İçinde yaşadığımız evren devasa bir varlığın beyin hücresi olabilir mi?

bitwise dedi:

Bilmedigini seyi bildigimiz bir seyle iliskilendirip sanki onu biliyormus gibi yapmaya cok merakliyiz. Bilmiyorum diyememek modern insanin en buyuk problemlerinden bence.Her seyi neyi bilmedigini bilmekle basliyor cunku.

Genişletmek için tıkla...

Olur mu canım, her şeyin iyisini, doğrusunu biz biliriz.

Evrenin resimleri sizleri yanıltmasın. Zira %20 - %30 oranında tasvir içeriyor ve farklı dalga boylarıyla çekiliyor.

Ancak kesin olarak bildiğim bir şey var; Makro alemdeki bilinmezlikler kadar mikro alem de bilinmezliklerle dolu.

Olabilir. Ortalama bir insanın vücudunda 40 trilyon civarı bakteri yaşıyor, mesela bu bakteriler için ortamın ve zamanın nasıl olduğunu düşünün. Evrendeki yerlerinin ne kadar komik ve kısıtlı olduğunu tahmin etmek zor değil. Ancak yaşadığımız evren de çok daha büyük bir oluşumun ufacık bir parçası olabilir bu da bizi vücudumuzdaki bakterilerle aynı konuma getirir. Bana göre evren bizim düşündüğümüz gibi tek ve sonsuz değil.

Olamaz.

Bence bu konu hakkında bu kadar kafa yormak yersiz sonuç ortada Bence dünyaynı daha güzel bir yer haline getirmek için kafa yormak lazım.

Eğer öyleyse dua edelim de içki içmeyen birisi olsun. Bir de bonzai çeken bir kekoysa tümden hapı yuttuk demektir.

Öncelikle konu dışı olacak bir şekilde başlayıp bir önceki sayfada yazılan bir yazıya cevap vermek istiyorum. Bilmediğimiz bir şeyi keşfetmek ve öğrenmeye çalışmak bizim doğamızda var. Bu çok klişe ve yanlış bir sözdür. Bilmediğin bir konu hakkında konuşma demek gibi. Her kes her konuda yanlışta olsa konuşur, düşünür veya tartışır. Buna cahilliğin veya bilmişliğin etkisi yoktur. Her insan kendine göre bir gerçeklik yapar ve eğilim yaratır. Yani bilmediğimiz bir konuda konuşa konuşa bu günlere kadar geldik. Yoksa daha yırtıcı hayvanların bıraktığı leşleri yiyor olurduk.

Konumuza gelelim. Evren bir üst varlığın beyinin içindeki nöronlardan oluşabileceği gibi, yine aynı varlığın ''Quark'' altı sistemi de olabilir. Yani evrenimizin bir sabit betimlemesi yok. Kısaca boğanın boynuzunda oluşan küf de diyebilirsiniz, çocuğun şişirdiği balonun içi de. Bunu öğrenmenin tek yolu tartışıp keşfetmektir.

Bunu Anlamanın Yegane Yolu : Bizim Evrenimizi Son Çakıl Taşına Kadar Bilmektir...Haritasını Çıkarmaktır...Tabi,Bu da Yüzbinlerce Yıl sürecektir...Peki Buna İlahi İzin Var mıdır? Zira Kıyamet,Yaratıcı'nın Bilimsel Ölümden Önce Kopartacağı Bir Olgudur,Yani Bilimsel Sonu Asla Beklemez...Saygılar

Biz paralel evrenlerde yaşıyoruz. Başka bir beyin hücresi bizim başka versiyonlarımız olabilir.