Kafayı yemek ve yememek arasındaki ince çizgideyim

Katılım
13 Temmuz 2017
Mesajlar
1.528
Çözümler
4
Mesela hayattan o kadar bezmişim ki, bezmişim kelimesinin ne anlama geldiğini tam olarak bilmediğim için kendime kızıyorum. Galiba yorulmuşum, daralmışım gibi bir anlamı var.

Her neyse. Kendimi nasıl anlatsam bilemiyorum. Mesela hayatım hep aynı şekilde devam edecek diye gelecek konusunda kaygılar yaşıyorum. Bunları çözmek için deftere her şeyi yazdım. İnanmazsınız ama not defteri 917 satır. Hatta resim de ekledim. Ve bu her geçen gün artıyor. Aklıma geldiği anda yazmaya çalışıyorum ve bazen unutup iyice deliriyorum. Mesela dün 800 küsurdu. Bunları yazmak hiç bitmeyecekmiş gibi, sanki ne yazsam hep eksik gelecek gibi bunu da çözemiyorum.

Tüm dertlerim bununla bitmiyor. Bazen bir ilahi güç geliyor, tüm dertleri kafamda çözüyorum, şöyle olacak hallederiz falan oh be diyorum. 2 hafta, 3 hafta böyle geçiyor. Tabii bu süreç içerisinde halen daha tamam bitti diyorum kafamda ama çözdüğüm için uzunca düşünmüyorum. "tamam çözdüm artık daha düşünmem" diyorum ve gün sonuna kadar bu devam ediyor. Çözdüğüm için 3 saniye sürüyor, tamam bitti diye sonra hayatıma devam ediyorum. Sonra büyük bir strese giriyorum. Mesela öğretmenim okula geç kaldın diye müdüre söylüyor. O da kulağımı çekiyor, aileme söylüyor falan vs. sonra her şeyi yeniden çözmem gerektiğini düşünüyorum ve başlayınca yine bu haldeyim ve bu kaç kere tekrar etti hatırlamıyorum bile.

Artık o bile aylardır olmuyor. 1 sefer çözerdim aylarca rahatlardım. Şimdi 1 sefer bile çözemiyorum. Kaç aydır bu haldeyim. Yahu bir insan kesilmiş tırnağını kafaya takar mı? Kesilmiş işte olmuş ve ölene kadar her 2 haftada bir uzayacak ve yeniden keseceksin işte. Ama yok illa düşüneceksin.

Mesela sağlığım konusunda endişe ediyorum. İşte çok kola içiyorsun, abur cubur, sigara vb. yapılacaklar diye bir liste yapıyorum; işte sağlıklı ve dengeli besleneceksin, karbonhidrat proteinini yeteri kadar C vitaminini falan. Sonra yazıyorum, tam kaydedeceğim "yok bu olmadı, atladığın bir şey var.". Düşünüyorum 1 saattir oturduğum yerde, bulamıyorum, kaydediyorum. Olmuyor, yeniden aç falan... Delirip siliyorum. Sonra kapatıp PC'yi, yatıp hayata lanetlerle uyanıyorum.

Mesela sigarayı bırakma tarihi diye yazıyorum yapılacaklar listesine. İşte farz-ı misal 1 Ocak 2021 diyorum. Kaydediyorum "olmadı, neden bırakman gerektiğini yaz. Atladığın bir şey muhakkak var!" ve beynim sessizce odayı terk ederek tüm gün stres yüzünden migrenle boğuşarak, berbat bir hayat yaşıyorum. Sevdiklerim üzülmesin diye gülüp geçiyorum yanlarında. Şimdi ben bunun yerine direkt hiç var olmamış olmak, tüm bu güzellikleri, bu dertleri, sorunları hiç yaşamamış ve portakalda bir vitamin olup, en azından birilerinin bağışıklık sistemini güçlendirmeyi yeğlerdim.
Ah ah keşke her şey bununla bitse.

Daha ne çok yazasım var ama sırf moderatör tek tek kelime hatası var mı diye bakıp, yorulmasın diye ve siz okurken sıkılmayın diye yazmıyorum. Ama yazarken ne kadar rahatladığımı anlatamam bile. O yüzden bunun gibi başlıkları eğer moderatör arkadaş yanlış yere konu açtın diye banlamazsa, daha çok bu tür konular açacağım muhtemelen. Ama şu anda az önce açtığım bir bilgisayar konusu yüzünden 1500 saniye ban atılmış. Onu bekleyene kadar bir şeyler daha yazmayı yeğlerim.

