İnsan Beyni Kaç Bit Bir Kontrolördür?

Katılım
17 Mayıs 2017
Mesajlar
287
Makaleler
1
Çözümler
1
Yer
Ankara
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Sayın arkadaşlar düşünürken fark ettim de bizler milyonlarca nöron ve sinire sahibiz. Tüm sinirler beyne hem giriş hem çıkış sinyali verebilmekte olup ufak bir sıcak nesneye elleyip elini çekme işleminde bile;

1- Cismi gör
2- Veri Tabanını araştır ve cismi tanımla(tecrübeler, yeni edinilen bilgiler, önsezi ve tahminler)
3- Cismin sıcak olma olasılığını tecrübelere göre deneysel olasılık yöntemiyle kabataslak hesapla
4- Cismin sıcak olup olmadığını dokunmadan anlamaya çalış
4.1- Elini yaklaştır (Kasların onlarca dokusundan birkaçına komut ver ve hissetme sensörüyle algıla)
4.2- Duman çıkıyor mu bir bak (Görme sensörünü kontrol et ve gerekirse göz kaslarına komut verip cisme yönelt)
5- Sıcaksa dokununca olabilecekleri düşün
6- Dokununca olabileceklere karşı kaslara kasılma ve gevşeme arasındaki süreyi minimuma indirme yönünde komut ver
7- Dokun
8- Sıcaklığı kontrol et (Dokunma duyusunu kontrol et)
9- Sıcaksa sıcaklık seviyesine göre elini çek ya da çekme
10- Nispeten soğuksa elini çekme ama tetikte ol, teste devam et

gibi bir algoritma gerçekleşmektedir ve tüm bunlar milisaniyeler içinde olmaktadır. Peki beyin milyonlarca siniri tek tek kontrol edebiliyor ve durumlarını gözlemleyebiliyorsa, binlerce işi milisaniyelerde yapabiliyorsa tüm bu GPIO (Bu metaforda nöron ve sinirleri temsil ediyor) portlarını kontrol etmenin yolu yüksek hız ve bit değerinde bir işlemci değil de nedir? Biyolojik enerjiyle çalışabilen çok akıllı bir sistem olmalı bu.
Şimdi asıl soruya geçelim. Beyin kaç bit bir işlemci? Tahminen binlerce bitlik ama bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum. İyi sosyaller.
 
hqdefault (1).jpg
 
Allah bizi mükkemmel yaratmış. Biz de iş yok. :)
Ben de gerçekten çok şaşırıyorum. Acaba insanın bu verimli sistemini cihazlarda kullanıp cihazları insanlaştırma yolu bulunabilir mi? Gerçekten bayağı merak ediyorum. Daha yeni bir 74HC595 8bit entegresi kullanmayı öğrenmişken böylesine bir konuda düşünmek beni entegrelerden soğuttu açıkçası. İnsandan gelişmiş ve daha akıllı bir makine yapmak ömürler sürecektir. Hem hızlı, hem yüksek bit değerine sahip bir beyinden oluşan makineleriz. İnsanların beynin ufak bir versiyonunu (Denetleyici çipler ve İşlemciler) yapmasına mı şaşırsam yoksa insanın sahip olduğu bu mükemmel verimli sisteme mi şaşırsam bilemedim. Her ikisi de hayret verici.
 
Bit olarak söyleyemeyeceğim ama geçen gün bir belgesel izlemiştim. Tam hatırlamıyorum ama o belgeselde, onbinlerce aşırı güçlü işlemciden oluşan çok büyük bir bilgisayarın, insan beyninin birkaç saniyede (birkaç kelimesini hatırlamadığım için söylüyorum, kusura bakmayın ama küçük bir süreydi kesinlikle, daha kısa bir süre de olabilir) yaptığı bir işlemin yüzde 0,1'ini 40 dakikada yaptığını duymuştum. Yani bu, beynin diğer bilgisayarlardan milyonlarca kat daha güçlü olduğunu gösteriyor.
 
Sinirler vucudun her tarafinda varlar. Refleksle yanitlanabilecek bir uyari geldiginde, ornegin sicak ya da sivri bir cisme dokunma gibi, en yakindaki sinirden hemen uyari gonderiliyor kasa. Bunu islemcinin L2 ve L3 Cache'ine benzetebiliriz aslinda.

nervous_system-copy.gif


Onun disinda insan beyninin islem yapma kapasitesi, milyonlarca birbirine bagli ufak noronlara dayaniyor. Bu baglamda aslinda CPU mimarisine degil, GPU mimarisine daha cok benziyor. ( CUDA Core, Stream Processor gibi )

Mesajlasma sinir aglari ve kanda dolasan hormonlarla oluyor. Kaslari kontrol etmek icin sinirsel elektrik uyarilari, hormonlara duyarli organlari harekete gecirmek icin de kimyasallar salgilaniyor.

Normalde bilgisayar mimarisinde mesajlasma senkron ve asenkron gerceklesir. Birisine telefon acmak ornegin senkron mesajlasmadir, karsi tarafin da size cevap vermesini beklersiniz, aldiginiz cevaba gore bir islem yaparsiniz. Asenkron mesajlasmada mesajinizi ileten bir sisteme mesaji birakirsiniz, karsi tarafin cevabini beklemez hayatiniza devam edersiniz. Ornegin SMS boyledir. Insan vucudu asenkron mesajlasiyor. Sinirsel uyariyi gonderiyor ya da hormonal uyariyi kana pompaliyor, ilgili birimin onunla ne yaptigini kontrol etmiyor ayni mesaj icinde. Farkli bir kontrol mekanizmasi bu durumdan sorumlu ve o da kontrolunu asenkron sagliyor. Ornegin korktugunda adrenalin mesaji gonderiliyor, bu mesaji alan kalp ritmini arttiriyor, bobrek ustu bezleri bir seyler yapiyor. Ya da ari soktugunda bagisiklik sistemi harekete geciyor. Fakat mesaj bazen yanlis degerlendirilip kendi hucrelerine de saldiriyor. Cunku genel bir bilinc yok. Parca parca bir suru "makine" mesajlasarak uyum icinde calismaya calisiyor. Ornegin tirnak uzama sinyalini alip uzuyor, ama uzarken etin icine batiyor. Etin cani yaniyor, beynin bunu hissediyor fakat tirnagin ilgili kismina "yeter uzama" diyemiyor.

Insan vucudu birbirinden bagimsiz asenkron calisan kucuk noronlardan olussa da, butun halinde senkron hareket edebilen mucizevi bir organizma. Bilgisayar mimarisiyle ornek verilebilecek davranislari olsa da, temelde cok farkli calisma prensipleri oldugu icin direkt karsilastirma yapilamaz.

Sagda solda okudugunuz "Insan gozu X megapiksel" , insan hafizasi bilmem kac GB gibi ibarelerin bu sebeple hepsi atmasyon. Bilgisayarlarda oldugu gibi kati ve degistirilemez bir organizasyondan bahsetmek mumkun degil.

Bu sebeple milyonlarca norona sahip olan insan beyniyle 1262 x 2748 islemini yapmak dakikalar aliyor ( cogu insanda ) ama oturup hayatin anlamini sorgulayabiliyoruz. Bilgisayar icin bu islem cocuk oyuncagi ama henuz kendisinin bilgisayar oldugunun bile farkinda degil : )
 
Sinirler vucudun her tarafinda varlar. Refleksle yanitlanabilecek bir uyari geldiginde, ornegin sicak ya da sivri bir cisme dokunma gibi, en yakindaki sinirden hemen uyari gonderiliyor kasa. Bunu islemcinin L2 ve L3 Cache'ine benzetebiliriz aslinda.

Eki Görüntüle 360550

Onun disinda insan beyninin islem yapma kapasitesi, milyonlarca birbirine bagli ufak noronlara dayaniyor. Bu baglamda aslinda CPU mimarisine degil, GPU mimarisine daha cok benziyor. ( CUDA Core, Stream Processor gibi )

Mesajlasma sinir aglari ve kanda dolasan hormonlarla oluyor. Kaslari kontrol etmek icin sinirsel elektrik uyarilari, hormonlara duyarli organlari harekete gecirmek icin de kimyasallar salgilaniyor.

Normalde bilgisayar mimarisinde mesajlasma senkron ve asenkron gerceklesir. Birisine telefon acmak ornegin senkron mesajlasmadir, karsi tarafin da size cevap vermesini beklersiniz, aldiginiz cevaba gore bir islem yaparsiniz. Asenkron mesajlasmada mesajinizi ileten bir sisteme mesaji birakirsiniz, karsi tarafin cevabini beklemez hayatiniza devam edersiniz. Ornegin SMS boyledir.

Insan vucudu birbirinden bagimsiz asenkron calisan kucuk noronlardan olussa da, butun halinde senkron hareket edebilen mucizevi bir organizma. Bilgisayar mimarisiyle ornek verilebilecek davranislari olsa da, temelde cok farkli calisma prensipleri oldugu icin direkt karsilastirma yapilamaz.

Sagda solda okudugunuz "Insan gozu X megapiksel" , insan hafizasi bilmem kac GB gibi ibarelerin bu sebeple hepsi atmasyon. Bilgisayarlarda oldugu gibi kati ve degistirilemez bir organizasyondan bahsetmek mumkun degil.

Bu sebeple milyonlarca norona sahip olan insan beyniyle 1262 x 2748 islemini yapmak dakikalar aliyor ( cogu insanda ) ama oturup hayatin anlamini sorgulayabiliyoruz. Bilgisayar icin bu islem cocuk oyuncagi ama henuz kendisinin bilgisayar oldugunun bile farkinda degil : )
Bence işlem yapma olayı insanların elektronik beyinlere yüklediği bir yük. Eğer başta bu sistem işlemleri paralel olarak yapmak yerine düşünmeyi yapabilse, en azından mesela Rpi3 ile GPIO kontrolü gibi sistemler kendi kendine öğrenip yazılımını kendi yazan sistemler olarak hayal edilseydi insanlar bunu yapabilir, 4+4'ü hesaplayamayan ama varlığını sorgulayıp kendi gibileri daha da geliştirerek evrimleştiren bir sistem olabilirdi. İnsanların hayal edip ve çalışıp yapamayacağı emin olun hiçbir şey yok. Baksanıza beyne az çok benzeyen ve çok küçük boyutlu sistemler kurabilmişiz. Balık baştan kokar diye boşuna söylememişler. İşin o tarafa doğru yöneltilmesi engellendi çünkü insanlara ihtiyaç olan zeki bir makine değil dediklerini yapıp hayatlarını kolaylaştıran bir köle. Elimizde imkan var ama yapmıyoruz çünkü zaman ve ekonomik sarfiyat bunu başarınca geri gelmeyecek. Fakat fabrikasyon robotları bize şimdilik yetiyor bunun sebebi de para ve kolaylık. Yeni yeni geliyor kendine yeten elle tutulur robot tasarımları.
 
Beyin bitlik değerlere sığar mı bilmiyorum? Bu arada bir de cihazları insanlaştırma diye bir sorunuz olmuş. Bunun cevabı bence şöyle. İnsanların beynine yaklaşabilecek bir cihaz olamaz. Çok yaklaşılır ama ne yazık ki olamaz. Biz insanlar canlıyız fakat makineler öyle değil. Bu her şeyin kısaca özeti. Bir makinenin beynimize benzer bite sahip olması için canlı bir mekanizma ve kendiliğinden kendini düzeltebilen bir şey olması lazım. Bu cihazlar diyelim bunu başardı fakat yine bizden iyi olamazlar. Çünkü bunun için yapay bir sinir yongası yapılması lazım ki bu neredeyse imkansız. Fakat ışık bazlı bir bilgisayar yapılırsa bu bilgisayar bizim beynimizle eşdeğer olabilir. Benim fikrim böyle biraz saçmalamış olabilirim uykum var çünkü haydi bay bay.
 
Beyin bitlik değerlere sığar mı bilmiyorum? Bu arada bir de cihazları insanlaştırma diye bir sorunuz olmuş. Bunun cevabı bence şöyle. İnsanların beynine yaklaşabilecek bir cihaz olamaz. Çok yaklaşılır ama ne yazık ki olamaz. Biz insanlar canlıyız fakat makineler öyle değil. Bu her şeyin kısaca özeti. Bir makinenin beynimize benzer bite sahip olması için canlı bir mekanizma ve kendiliğinden kendini düzeltebilen bir şey olması lazım. Bu cihazlar diyelim bunu başardı fakat yine bizden iyi olamazlar. Çünkü bunun için yapay bir sinir yongası yapılması lazım ki bu neredeyse imkansız. Fakat ışık bazlı bir bilgisayar yapılırsa bu bilgisayar bizim beynimizle eşdeğer olabilir. Benim fikrim böyle biraz saçmalamış olabilirim uykum var çünkü haydi bay bay.
Işık fantezileri çok ilgim dahilinde olmasa da işlem gücü frekansla sınırlandırılamaz görüşündeyim. Hızın yanında kontrol edilebilir asenkron sistem sayısı da önemli. İnsanlar yapacak. Bir gün yapacak. Ama o gün bizler olur muyuz, insanlar günümüzün monoton hayatına tam anlamıyla manipüle edilmiş mi olur, düşünmeye vakti kalan insanlar olur mu veya en basidinden bizim yerimize düşünüp karar veren dijital asistanlarımız vs. mi olur bilemiyorum. Şimdiki bilim ve düşünce gücünün sürekli gelişimiyle olamayacak şey yoktur (Işık hızıyla ilgili çoğu kısım dışında).
 

Geri
Yukarı