İş yerinde konumumu artık bilemiyorum

IntroVert

Megapat
Katılım
1 Ağustos 2013
Mesajlar
95
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Linux Sistem Yöneticisi
Merhaba herkese,
26 yaşında Linux sistem yöneticisi olarak küçük çaplı bir firmada 3 senedir çalışıyorum. İlk başta stajlarımı halletmek niyetiyle girmiştim, iki stajımı da bu şirkette tamamladım.
İlk staja başladığım zamanlarda çalıştığım ofis 1+0'dı ve patron ile birlikte idari müdür ile çalışıyordum. Bahsettiklerine göre teknik eleman almıyorlarmış fakat ben ilk olmuştum. Bir süre staj yapıp sonrasında işe başladıktan sonra ofisi büyüttüler ve benimle birlikte birkaç çalışan daha aldılar. Bazı şeylerin bir nevi öncüsü olmuş oldum.
Bu sebeple de bazen bana benim yerimin farklı olduğunu vs söylerler. Hatta geçen konuşurken burada her zaman yerin var tarzı bir konuşma oldu. Genel olarak iş hayatımdan bahsetmek gerekirse; daha çok patronun çırağı gibi çalıştım ilk baştan beri, diğerleri başka yöneticilerin altında çalışırken ben patronla aynı ofiste olduğum için onun işlerini yapar ve patronla diğer çalışanlara nazaran daha sa miydim.
Hep usta-çırak ilişkisinden bahsederdi. Gel zaman git zaman böyle ilerledi. Ta ki yaklaşık 2.5 sene önce sevgilim beni terkedene kadar. 4 senelik bir ilişkiydi ve boşluğa düşmüştüm, boşluğa düştüğüm için ise işe fazla abanır hale gelmiştim. Bir şey yapılacağı zaman sürekli atlıyor, akşamları eve geldiğimde çalışıyor, kendimi tamamen işe odaklıyordum. Bunlarla birlikte iyice patronun gözüne girdim ve şirkette sevilen birisi haline geldim.
Fakat son zamanlarda şirket agresif bir şekilde kalifiyesiz elemanları doldurmaya başladı. Bir kişiyi benden birkaç ay sonra gelen birisine, birini de benim işlerime yardımcı olması için getirdiklerini söylediler.
Fakat sıkıntı şurada; ben zaten içine kapanık, sessiz, ofise her gün gelmekten nefret eden birisiyim ve aldıkları kişi de benim tam tersim, çok fazla konuşan, her şeye atlayan, dikkat çekmeyi seven birisi, tam zıt tipleriz anlayacağın. Sorun bu da değil aslında, bir zamanlar çok aşırı bir şekilde yoğun bir dönem olurken, şimdi ise eleman aldıklarından sonra şirketin durağan bir dönem geçirmesi, hem kendim ne yapacağım hem de birisine nasıl iş vereceğim diye düşünmekten kafayı yiyecek hale geldim.
Ben artık işe yaramıyorum, işe gittiğimde ne yapacağım, işe gittiğimde birisi yanımda beni izliyor, iş bekliyor, ona nasıl iş vereceğim, iş yok ki vs durumuna düşmekten artık depresyona girmiş vaziyetteyim. İşten eve geliyorum, akşamları canım hiçbir şey yapmak istemiyor, saat 20:00'de yatağa giriyorum uyumaya çalışıyorum vs.
berbat durumdayım, zaman zaman sorun çıkartan, depresif birisi olmama rağmen burada kabul edildiğim için başka bir iş yeri aramaktan da çekiniyorum. Açıkçası ne yapmam gerektiği konusunda çok kararsızım. Sürekli bu konuları konuşuyorum ama artık konuşmaktan da sıkıldım. Çok tıkanmış durumdayım, fikirlerinize açığım.
Teşekkürler.
 
Öncelike hâlinizi küçümsemiyorum, sizi asla sizin kadar anlayamam lâkin siz yaşıyor musunuz? Ya da yaşadığınızı düşünüyor musunuz? Ev-İş, Ev-İş, Ev-İş-Yatak. Bu yaşamak mı? Üstelik size ait olmayan bir iş. Başkasına ücret karşılığı hizmet et- Eve git yatağa atla. Kendizine niçin böyle davranıyorsunuz? Ben size söyleyeyim, siz şu durumda nefes alan bir ölü konumundasınız. İşte sizin başlıktaki sorunuzun cevabı. Ölüsünüz. Yalnızca şirkette değil, hayatta ölüsünüz. Bir ölüye saygı gösterirler mi, bilemiyorum.

Kendinizi bu durumdan kurtarmanız şart. Bu kadar saçma, monoton, amaçsız, zevkten-dostluklardan yoksun bu cehennemden çıkmanız lazım. Hayatınızda bir değişim başlatmanız lazım. Bu işten kurtulun. En değer verdiğiniz insanı yitirdiğiniz zamandan beri oradasınız. Sizin o yerde bir ölü hâline geleceğiniz daha başından belliymiş.
Çekiniyormuşsunuz. Cehennemden çıkmaktan mı? Yaşama geri dönmekten mi? Cehennem tarafından kabul edilmek iyi mi? "Ya iş yerimi o kadar gömmeyin bence sorun benim" yok. Değişim şart. Her anlamda, her yerde değişim. Arkadaş ortamında değişim, yoksa oluşturmak. İşyerinde değişim, yeni bir tutku keşfi ve daha niceleri. Bunlar olmalı. Yahu siz bitmişsiniz hâlâ daha iş yerini nasıl düşünürsünüz, nasıl?

Sert mi konuşuyorum bilmiyorum. Ben üçüncü bir göz olarak sizin anlattıklarınız kadarından görüneni keskin bir şekilde söylüyorum. Sorun asla işyeri değil. Sorun bütünüyle olmayan hayatınız, sorun artık sizin aramızda olmamanız. Sorun fatihası okunmamış bir gârip hâline gelmiş olmak ve şikâyetinizin iş yeri olması. Hayır, kendinizden şikâyetçi olun. Sizdeki bu ahvâl ile sizi mümbit bağlara koysak, bağı kurutursunuz. Durdurun bu yalnızlığınızı, boşluğunuzu, canınızı sıkan şeyleri devirmeye karşı çekingenliğinizi.
 
Son düzenleme:

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Geri
Yukarı