Şimdi mesela Max Payne 3 oyununu en son oynadığım zaman hayatımın dönüm noktasıydı. Hayati bir ameliyat olmuştum ve o ameliyatı olmadığım güne deli gibi dönmek isterdim. Hayatta hiçbir derdimin olmadığı. Tek derdimin bir bilgisayar olduğu günleri çok özlüyorum. Şimdi mesela geçen gün Max Payne 3 oynamaya çalıştım. Oynayamadım. Sanki oyunda çok garip bir şey varmış gibi. Beni o güne götürecekmiş gibi. Oyunda sop soluk bir şey zaten, böyle o soluk dünyada yaşasaydım böyle garip bir his ki anlatamıyorum. Bu his mutluyken oynadığım çoğu eski oyunda oluyor. Mesela o dünyada yaşasaydım gibi şeyler. Ahh keşke anlatabilsem.

Sonra mesela okulda hoca sözlü yapıyor. Herkes bilip de ben bilmezsem diye kalbim çarpıyor. Ya bilemezsem, ya onlardan geri kalırsam? Ya onlardan daha alçak bilgili olduğumu bilirlerse? Ya hakkını veremezsem? Everest tepesine çıkıp tüm ses tellerim yırtılana kadar öyle bir bağırasım geldi ama tabii ki tüm sınıfı terk edip oraya gitmek yerine o sesi beyimde gerçekleştirdim ve yutkunarak o sesi yutmaya çalıştım. Yutkunurken boğazım düğümlenir gibi oldu. O an ani bir migren geçirdim. Migren yavaş yavaş gelir benim bildiğim ama o anda birden oldu ve birden geçti. Ama baş ağrısız bir migrendi böyle sadece zonkladı. Migrenden daha çok zonkladı ama başım ağrımadı. Bu birkaç dakika sürdü.

Sonra artık hangisinden başlasam. Ama sanırım burada böyle bir düzine konu açsaydım burada belki şu anda 36 saat boyunca uyku düzenimi bozmamış ve mahvolmuş bir halde olmak yerine mutlu bir şekilde uyuyor olurdum. Neyse ben bunları yazana kadar konu banım kalkmış ve bu konuyu şimdi açıyorum. (acaba açtın mı? Sayfayı yenile! Açmamış olabilirsin. Ya açmadıysan?) hahaha bazen gülüp geçesim geliyor ama neyse.

1619326586298.png
 
Hocam, yani tanıdığın birisi varsa beraber aktivite yapmaya çalış. Ne bileyim dışarı çık, hayatın olayları takacak kadar uzun olmadığını anla.
 
Kanka aynılarını bende yaşadım yada benzerlerini. Tırnağım kırıldı örneği mesela. Sıkıntı edilmeyeceğini biliyosun ama genede içine bi dert oluyor ister istemez. Yada her hangi basit bir olay. Mantığını biliyosun ama duygularına yenik düşüyorsun istemeden.

Bir sorunla karşılaştığında diğer sorunların tetikleniyo sanırım. Tekrar çözülmemiş gibi gün yüzüne çıkıyor olaylar. Oysa çözmüştün o problemleri? Kendinle anlaşmıştın?

Zor günlerden geçmiş olabilirsin kardeşim. Yada çocukluk tranvaları. Belki ailesel. Belki çevresel. Belki maddi sıkıntılar.

Çevreni ve seni tanımıyorum ama BELKİ sana yardımcı olabilirim.
(kendimi ifade etmek konusunda biraz zorlanıyorum :D)

Özelliklede bu problemler pandemiyle yada son zamanlarda arttıysa;
Çok klasik olucak ama. Başka işlerle hobilerle uğraşmadığın için beynin bu tarz sorunlara odaklanıp kendini o şekilde meşgul ediyo olabilir.
Yada hiç dışarı çıkmıyosan. Hep aynı kendi konfor alanındaysan(evdeysen) bunalman ve bu tarz ufak şeylere takılman normal. Artık farklı şeyler yaşamıyorsan. Yeni heyecanlar. İlişkiler anılar ve anlar. Yeni mekanlar...
Bunlar hayatın parçası ve bunları yaşamaya seninde hakkın var.
İmkanın varsa arkadaşlarınla dışarı çık.
Yada tek başına bi yürüyüş. Yürüyüşte belki telefonla biriyle sohbet edersin ve hoşuna gider.
İnan bana bu pandemi sürecinde sosyallikten uzakta olmak zor. Herkes için zor.
Kendine arkadaş bulmak çevre edinmek.
Kendine bi hedef belirle ve onun için çalış
Özgüvenini artırman lazım.
Ne kadar endişeli bi ruh halinde de olsan çabalaman lazım.
En azından dene

(ilk defa bi forumda bişey yazıyorum. Senin yada bu sorunlara sahip insanlar için hesap açtım. Kendimi ifade etmekte kötüyüm. Umarım yararı dokunur.)
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı