Fakir, çirkin, asosyal bir insanın mutlu olma ihtimali

Paran yok ise hayat her zaman zordur. Arkadaşın olmaz olsa bile bir yere kadar sürer yada eğlendiğin, hoşuna giden aktivitelerin hobilerin olmaz yapamazsın. Karşı cins yüzüne bakmaz. Fakire hayat gerçekten zor.
Fakir insanın zaten sevmeye hakkıda yoktur benim gözümde. Fakir işte kendi karnını zor doyurur gider bide kızın birinin hayatını karartır.
 
Sevgi ile gerçek hayatın farkına vardığın zaman gel tekrardan konuşalım dostum. Akşam olduğunda yiyecek ekmek bulamayınca dersiniz birbirinize seni seviyorum aşkım sonra karnınız doyar. (y)
Sevginin gücüne ne kadar inandığınıza bağlı. Yaş itibarı ile sizden küçüğüm ama yine de sevginin gücüne gerçekten içten inanıyorum. "İki gönül bir olunca samanlık seyran olur"
 
Zengin kız bulur yoluna bakar. Sonuçta hep erkek zengin olacak diye bir kaide yok ;)
Evet öyle bir ihtimal var.
Sevginin gücüne ne kadar inandığınıza bağlı. Yaş itibarı ile sizden küçüğüm ama yine de sevginin gücüne gerçekten içten inanıyorum. "İki gönül bir olunca samanlık seyran olur"
O samanlık seyran olur lafı senin dedelerinin dedeleri hatta dedesi söylemiş ve o söz o zamanlara uygundu. Şimdi ne saman kaldı ne gönül.
Bir düşün bakalım kadın ile evlendin düğünü falan hallettin diyelim hadi en en düşüğünden 70-80 bin lira düğün masrafların var borç içindesin. Sen asgari ücret ile çalış karında öyle olsun. Ne yapar ayda 4 bin TL maaş girer evinize. Şimdi sen o para ile eve ekmek mi götüreceksin üstüne başına kıyafet alacaksın yoksa faturaları mı ödeyeceksin ? Hadi bide ev kira diyelim ay başı ev sahibi kapıda diyor parayı ver, bankadan arıyorlar borcunu öde, karın diyecek bana ayakkabı alacak para ver v.s.
Şimdi sen bunlara diyeceksin ki biz birbirimizi seviyoruz. Sana kahkaha atarlar sonra köprü başında bulursun kendini intiharın eşiğinde.
 
Son düzenleme:
Evet öyle bir ihtimal var.

O samanlık seyran olur lafı senin dedelerinin dedeleri hatta dedesi söylemiş ve o söz o zamanlara uygundu. Şimdi ne saman kaldı ne gönül.
Bir düşün bakalım kadın ile evlendin düğünü falan hallettin diyelim hadi en en düşüğünden 70-80 bin lira düğün masrafların var borç içindesin. Sen asgari ücret ile çalış karında öyle olsun. Ne yapar ayda 4 bin TL maaş girer evinize. Şimdi sen o para ile eve ekmek mi götüreceksin üstüne başına kıyafet alacaksın yoksa faturaları mı ödeyeceksin ? Hadi bide ev kira diyelim ay başı ev sahibi kapıda diyor parayı ver, bankadan arıyorlar borcunu öde, karın diyecek bana ayakkabı alacak para ver v.s.
Şimdi sen bunlara diyeceksin ki biz birbirimizi seviyoruz. Sana kahkaha atarlar sonra köprü başında bulursun kendini intiharın eşiğinde.

