Evrim'in tanımı

Nasıl bir evrim ise, milyonlarca yıl boyunca ortak bir atadan türlü cinsler türemiş. Ama sadece "İnsan" denen varlık akıl sahibi konumuna gelmiş. Yüz binlerce türün, bir tanesinde bile İnsanınki gibi akletme ve düşünce özelliği yok. (hayvansal iç güdüleri ve eğitilerek gelen özellikleri, akıl diye sunmayın)
Sadece bizim akıllı olduğumuzu düşünmek bana kalırsa fazlaca egodan başka bir şey değil.
Hayır, oluşmadı. Çünkü yetersiz bir açıklama. Hala birşeyler yaparak/eğitilerek olan şeyleri, zekaya eş değer tutuyorsunuz. Zeka/akıl/düşünce böyle birşey değil. Gel gelelim sabaha kadar tartışsak ne siz beni, nede ben sizi ikna edebilirim. Kaldı ki bu tip şeyler, bu ortamlarda yazarak sonuca ulaşılabilecek konularda değil. Selametle.
Nasıl bir şey peki bu zeka? Alet kullanabileni var, intikam almaya kalkanı var. Bizimle oturup sohbet edemiyor diye akılsız mı oluyor hayvanlar?

Ayrıca artık hayvanların (en azından memelilerin) bilinçleri olduğunu biliyoruz. Bilinçli hareketleri içgüdülere bağlamayacağımıza göre, hayvanların da "sizin tanımınızla" bir akla sahip olduğu fikrinde de buluşabiliriz sanırım.
Daha detaylı bilgi:
 
Körelen organların oluşmamaya başlaması ne kadar sürüyor?
Uzun yıllar sürüyor.

Körelmiş organın hala var olması durumu kusursuz yaratıcı fikrini çürütmekten çok, bence daha fazla zaman alan bir süreç olmasıyla alakalı.
Süre olarak zaman alır, ancak yaratıcı fikrine ters bir durum. Bir yaratıcı işe yaramayan bir organ üretmez, bir tasarımcının öngörüsü vardır, daha önceki çizim tahtasına dönüp tasarladığı şeyi değiştirebilir. Evrimin öngörüsü yoktur, daha önceki çizim tahtasına dönemezsin. Bu oluşan durumları meydana getiren mekanizma evrimdir.
Nasıl bir şey peki bu zeka? Alet kullanabileni var, intikam almaya kalkanı var. Bizimle oturup sohbet edemiyor diye akılsız mı oluyor hayvanlar?
Şempanzelerin termit yakalama taktikleri var okusanız aklınız hayaliniz durur. Bu zat güya kendini akıllı sanıyor, gitsin aynı termit yakalama taktiklerini denesin bakalım onların yanına yaklaşamaz taktik başarı konusunda.
 
Uzun yıllar sürüyor.
Bir yaratıcı işe yaramayan bir organ üretmez, bir tasarımcının öngörüsü vardır, daha önce çizim tahtasına tasarladığı şeyi değiştirebilir.

Evrim süresince her şey ağaç gibi dallara ayrıldıkça ve türler farklılaştıkça, ayrıca yaşam koşullarına bağlı olarak bazı organları işe yaramaz hale geldikçe eninde sonunda o körelen organ oluşmamaya başlıyor ise aslında yaratıcı fikrine çok da ters düşmüyor. Sonuçta yaratıcının neyi nasıl yapacağı hakkında düşünürken merkeze aldığın temel düşünce tarzını belli bir mantık çerçevesinde işliyorsun. Bu mantık da insan merkezciliği temel alıyor. Yani aslında yaratıcının neyi, nasıl ve ne şekilde yapabileceğini yine de tam olarak bilemiyoruz.
 
Sonuçta yaratıcının neyi nasıl yapacağı hakkında düşünürken merkeze aldığın temel düşünce tarzını belli bir mantık çerçevesinde işliyorsun. Bu mantık da insan merkezciliği temel alıyor. Yani aslında yaratıcının neyi, nasıl ve ne şekilde yapabileceğini yine de tam olarak bilemiyoruz.

İnsan merkeziyetçiliğiyle alakası yok. Körelmiş organ insana özgü bir durum değil. Diğer canlılarda da var. Söyle bakalım tetra balığı doğuştan kör olarak niye doğuyor? Bu bir yaratıcı işi olsa gözlerinin işe yaramadığını bilmiyor mu? Gözlerin onun yaşadığı koşullarda dezavantajına neden olduğunu bilmiyor mu? Zürafa ve insanda rekürren larengal siniri var, bu sinir kısa yolu seçmek yerine uzun yolu seçiyor. Bir yaratıcı kısa yolun daha kolay, daha basit bir işlem olduğunu bilmeyecek kadar cahil mi, bu nasıl yaratıcı? Kendinizi kandırıp durmayın, bu durumların hiçbirinin yaratıcı işi olmadığı çok açık. Dinlerde her şeyi bilinçli bir şekilde yarattığı söylenen yaratıcının bu şeyleri bilmemesi trajikomik. Kusursuz bir yaratıcının tasarımlarında kusur olmaz, doğadaki hiçbir canlı kusursuz değildir.
 
Evrim süresince her şey ağaç gibi dallara ayrıldıkça ve türler farklılaştıkça, ayrıca yaşam koşullarına bağlı olarak bazı organları işe yaramaz hale geldikçe eninde sonunda o körelen organ oluşmamaya başlıyor ise aslında yaratıcı fikrine çok da ters düşmüyor. Sonuçta yaratıcının neyi nasıl yapacağı hakkında düşünürken merkeze aldığın temel düşünce tarzını belli bir mantık çerçevesinde işliyorsun. Bu mantık da insan merkezciliği temel alıyor. Yani aslında yaratıcının neyi, nasıl ve ne şekilde yapabileceğini yine de tam olarak bilemiyoruz.
Bu dediğin iyice yaratıcı felsefesine giriyor. Yaradılışçıların Tanrı aslında onu mükemmel yarattı ama biz Tanrı gibi düşünemediğimiz için bize mantıksız geliyor argümanı ile benzer söylediğin. Bu kestirip atmak oluyor, bunu söylediğinde herhangi bir şeyi kanıtlamış olmuyorsun çünkü. Biz insan olduğumuz için insan gibi düşünüyoruz, adını, şeklini, kapasitesini bilmediğimiz hayali bir varlığın nasıl düşüneceğini bilemeyiz, aynı zamanda böyle bir varlık imkansızdır mantığımıza göre. Her şeyi hayali bir varlığın olma ihtimaline göre kabul eder olacaksak işimiz yaş ben söyleyeyim.
 
İnsan merkeziyetçiliğiyle alakası yok. Körelmiş organ insana özgü bir durum değil. Diğer canlılarda da var.

İnsan merkezcilik derken organ yapısı olarak değil düşünce sistemi olarak insan merkezcilik diyorum. Bu düşünce yapısında yaratıcı bir insan olsaydı nasıl yaratırdı tarzında düşünmek var. Hani başka türlü düşünemeyeceğin için mecburen kendi mantığınla yaratıcıyı bir insan mantığıyla yaratmaya zorluyorsun. Sonuç olarak ise bir tür kusur bulup, yaratıcı olsa bu şekilde kusurlu yaratmazdı diyorsun. Hatta cümle devam etse ben olsam şöyle yapardım daha kusursuz olurdu daha kolay olurdu gibisinden bile devam edebilir bu konu.
 
Hatta cümle devam etse ben olsam şöyle yapardım daha kusursuz olurdu daha kolay olurdu gibisinden bile devam edebilir bu konu.
Bu da yaratıcıdan (varsa) daha iyi düşündüğümüz anlamına geliyor, öyle bir yaratıcı ki kendisi kusurlu varlık yaratıyor, biz ise nasıl kusursuz olacağını buluyoruz. Vay be.
Aklıma bir soru geldi, şimdi yaratıcı olsa kusursuz yaratmazdı tarzında cümleler kuruyoruz. Yaratıcı evreni yaratmış ve ne yaparsanız yapın dermiş gibi evrene karışmadan, akışına bırakmış olabilir mi?
Aklıma bir soru geldi, şimdi yaratıcı olsa kusursuz yaratmazdı tarzında cümleler kuruyoruz. Yaratıcı evreni yaratmış ve ne yaparsanız yapın dermiş gibi evrene karışmadan, akışına bırakmış olabilir mi?
Yani kısacası geçirdiğimiz zamanlar sonucunda varlıklar kusurlu bir hale gelmiş olabilir. Yaratıcı kusursuz bir şekilde yaratmış ancak zamanla oluşan evrimler sonucunda kusurlu bir hale gelmiş olabilir mi?
 
Bu dediğin iyice yaratıcı felsefesine giriyor. Yaradılışçıların Tanrı aslında onu mükemmel yarattı ama biz Tanrı gibi düşünemediğimiz için bize mantıksız geliyor argümanı ile benzer söylediğin. Bu kestirip atmak oluyor, bunu söylediğinde herhangi bir şeyi kanıtlamış olmuyorsun çünkü. Biz insan olduğumuz için insan gibi düşünüyoruz, adını, şeklini, kapasitesini bilmediğimiz hayali bir varlığın nasıl düşüneceğini bilemeyiz, aynı zamanda böyle bir varlık imkansızdır mantığımıza göre. Her şeyi hayali bir varlığın olma ihtimaline göre kabul eder olacaksak işimiz yaş ben söyleyeyim.

Her şeyi hayali bir varlığa göre düşünmeye ve kestirip atmaya gerek yok. Yaradılış felsefesi yapıyorsak bu konu felsefede kalır, bilimin gidişatına herhangi bir etkide bulunmamalı. Buna karşılık olarak da bilimden çıkardığın sonuçlarla felsefeyi etkilemeye çalışmamak gerekir. Yani arada bir çizgi olmalı.

Bu da yaratıcıdan (varsa) daha iyi düşündüğümüz anlamına geliyor, öyle bir yaratıcı ki kendisi kusurlu varlık yaratıyor, biz ise nasıl kusursuz olacağını buluyoruz. Vay be.
Aklıma bir soru geldi, şimdi yaratıcı olsa kusursuz yaratmazdı tarzında cümleler kuruyoruz. Yaratıcı evreni yaratmış ve ne yaparsanız yapın dermiş gibi evrene karışmadan, akışına bırakmış olabilir mi?

Hepsi aslında kusuru ve kusursuzluğu nasıl tanımlayıp ne şekilde algıladığına bağlı. Benim için kusursuzluk, kusurlu olmakla mümkün. Çünkü kusur olmazsa kusursuzluk da olmaz. Bu mantığıma göre, bana kalırsa kusurlu gibi gözüken hiçbir şey benim için kusursuz bir yaratıcının varlığını etkilemiyor. Çünkü her şey kusursuz olsaydı biz bunu asla bilemezdik ve hakkında tartışacak bir konu da var olamazdı.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı