını araştırabilecek ve kısa sürede sonuç verebilecek bir teknolojik düzeye insan medeniyeti henüz ulaşabilmiş değildir.
john webb uzay teleskopu bir kanıt elde edebilirse durum belki değişebilir.
Evrende dünya dışı medeniyetler var mı sorusunun kesin cevabı ancak gerçekten öyle bir medeniyetin varlığını gösteren somut kanıtlar elde edilebilirse verilebilir. Tahminle, istatistikle, varsayımla verilen cevaplar geçersizdir çünkü somut kanıt sayılamazlar. Cevabı araştırmak için insan medeniyetinin kendi güneş sistemi içindekini bırakın başka yıldız sistemlerine uzay yolculuğu yapabilecek bir teknolojiye ulaşması gerekiyor. Bu gerçekleşirse keşif seferleri yapılabilir ve eğer somut kanıtlar elde edilebilirse o zaman bir cevap verilebilir. Diğer bir olasılık ise eğer dünya dışı o medeniyetler varsa ve insanların henüz ulaşamadığı uzay yolculuğu teknolojisine sahiplerse ve bizim gezegenimize keşif seferi yapıp kendilerini tanıtmaları durumu gerçekleşirse, ancak böyle tarihî bir olay kesin cevap sayılır. Stephen Hawking'e göre eğer varsa böyle bir medeniyetin barışçıl olmasını dilemekten başka seçeneğimiz de maalesef yok gibidir. Eğer "evrende çok yalnızız" diye üzülenler varsa o zaman belki çok daha fazla üzülebilirler!
Sorunun tam cevabını kur'an kitabında bulmaya çalışmak çok da kolay ve kabûl edilebilir sayılmaz. Çünkü kitabın kendisinin asıl konusu inaçtır, bilgi değildir. Birtakım somut gerçeklerden bahsediyor olması ayrı bir konudur. Orada insan medeniyeti haricinde akıllı olduğu belirtilen iki varlık grubu vardır: Birincisi melek denilen ama metafizik olan varlıklar olup fiziksel gözlem ve ölçüm dışı varlıklar oldukları için insanların erişim sağlayamayacağı bir varlık alanındadırlar ki, zaten aranan cevap bu varlıklar olamaz. İkincisi ise cinler denilen enerji formunda bedene sahip varlıklardır. Bunların insanlardan çok çok önce yaratıldıkları belirtilmiştir ama aranan cevabın belirsiz bir kısmını oluşturduklarını düşünmek mümkündür. Onları tespit edebilecek fiziksel gözlem ve ölçüm araçları veya yöntemlerini geliştirmek teorik olarak mümkün gözükmektedir çünkü evrenin içinde oldukları bildirilmiştir ve fiziksel yapılarının da dolaylı bir şekilde, evrendeki iki fiziksel varlık çeşidi olan madde ve enerjiden, enerji formu olarak bilinen çeşidinden oluştuğu bildirilmiştir. Belki kur'an kitabındaki bu bilgi araştırılabilir. Fakat haklarında somut tarihî ve maddî bir veri veya kanıt yoktur.
Sonuç olarak cevaba hâlâ uzaktayız gibi gözükmektedir ama şansımız varsa ölmeden belki öğrenebiliriz. Ama o zaman da bizi şu soru bekliyor: Öğrendiğimize değecek mi?