Uzman değilim ama benim bildiğim kadarıyla ilhak, bir devletin bir bölgeyi ele geçirmesinin, savaş sonucu da olsa genellikle anlaşma yoluyla yapılması ve uluslararası hukukta tanınmış olması. İşgalde ise böyle bir durum yok, pata küte dalıyorsun. Ancak bugün uygulamada statü ne olursa olsun, toprakları ele geçirilen taraf karşı tarafı işgalci olarak tanımlıyor, tabii bu çok anlaşılabilir bir durum. Biz de olsak öyle yaparız. Fetih genelde toplumların bu ilhak ya da işgali kendi açılarından ifade biçimi. Gerçek anlamda bir fetihte (Conquest) ele geçen topraklarda öncekinden daha adil ve müreffeh bir düzenin gelmesi beklenir, fetih bu anlamda yüceltilen bir şeydir. Doğruluğu ve tarafsızlığı fethe göre tartışılır tabii. İstanbul'un fethi böyledir mesela çünkü yüzyıllar boyunca azınlıklar buraların en refah içinde yaşayanları oldular. Kiliseleri camiye çevirmek genel bir fetih geleneği ve her kilise de yapılmıyor bu. Şehrin en büyük kilisesine bir otorite, güç gösterisi olarak yapılıyor.
@bastila un söylediği gibi tarihi olayları geçtiği döneme göre yorumlama ilkesine uygun yorumlarsak, o dönemde büyük bir hoşgörü bu. Şimdiki gibi "unesco kültür mirası" anlayışı bekleme çünkü dünyada böyle bir şey yok. Yağmalar vs. o kadar sık ki bir padişahın bir tane kiliseyi camiiye çevirmesi öyle işgal falan sayılmaz.
Anlamayacak bir şey yok. Bu işgaldir. Yunanlılar'ın Anadolu'ya adalet veya refah getirmeyeceği, işgal bölgelerinde ve daha sonrasında kaçarken yaptıklarından belliydi, dolayısıyla fetih sayılamaz. Uluslararası bir görüş birliği de yok, sadece itilaf devletlerinin talebi var ama mesela Rusya sovyetler olduktan sonra desteklemiyor. İtalya o dönem Ankara hükümeti ile anlaşma imzalıyor mesela. Ermenilerle gümrü anlaşması yapılıyor, Pakistan halkı Ankara hükümetine destek veriyor. vs. vs. Dolayısıyla ilhak de değil. Zaten o zaman bugünkü kadar organize bir uluslararası sistem de yok. Cemiyet-i akvam var, o da sonra dağıldı.