Doğru. Hiç kimse kusura bakmasın ama sevginin gücü de bir yere kadar. Yaşamadan söylemek kolay. Yaşayıp söylemenin ne kadar zor olduğunu çoğu kişi bilmiyor. Hayat hayallerden ibaret değil. Olaylara gerçekçi bakmak lazım. İç karartıcı mesajlar hep gerçekçi yaklaşılan mesajlardır zaten. :(
 
Fakirlikle ne alakası var ? onu anlayamadım kimse kimseyi dışlamaz ben hiç görmedim eğer karakterin düzgünse seni neden dışlasınlar ki ? ben hiç biri fakir diye dışlandığını görmedim sana önerim git bir kıza çıkma teklifi et mümkünse en güzellerinden ve kendine şunu de " ben bugün reddedilcem" sonra "biliyodum lan zaten" de gül geç :D oturur kimse seni dışlamaz asosyal olanların çoğu dışarı çıkmayan 10-20 yaş arasında kişilerdir 20 yaşından sonra mecburen çalışacaksın o zaman açılırsın şu anda de kimse "çirkin" diye birini dışlamaz.
 
Lütfen sözlerimi önem vererek oku.
Herkes
hayatının belirli zamanlarında yıkılır. Kaybeder. Umutsuzluğa kapılır, intiharı düşünür. Hayatta hiçbir şey keyif vermez olur. Ancak bütün bunlar uzun bir süredir devam ediyorsa kurtulabilmek için çaba sarfetmiyorsun ve dibini görene kadar yıkılmamışsın demektir. Dibi görebilmek önemlidir. Ne kadar düşülebilirse o kadar düşmelidir insan, tekrar yükselebilmek için. Hala intihar mantıklı bir kaçış yöntemi gibi geliyorsa henüz dibe vurmamışsındır. Filmlerde "kaybedecek birşeyi olmamak" olarak geçen durumu gerçekten kendinde hissetmeye başladıysan o zaman dibe vurmuşsun demektir. Ve dibe vurduğunda sen elindeki herşeyden ve en kıymetli şeyden vazgeçmiş olursun. Hiç kimse ve hiç birşey seni ne incitebilir ne de kızdırabilir. Kimseden korkmazsın, hiç birşeyi yapmaktan çekinmezsin. Çünkü sen canından bile vazgeçeli uzun zaman olmuştur artık. Farkında olmadan ivmeli bir öz güven yüklemesi başlar. Tekrar mental yönden rahat ve sağlıklı bir birey olma yoluna girersin. Bu durum vuku bulduğunda da yapman gereken bunu iyi değerlendirip sıradaki tavsiyeme kulak vermektir.

Bu gibi durumları atlatmak ve daha sağlam bir birey olmak için kitap oku. Ama kaliteli kitaplar. 3 Adımda Kişisel Gelişim!, Vampirin Aşkı veya Atın İntikamı gibi kitaplardan bahsetmiyorum. Psikoloji, psikanaliz ve insan doğası hakkında insanı geliştiren mükemmel ötesi kitaplar var. Yaşadığın bu tarz zorlukların çözümünü forumlarda bulamazsın. Freud gibi adamların kitaplarında bulursun. Bu adamların kitaplarında kendini bulursun, senden bahsederler ve öğrenirsin kendini. Okulda ki o hoşlandığın ama konuşamadığın kızdan bahsederler. Nelerden bahsederler bir bilsen. Kitap dediğin şey birilerinin bir şeyler yaşayıp tecrübe edip "ben bunu bunu yaşadım bunları gördüm, çözümü budur." diyerek kayda geçtiği şeylerdir. Tecrübe haplarıdır. Biz yaşadık, siz yaşamayın demenin en en klas yoludur. Bize de okumak düşer. Bunlar benim tecrübelerim sonucu öğrendiklerim ve sana tavsiyelerimdir. Sağlıkla kal.

Son olarak zeki ve kompleks bir canlı türü olduğumuza falan da bakma, çok basit yaratıklarız aslında.
 
İmkanım olsa evden hiç çıkmam. Devamlı bilgisayar oyunları oynayıp, videolar izlemek beni mutlu eder. Dışarda, iş yerinde milletin nazını çekmeyi kim ister? Asosyal olunca sorumluluğun da az oluyor.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı