Sonuç olarak ne oldu? O kadar emek, o kadar uğraş riske girdi. Altay tankına motor bulamıyoruz, TCG Anadolu'ya uçak bulamıyoruz çünkü F-35B'nin alternatifi yok. Böyle bir gemiye de SİHA koymak kimse kusura bakmasın da komik bir olay. Yeni üretilecek Milgem gemilerinde durum belirsiz çünkü gemi motorları da ABD'den geliyordu. Sadece ABD değil yatırımlar NATO ülkelerinin hepsini kapsıyor.
Atak, MMU nice projelerin geleceği bu yaptırımlara bağlı. Yerli motor da öyle kolay üretilecek bir şey değil, dışarıdan yardım almadan tamamen kendi tecrübemizle bunun yapılacağını pek sanmıyorum. Ayrıca güveninirliğini ispatlamış hazır motorlar var iken motor üretmek için o kadar kaynak ayırmak ne kadar doğru tartışılır.
TCG Anadolu'ya SİHA koymak sana göre gülünç olabilir. F-35 gelse de gelmese de zaten bu model düşünülüyordu. Senin hatan F-35 sanki her projenin yerini alacakmış gibi düşünmen.
F-35 gelse de gelmese de bu yaptırımlar yine masaya gelecekti, bunu anlamak zor olmamalı. Bir uçak satarken bile motor ve bakım ekipmanı üzerinden seni sıkıştırmaya çalışan ABD, kendi uçağını yapmak için sana motoru güle oynaya mı verecekti? Hayır, yine sorunlar çıkacaktı.
Bir başka hatan ise yerli motor çalışmalarını son birkaç senedir yapılıyor zannetmen. Gökbey helikopteri ithal motorla bağlayıp yerli motora geçti. Keza Anka ve Aksungur da öyle. Şu an TUSAŞ ve TEI jet motorları üzerine çalışılıyor. Bu alanda Altay'da hiç olmadığı kadar yatırım yapıldı ve yapılıyor. Altay'ı planlayanların aklından bile geçirmediği şekilde insan yetiştiriyor TEI. Buna mühendislik denir.
TUSAŞ ve TEI jet motoru üretebilir. Bu motorlar ilk başta insansız sistemlerde, daha sonra insanlı sistemlerde test edilip entegre edilebilir. Ne yazık ki savunma sanayindeki her şey ambargoya bağlı. Azerbaycan'da benim ürünümü kullanamazsın diyen Kanada, Ukrayna için kendisi SİHA alıp hediye etti. Ne yazık ki kendi üretemediğin her teknoloji için bağımlısın.
Kötü yönetimler, kötü kararlar çok fazla zarar verdi. Ancak işin mühendislik tarafı her zaman en kötüyü düşünür ve her zaman her şeyi kendisi yapacakmış gibi davranır. Bugün TUSAŞ ve TEI, Baykar'ın 10 belki 20 katı büyük projelerle, büyük yatırımlarla ilerliyor. Bunları
sizin duyup göremiyor olmanız, bu yatırımların olmadığı ya da devam etmediği anlamına gelmiyor. Bunu anlamanız gerek.
Ben Anka daha ilk koşu testlerine hazırlanırken nice yazılar gördüm sizin gibi. Uçmaz, mühimmat atamaz denen o ANKA'lardan Türk mühendisleri sayesinde bu günlere geldik.
Bilgisayar başında oturduğu sıcak koltuğundan analiz yapanlar sayesinde değil.
Mecburen SİHA gemisi oldu, normal şartlarda güvertesinde F-35B olması lazımdı. SİHA ve F-35'ler arasında dağlar kadar fark var. Konvansiyonel bir savaşta iyi bir orduya karşı bu geminin üzerindeki SİHA'larla saldırı yapamazsın.
Yapılabilir.
Geçtiğimiz günlerde düşen Yunan F-4'ü, Türkiye'ye karşı pop-up saldırı tatbikatı icra ediyordu. Bu amaçla kullanılan birçok güdümlü güdümsüz füzeyi bugün SİHA sistemlerinden atabiliyoruz. Roketsan ve Baykar bu alanda çok sıkı çalışıyor, ayrıca ASELSAN'ın EH pod ve AESA radar entegrasyonları da devam ediyor.
F-35'in olmaması büyük bir eksiklik. Ancak bu eksiklik MIUS, TB-3 ve Anka-3 SİHA'lar ile
TCG Anadolu açsından kapanabilir. Bir SİHA F-35 ile karşılaştırılamaz ancak jet motorlu ve geniş mühimmat yelpazesine sahip SİHA sürüleri, hafife atılacak güç çarpanları değil.
Tabii ki Yunanistan gerek Rafale gerekse F16 Viper ve olası F-35'ler ile birlikte bu mühimmat kabiliyeti alanında da büyük avantaj edinecek. Ancak bizlerde elde olan imkanlarla, askeriye - mühendislik işbirliği ile olan mühimmat ve hava sistemlerinin suyunu sıkarak devam ediyoruz.