Aspectw1
Femtopat
- Katılım
- 12 Haziran 2024
- Mesajlar
- 6
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Arkadaşlar merhaba, 15 yaşında bir genç olarak uzun zamandır kafamdaki sesler içimi yiyor. Kendimi uzun zamandır iyi hissetmedim, gelecek kaygısı çekiyorum, gelecekte ne yapacağım hakkında gram bir fikrim yok. Her şeyi denemeye çalışıyorum ama bir süre sonra boşuna çabaladığımı anlayıp bırakıyorum. Sürekli gelecekte ne olacağımı düşünmekten kendime vakit ayıramadığım oluyor. Ya gelecekte başarısız biri olursam hissi çok kötü hissettiriyor. Çoğu yaşıtım kendinden emin bir şekilde geleceğini planlarken ben oturduğum yerde sayıyorum. Hayatı sanki boşuna yaşıyormuşum hissi geliyor çoğu zaman, hayatı sorgulayıp boşa yaşadığımı düşünüyorum.
Derslerimde kötü sayılmam ama bu sene LGS'den iyi bir puan aldığımı düşünüyorum, 405 puan ama daha iyisini de alabilirdim. Çoğu hayalim suya düştü, bu da beni kötü etkiliyor. Örneğin: Gelecekte MSÜ'ye girip Kara Harp kazanmak istiyordum ama gözlük numaram büyük olduğundan sol: 3 sağ: 3.50, sağlıktan eleneceğimi anlayıp boşuna ümitlendiğimi anladım. Ayrıca başka bir sağlık sorunum var, o da bende kalsın.
Hayatı ot gibi yaşıyorum, gerçeklik algım bozulmuş gibi hissediyorum. Sanki beynimin içinde ben varım, kendimi izliyorum ve yönetiyorum ama nasıl tarif etsem bilmiyorum. Ruhum bedenimden ayrılıp uzun bir süre sonra geri geliyor gibi hissettiriyor. Ayrıca 1-2 aydır uyku sorunlarım var, en çok da 10-15 gündür bu sorunu daha aşırı bir şekilde yaşıyorum. Neredeyse sabah 5-6'ya kadar uyuyamıyorum. Çoğu şeyi denedim, tek denemediğim uyku hapı ama uyku hapı da almak istemiyorum.
Sosyal ilişki konusunda da pek iyi sayılmam. Pek fazla arkadaşım da yok, varsa da 4-5 tane diyebilirim. Sebepsizce sosyalleşesim gelmiyor. Yalnız kalmak istiyorum ama bir yerden sonra bu can sıkıcı oluyor. Bir ara flörtüm oldu diyebilirim, kızla aşırı iyi anlaşıyorduk ve hiç erkek çevresi falan yoktu. Tam benim kafa dengim diyebilirdim, her şeye saygısı olan düzgün birisiydi. İlk zamanlar o benden hoşlanıyordu ama ben öyle düşündüğünü düşünmeyerek fazla değer veremedim.
Sohbetimiz gerçekten aşırı fazla sürüyordu. Sohbeti saran tek bir insandı o benim için. İleride benden hoşlandığını öğrenmiştim ama iş işten geçmişti. Ondan sonra benim ona karşı içimde bir sevgi oluştu diyebilirim. Aradan biraz geçtikten sonra kız arkadaşına yazdım durumu anlattım, onun biraz azını aradı falan derken en sonunda cesaretimi toplayıp açıldım. Sonuç pek kötü olmadı, fazlada üzülmedim zaten beni çok güzel bir şekilde reddetti. Hiç kalbimi kırmadan hep birbirimizin kötü anında yanında olduk, birbirimizi her olayda destekledik. Ama bir gün bir olaydan dolayı konuşmayı bıraktık
.
Bu da ayrı bir üzdü diyebilirim. Hayatında çok değer verdiğin bir kişinin bir anda hayatından çıkması üzüyor. Birçok kez barıştık, küstük ama ikimiz de birbirimize asla kıyamadık diyebilirim. Gerçekten çok olgun birisiydi ama ben onu hak etmedim. Her şeyi denedim ama artık hiçbir şeye hevesim kalmadı. Bunun ardından da çoğu yakınımı kaybettim, en çok beni bitiren de babam oldu. Ondan sonra kendimi bir türlü toparlayamadım, her şey anlamsızdı artık benim için.
Sürekli kafaya takmamayı denesem de bir türlü beceremedim, kafamdaki sesler gitgide artmaya başladı. Spor yapsam da pek faydası olmuyordu. Max 1-2 saat dertlerimden uzak duruyordum, tekrardan geliyordu. Şu anki halimi tarif etmek gerekirse koskoca okyanusun içinde bir sandaldayım, dalga nereye vurursa ben de oraya gidiyorum. Bazıları 'ergen, yıkık' diyebilir umurumda değil. Bazen tek istediğim şey güneşin doğuşunda bir sahil kenarında güneşin doğuşunu izleyerek 'neden böyle oldu' diye düşünmek oluyor.
Müzik zevkine gelecek olursak, genellikle klasik müzik dinlemeye yeni yeni başladım diyebilirim. Arabesk'i ise çok küçükken öğrendim, o zamandan beri dinliyorum denilebilir. Kısacası, kendimle diğer insanları kıyaslayınca bir yarıştaymışız gibi, onlar araba ile başlarken ben bisiklet ile başlamış gibi hissediyorum. Hayatımda adamakıllı giden hiçbir şey yok. Keşke hayata sıfırdan başlama gibi bir seçenek olsaydı ama maalesef ki yok. Bazen keşke doğmasaydım diyorum, kendime adam akıllı bir hedef bile belirleyemiyorum.
Yazı biraz uzun oldu ama elimden geldikçe kısa tutmaya çalıştım, daha da var ama yazsam çok uzardı. Belki benden daha dertli insanlar var ama ben içimi dökmek istedim, biraz saçmaladım ama kusura bakmayın. Son olarak sevdiğim bir sözü aşağıya yazmak istiyorum.
"İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür." - Andrey Tarkovski
Derslerimde kötü sayılmam ama bu sene LGS'den iyi bir puan aldığımı düşünüyorum, 405 puan ama daha iyisini de alabilirdim. Çoğu hayalim suya düştü, bu da beni kötü etkiliyor. Örneğin: Gelecekte MSÜ'ye girip Kara Harp kazanmak istiyordum ama gözlük numaram büyük olduğundan sol: 3 sağ: 3.50, sağlıktan eleneceğimi anlayıp boşuna ümitlendiğimi anladım. Ayrıca başka bir sağlık sorunum var, o da bende kalsın.
Hayatı ot gibi yaşıyorum, gerçeklik algım bozulmuş gibi hissediyorum. Sanki beynimin içinde ben varım, kendimi izliyorum ve yönetiyorum ama nasıl tarif etsem bilmiyorum. Ruhum bedenimden ayrılıp uzun bir süre sonra geri geliyor gibi hissettiriyor. Ayrıca 1-2 aydır uyku sorunlarım var, en çok da 10-15 gündür bu sorunu daha aşırı bir şekilde yaşıyorum. Neredeyse sabah 5-6'ya kadar uyuyamıyorum. Çoğu şeyi denedim, tek denemediğim uyku hapı ama uyku hapı da almak istemiyorum.
Sosyal ilişki konusunda da pek iyi sayılmam. Pek fazla arkadaşım da yok, varsa da 4-5 tane diyebilirim. Sebepsizce sosyalleşesim gelmiyor. Yalnız kalmak istiyorum ama bir yerden sonra bu can sıkıcı oluyor. Bir ara flörtüm oldu diyebilirim, kızla aşırı iyi anlaşıyorduk ve hiç erkek çevresi falan yoktu. Tam benim kafa dengim diyebilirdim, her şeye saygısı olan düzgün birisiydi. İlk zamanlar o benden hoşlanıyordu ama ben öyle düşündüğünü düşünmeyerek fazla değer veremedim.
Sohbetimiz gerçekten aşırı fazla sürüyordu. Sohbeti saran tek bir insandı o benim için. İleride benden hoşlandığını öğrenmiştim ama iş işten geçmişti. Ondan sonra benim ona karşı içimde bir sevgi oluştu diyebilirim. Aradan biraz geçtikten sonra kız arkadaşına yazdım durumu anlattım, onun biraz azını aradı falan derken en sonunda cesaretimi toplayıp açıldım. Sonuç pek kötü olmadı, fazlada üzülmedim zaten beni çok güzel bir şekilde reddetti. Hiç kalbimi kırmadan hep birbirimizin kötü anında yanında olduk, birbirimizi her olayda destekledik. Ama bir gün bir olaydan dolayı konuşmayı bıraktık

Bu da ayrı bir üzdü diyebilirim. Hayatında çok değer verdiğin bir kişinin bir anda hayatından çıkması üzüyor. Birçok kez barıştık, küstük ama ikimiz de birbirimize asla kıyamadık diyebilirim. Gerçekten çok olgun birisiydi ama ben onu hak etmedim. Her şeyi denedim ama artık hiçbir şeye hevesim kalmadı. Bunun ardından da çoğu yakınımı kaybettim, en çok beni bitiren de babam oldu. Ondan sonra kendimi bir türlü toparlayamadım, her şey anlamsızdı artık benim için.
Sürekli kafaya takmamayı denesem de bir türlü beceremedim, kafamdaki sesler gitgide artmaya başladı. Spor yapsam da pek faydası olmuyordu. Max 1-2 saat dertlerimden uzak duruyordum, tekrardan geliyordu. Şu anki halimi tarif etmek gerekirse koskoca okyanusun içinde bir sandaldayım, dalga nereye vurursa ben de oraya gidiyorum. Bazıları 'ergen, yıkık' diyebilir umurumda değil. Bazen tek istediğim şey güneşin doğuşunda bir sahil kenarında güneşin doğuşunu izleyerek 'neden böyle oldu' diye düşünmek oluyor.
Müzik zevkine gelecek olursak, genellikle klasik müzik dinlemeye yeni yeni başladım diyebilirim. Arabesk'i ise çok küçükken öğrendim, o zamandan beri dinliyorum denilebilir. Kısacası, kendimle diğer insanları kıyaslayınca bir yarıştaymışız gibi, onlar araba ile başlarken ben bisiklet ile başlamış gibi hissediyorum. Hayatımda adamakıllı giden hiçbir şey yok. Keşke hayata sıfırdan başlama gibi bir seçenek olsaydı ama maalesef ki yok. Bazen keşke doğmasaydım diyorum, kendime adam akıllı bir hedef bile belirleyemiyorum.
Yazı biraz uzun oldu ama elimden geldikçe kısa tutmaya çalıştım, daha da var ama yazsam çok uzardı. Belki benden daha dertli insanlar var ama ben içimi dökmek istedim, biraz saçmaladım ama kusura bakmayın. Son olarak sevdiğim bir sözü aşağıya yazmak istiyorum.
"İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür." - Andrey Tarkovski
Son düzenleyen: Moderatör: