Mars'ta oksijen üretildi

"Amerikan Uzay ve Havacılık İdaresi (NASA), Perseverance gezginini tıpkı Dünya'daki ağaçların yaptığı gibi, karbondioksiti oksijene dönüştürebilen bir cihazla Mars'a gönderdi. Mars Oksijen Yerinde Kaynak Kullanımı Deneyi (MOXIE) adı verilen cihaz, ilk oksijenini üretmek için Mars atmosferinden karbondioksiti çekti. Araç, bir astronotu 10 dakika sağlıklı tutmaya yetecek kadar 5,4 gram oksijen üretti ve teknolojinin Kızıl Gezegen'de çalıştığı kanıtlandı. "

Haberin devamı (Kaynakça):

Bundan asırlar önce Avrupalılar, coğrafi keşiflere başladı. Yeni kıta bulundu, dengeler büyük ölçüde değişti. Tarihi açıdan kırılma noktalarından biriydi diyebiliriz. Şimdi de benzer şeyler oluyor. Bu sefer rotamız uzay. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak başka bir şansımız olduğunu sanmıyorum.
 
Aya bir üs ve büyük bir rampa kursak. Dünyadan çok az bir yakıtla ilk aya çıkılsa, daha sonra ay üssündeki ekipler rokete yükleme yapsa. Ay'ın yer çekimi daha az olduğu için dünyanın yerçekiminden kurtulmak için kullandığımız yakıtın %30-40'ından tasarruf edilir. Daha sonra marsın yörüngesine bir uzay istasyonu yapılsa, marsa gidecek ekipler kocaman gemiyi marsa indirmek yerine ufak bir modül ile indirip, tekrar aynı uzay istasyonuna çıksa. Bu sayede hem yakıttan, hemde erzak yükünden tasarruf edilir. Eleştiriye açık bir düşüncedir.
En sondaki yazınız haricinde mantıklı buluyorum. Uzay istasyonuna çıkmak için de araçlar gerekecek ve uzun vadede yine masraflı olacaktır. Sonuçta daha küçük araçlarla kalkış yapılacak ve insan gücü sınırlı olduğundan dolayı devamlı kalkıp inmesi gerekecektir diye düşünüyorum.
 
En sondaki yazınız haricinde mantıklı buluyorum. Uzay istasyonuna çıkmak için de araçlar gerekecek ve uzun vadede yine masraflı olacaktır. Sonuçta daha küçük araçlarla kalkış yapılacak ve insan gücü sınırlı olduğundan dolayı devamlı kalkıp inmesi gerekecektir diye düşünüyorum.
Roket teknolojisinin sürekli geliştiğini ve mailyet bakımından olumlu bir düşüş yaşandığını varsayarsak, 5-15 yıl sonraki projelerin maliyetlerini düşünürken bugünki maliyete göre düşünmesek daha doğru olabilir.
 
Aya bir üs ve büyük bir rampa kursak. Dünyadan çok az bir yakıtla ilk aya çıkılsa, daha sonra ay üssündeki ekipler rokete yükleme yapsa. Ay'ın yer çekimi daha az olduğu için dünyanın yerçekiminden kurtulmak için kullandığımız yakıtın %30-40'ından tasarruf edilir. Daha sonra marsın yörüngesine bir uzay istasyonu yapılsa, marsa gidecek ekipler kocaman gemiyi marsa indirmek yerine ufak bir modül ile indirip, tekrar aynı uzay istasyonuna çıksa. Bu sayede hem yakıttan, hem de erzak yükünden tasarruf edilir. Eleştiriye açık bir düşüncedir.
Zaten gelecek planlamalarından bazılarının içinde bunun gibi ara istasyonlar var ama bizim ömrümüz bunları görmeye yeter mi? Sanmıyorum. Kolonizasyon ve uzay madenciliği için daha çok uzun zaman lazım, toplamda trilyonlarca (onlarca) dolarlık kaynak lazım, yeni teknolojilerin icadı ve yeni enerji üretim sistemleri lazım.
 
Dünyayı savaş alanına çevirip uzaya, başka gezegenlere yöneliyorlar. Halen anlamadılar sadece burada hayat olduğunu. Sayısız hayvan, insan, bitki, denizler, dağlar, ormanlar daha neler neler burada fakat adamlar kuru, çorak bir gezegende yaşam bulma, yaşam kurma çabasına girmişler.

İnsan ırkı teknolojide ne kadar ilerlerse ilerlesin, dünya dışında bir yere göç edip oraya yerleşemez. Sadece geçici, minnoş habitatlar kurabilirler.
 
Zaten fazla seçenek yoktu. Bir an önce hızlandırmaları lazım. Oraya gitmezsek mecburen nüfus azaltımı yapmamız lazım yani kolonileşmeye mecburuz.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı