İnceleme Metro Exodus

KingStannis

Hectopat
Katılım
30 Ekim 2021
Mesajlar
2.640
Makaleler
1
Çözümler
18
Herkese selam öncelikle. Bu hafta Metro Exodus'u bitirdim ve özellikle bu oyun hakkında fikirlerimi belirtmek istedim. 2033 ve last Light'ı da severek oynadım ancak bu oyun daha bir güzel geldi bu yüzden incelemeyi exodus üzerinden yapacağım. Umarım oyunu oynamak isteyenler için de aydınlatıcı olur.

hikaye:
öncelikle ben hikayeyi çok beğendim. 2033 ve last light sonrasında yüzeyde ve radyoaktivitenin az olduğu bölgelerde geçen bölümler hoşuma gitti. Bunun dışında metro oyunlarında yaz mevsimini de ilk defa bu oyunda işlemişler galiba. Bu yüzden çeşitlilik açısından iyi oldu. Bundan sonra spoiler ile belirteceğim yerlerde hikayeden önemli yerleri söyleyeceğim o yüzden belirteyim.
Oyunun başında bize eşlik eden karakterler de güzel olmuş. Tren yolculuğu yaptığımız esnada bir aile ortamı kurmamız ve trenin zamanla kalabalıklaşması canlı bir his verdi bana. Biraz da hikayeyeyi özet geçeyim:


oyun Artyom'un dünya'da başka yerlerde yaşam olup olmadığını kontrol amaçlı yüzeye çıkıp radyoyu dinlemesiyle başlıyor. Başladığımız bölümde de aynı amaçla dışarıdayız ve metroya dönerken mutantlar saldırıyor. Arkadaşlarımız bizi kurtarıyor ve uyandığımızda anna ile miller da bu konu hakkında konuşuyor. Aradan bir müddet zaman geçiyor ve bu sefer anna ile birlikte aynı işi yaparken bir trenin geçtiğini görüyoruz. Aynı esnada da bir gözcü ekip bizi alıyor ama bunlar hanza'lıymış meğer. Araçta bulunan 2 kişiyi öldüreceklerken artyom atlıyor ve onları kurtarmaya çalışırken artyom da vuruluyor. Ancak mermi yanlış hatırlamıyorsam 2033 oyununda Hunter'ın verdiği spartan rozetine çarpıyor bu yüzden hayatta kalıyoruz. Neyse işte anna da esir düşüyor. Biz kaçmaya çalışırken meğer savaşın bitmediğini, hükümetin radyo sinyallerini engellediğini görüyoruz. Kaçarken de bir tren çalıyoruz ve bununla giderken baskın oluyor. Baskını yapan da albay Miller'ın ta kendisi. Meğer miller de hanza ile çalışıp Moskova'yı gizli tutmaya çalışıyorlarmış. Birkaç tartışmadan sonra da miller ve diğerleri trenle bizde kalıp gidiyoruz, yolda da hanza treni geliyor onu da gizlice patlatıyoruz. Ardından kış adlı tren bölümü geliyor. Bu bölümde Ark yerleşkesine gitmeyi planlıyoruz ve treni gezebiliyoruz. Ondan sonra volga başlıyor, bölgeden geçerken trene ateş açılıyor ve durmak zorunda kalıyoruz biz de bu sırada hem krest adlı bir mühendis (?)i ve nastya ile Katya'yı yanımıza alıyoruz hem de fanatiklerin kontrol ettiği bir kapıyı açıp Volga'dan ayrılıyoruz. volga'da anna bir kimyasal depoya düşüyor ayrıca. Bu depoda da hastalık kapıyor ancak biz bunu sonradan öğreneceğiz. bu sırada bizim ekip de yüzeyde yaşanılabilir bir yer aramaktadır ve Ark adı verilen bir tesise gider. Bizi hükümetin karşılayacağını sanarken doktor önderliğindeki yamyamlar karşılıyor. Miller, artyom ve anna olarak 3 kişi giriyoruz tesise ve bizi esir alıyorlar. Anna'yı da başka bir yere götürüyorlar. Ondan sonra ıdiot ve sam gelip bizi kurtarıyor ve biz de Anna'yı kurtarmaya gidiyoruz. Anna'yı bulmuşken doktor geliyor ve bize saldırıyor. Anna da doktora saldıyor ve doktor tam Anna'nın hastalığından bahsedecekken anna onu öldürüyor. Ardından ekip Caspian'a (hazar Denizi'nin orada bir yer galiba) gidiyor ve burada belki bir şeyler buluruz diyoruz. Gittiğimizde orada baron adlı birisinin insanları çeteleştirdiğini görüyoruz. Burada da uydu kontrol merkezi bulmamız gerekiyordur. Ancak sıcak olduğu için su sıkıntısı ve tren (Aurora) için de yakıt sıkıntısı çekiyoruz. Biz bunları bulup getirmeye çalışıyoruz aslında daha çok. Bölümde giul diye bir kızla tanışıyoruz ve onun yardımıyla uydu haritasını da buluyoruz. En sonda da baronla konuşuyoruz yine arbede çıkıyor ve anna Baron'u öldürüyor. Giul orada kalıyor ve yola devam ediyoruz. Ondan sonra yaz adlı bir tren yolculuğu geliyor. Burada işler iyi gidiyor, anna ile artyom mutlu ve herkesin keyfi yerinde. Bütün ekip toplanıp konuşuyoruz ve stepan ile katya burada evleniyorlar. Ardından herkes içerken anna bu sefer kan öksürüyor ve hasta olduğunu herkes böylece anlamış oluyor. Miller ve katya başta ani iklim değişikliğindendir diyor ve gideceğimiz temiz yerlerde bu çözülür diyorlar. Eğer daha ciddi bir şey ise ilacın gerek olduğunu ve bu ilacın olduğu şehri söylüyor katya bize. Ardından tayga bölümü başlıyor. Bu bölümde amacımız yaşanabilir bir yer bulmak. Artyom ve alyosha bir vagona atlayıp giderken heyelan oluyor ve suya düşüyoruz. Olga diye bir kadın bizi kurtarıyor. Bu arada alyosha da kayıp tabii. Olga bize Alyosha'dan da bahsediyor sonrasında. Biz de gidip hem bu yerden kurtulmaya hem de Alyosha'yı bulmaya çalışıyoruz. Bölümde yine haydutlar falan da var. En son Alyosha'yı buluyoruz ve o bize buranın yaşanılabilir olmadığını, radoaktif bir tankın sızıntı yaptığını gösteriyor. Bu bölgeden giderken de "mother of Forest" isimli bir ayı ile vs atıyoruz. Aynı ayı bölüm içinde karşımıza çıkıyor 2 defa daha. Ancak ölümü sonda oluyor. Burada da alyosha tabii Olga'ya aşık oluyor ve giderken de geri geleceğinden falan bahsediyor. Sonrasında trene atlayıp gidiyoruz. Ondan sonra bu sefer sonbahar adında bir tren bölümü daha geliyor. Bu tren bölümlerinde etrafı gözlemek mümkün ve eğer bütün konuşmaları, her şeyi dinlerseniz bu üç bölüm toplam 1 saati aşabiliyor. Burada da Anna'nın hastalığının ilerlediği ve ilaç almamız gerektiğini anlıyoruz. Novosibirsk adlı şehirden ilacı almak için miller ve artyom birlikte şehre gidiyor. Ekibin kalan üyeleri de Aurora'yı kışa hazırlamak için malzeme almaya gidiyor. Biz bu bölümde yeniden metrolara dönüyoruz ve verdiği his bence acayip iyi. Bir müddet şehir merkezinde araba sürdükten sonra metroya iniyoruz ve metroda da gezerken bir çocuk ile karşlılaşıyoruz. Bu çocuğu yakaladığımız zaman bizden korkuyor ancak sonrasında bize güvenip kalıyor bizimle. Bu geldiğimiz novosibirsk şehri de savaştan çok etkilenmiş bir şehir. Binalar ayakta ancak insanlar yok. Radyasyon Moskova'yı onlarca kat geçiyor belki de ve tam bir ölü şehir. Hayatta kalan insanlar da birbirleriyle yeniden savaşıyor ve insanlık kalmıyor. Bunun the two colonels adlı bir DLC paketi mevcut onu daha oynamadım ancak bu şehirde geçmiş olaylar da etkileyici geldi bana. Neyse bu çocukla konuşurken bize babasının yaşanılabilir bir yer aramaya gittiğini söylüyor ve miller da o yerin haritasını bulmak için bizden ayrılıyor. Artyom tek başına ilacı bulmaya gidiyor ve yolda radyasyondan ötürü o şehre özel yaratıklar ve ortamlar görüyoruz. İlerleyince halusinasyonlar başlıyor ve Anna'yı görmeye başlıyoruz. Tanıştığımız çocuk olan Kiril'in bize verdiği radyasyon ilacını kullanarak kısa bir müddet bu etkilerden kurtulsak da yine de nafile tabii. Artyom her tarafta Anna'yı görmeye başlıyor. Onu takip ediyoruz ve ilacı bulmaya çalışıyoruz. Bu bölümde kör goril mutantlar da var ve çok gerici oluyor. Oyunun bu yerindeki atmosfer de karanlık olduğundan ben oynarken çok heyecanlandım açıkçası. Neyse biz en sonunda ilacı buluyoruz ancak bu gorillerden bir tanesi bizimle savaşıyor ve biz de goril ile birlikte düşüyoruz. Ardından miller geliyor ve bizi alıyor kendi ilacını bize veriyor hayatta kalmamız için ve bir müddet arabayı sürüyor biz uyurken. Uyandığımızda bakıyoruz ki arabayı kiril sürüyor ve miller hareketsiz. Direksiyonu biz alıyoruz ve yola devam ediyoruz. Bir çıkmazda duruyoruz ve ekran gidip geliyor, sabah oluyor. Kiril kaldırıyor bizi ve gelen trendekiler yardım ediyor. Getirdiğimiz ilaçla da anna hayatta kalıyor. Miller ise ne yazık ki ölüyor. Açıkçası ben Miller'a çok üzüldüm, adam çok büyük fedakarlık yaptı ama mecbur bu olaylar iyi veya kötü sonda kesin olan olaylar.

oyunda iyi ve kötü sonlar var bunları da anlatmak istiyorum. İyi sonu elde edebilmeniz için yanınızdaki arkadaşlarınızın ölmemesi veya ayrılmaması gerekiyor.
iyi son için mümkün olduğunda az düşman öldüreceksiniz. Yan görevleri yapacaksınız, teslim olanları öldürmeyeceksiniz, mümkünse ya hiç sıkmayacak ya da düşmanları hep bayıltacaksınız. Böylelikle gidişat değişiyor. Eğer treni patlattığımız göreve gizli olmazsanız Duke ölüyor. Giul ile buluştuğumuz bölümde oradaki köleleri öldürürseniz veya askerlere çok zarar verirseniz damir giul ile orada kalıyor. Aynı şekilde taiga görevinde eğer çok belli olursanız ve düşmanları çok öldürürseniz alyosha zipline ile kaçarken vurulup ölüyor (veya ağır yaralanıyor, ben bunu yaşamadım.) Bunlara dikkat etmelisiniz.

Oyunun sonunda 12 dakikalık bir final kısmı var. Burada trendekiler Artyom'a kan verip onu hayatta tutmaya çalışıyorlar. Eğer trende yeteri kadar kişi ve yeteri kadar kan varsa artyom hayatta kalıyor. Bu sahnede de miller ile birlikte baykal gölü'nde konuşuyorsunuz. Size liderliği ele almanızı ve yeni bir hayat kurmanızı söylüyor. Artyom'un rüyaları bitince bütün ekip baykal gölü'nün orada bulunuyor ve Miller'ın da ara sahnede Artyom'dan isteği doğrultusunda buraya gömülmüş olduğunu görüyoruz. Açıkçası bu final kısmı çok duygusal ve güzel. Ancak kötü sonra final kısmı çok daha karanlık yine.

kötü sonda kan yetmiyor ve artyom ölüyor. Gördüğümüz rüya ve diğer şeylerde de bunun etkisi var. İyi sonda miller bizi elinden tutup baykal gölü'nün oradaki bir tepeye çıkarırken kötü sonra tepe mepe yok. Miller dahi yok başta. Bir müddet sonra kendimize geldiğimizde Aurora'dayız ancak içerisi çok gerici. Burada ilk oyundan bourboun ve khan var. Bourboun bize "burada geçireceğimiz çok zaman var." diyor. Khan da konuştuktan sonra bakıyoruz ki miller treni sürüyor. Bize gelmemizi söylüyor. Ardından ileride bir şey görüyor ve bizi orada bırakıyor. İndiğimizde elimizde Baykal'ın bir resmi var. Burada Artyom'un görüşü bitiyor. Yine aynı son sahne geliyor iyi sondaki gibi. Ancak bu sefer Miller'ın mezarının yanında artyom'unki de var. Baykal gölü'nün fotoğrafı da mezarına asılmış bir şekilde tabii.

Hikaye böylece bitiyor. Ben oynarken bu muhabbeti bildiğim için dikkat ettim ve damir dışında fire vermedim. Oyun size 1 fire hakkı tanımış. Eğer 2 olursa direkt kötü son oluyor buna dikkat edin. Açıkçası beni atmosferiyle, müzikleriyle, hikayesiyle kendine çekti oyun. Özellikle yeniden metroya girdiğimiz bölüm inanılmaz gerici oldu benim için. Oyunda yine bu bölümde kara derililere rastlayabiliyorsunuz ancak hemen kayboluyorlar. Bunu eklemeleri de güzel olmuş. Biraz da karakterlerden bahsedeceğim çünkü çok iyi işlenmişlerdi.

karakterler:
miller: Miller buz gibi bir adam ve oyun bunu yansıtmış güzel bir biçimde. Ancak kimi yerlerde bu kaskatı olan adamın da yumuşadığını ve içini döktüğünü göstermişler. Özellikle final sahnesinde eğer iyi son ile bitirirseniz yaptığı konuşma çok güzel cidden. Bunun dışında albay olduğundan dolayı komutan gibi hareket ediyor ve sağlam bir kişiliği var. Last Light'ta gördüğümüz adamı daha da iyi bir şekilde olaya katmışlar yeniden. Beğendim şahsen. Son bölümde yaptıkları ile de tam bir baba rolü taşıdı.

Anna: Anna bizim eşimiz oluyor bu oyunda başından beridir. Last Light'ta gördüğümüz değişik anna yok, tamamen daha sıcak, samimi ve kendine çekidüzen vermiş birisi olmuş. Önceki oyundaki o malum sahne gibi şeyleri eklememişler. Oyunda eşimiz olmasına rağmen hiç cinsellik yok ve bu hoşuma gitti. Bizi daha çok karakteri üzerinden bağlamaya çalışmışlar Anna'ya bu oyunda. Trende geçen bölümlerde interaktif ilişki kurabiliyoruz. Mesela dizimize uzanıyor ve 15 dakika konuşuyor. Aynı zamanda eşinizi sevme özelliği de var. Başını, elini okşayabiliyorsunuz. Ve bunu yaptıkça konuşmak için cesareti de artıyor, daha çok konuşuyor. Anna her erkeğin ihtiyacı olan kadın profili gibi çizilmiş oyunda o yüzden bir artı da benden aldı.

Damir: Kendisi Kazakistan'lı. Oyunda eğer diyalogları dinlerseniz bütün tren üyeleri hakkında bilgileri öğrenirsiniz ancak ben pek dinlemedim o yüzden pek kendisi hakkında bir şeyler bilmiyorum. Birkaç görevde yanımızda oluyor ve yardım ediyor. Oyunun sonuna etki ediyor.

Stepan: Kendisi benim en sevdiğim karakterlerden birisi. Tarzı ve mizacı çok hoş. Duke ve kendisi D6 savaşından hayatta kalıyorlar. Stepan eğer bulmanız halinde yolda bize gitar çalıyor ve biz de ona eşlik edebiliyoruz bu yolculuklarda. Katya ile de evleniyor ve oyunun başından beridir ikisinin arasında bir şeyler olduğu belli oluyor. Genel olarak mutlu ve cüsse olarak iri birisi. Kendisini çok sevdim ben.

Duke: Kendisi hakkında yine fazla bir bilgim yok. O da görevlerde yanımızda bulunuyor ve eğer diyalogları dinlerseniz kendisi hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Oyunun sonuna da etki ediyor dediğim gibi.

Idiot: İsmine kıyasla çok zeki birisi. Hatta o ismi bile kendi kendine vermiş. Aklı çalışıyor ve yine yanımızda bulunuyor.

Sam: Eski bir ABD Rusya konsolosluk muhafızıymış. Kendisi Amerikalı. Savaş çıkınca Moskova'da kalmış ve ekibe katılmış. Yanlış hatırlamıyorsam bu adamın bir de nişanlısı vardı Moskova'da. Genel olarak çok konuşmuyor gibi ama iş yapıyor en azından.

Yermak: Kendisini Hanza'da buluyoruz ve yanımıza alıyoruz. Treni süren kişi oydu sanırım. Genel anlamda mekanik işlerini hallediyor ve ilk bölümde bize yardımcı oluyor.

Alyosha: Kendisi de eski bir Ranger. Kadınlara düşkün biraz. Olga'ya aşık olması da bu yüzden. Zaten yanımızda gönüllü gelirken amacı da kadın bulmaktı biraz. O yüzden şaşırtıcı değil aşık olması. Alyosha da oyun sonuna etki ediyor.

Tokarev: Trende silah ve zırh işleriyle ilgileniyor. Çok da bir muhabbeti yok ancak trende kullandığımız çalışma masasını o yapıyor ve bize bir silah hediye ediyor.

Katya ve nastya: Katya Nastya'nın annesi. Eşi ölmüş büyük ihtimalle ve oyunu oynarken eşinin bir kasedini de bulabiliyorsunuz. Ardından da stepan ile evleniyor. Nastya da tatlı bir kız çocuğu. Artyom ile iyi anlaşıyor ve trene hava katıyorlar.

Krest: Volga'da yanımıza alıyoruz. Trenin en son vagonunda mekanik işler yapıyor. Sigara tiryakisi ve onunla sigara molaları yapabiliyoruz. Hoş bir karakter olmuş.

Bizim tren ekibi de böyle. Artyom'dan bahsetmedim çünkü artyom yine aynı artyom.

artılar:
  • atmosfer, bölüm tasarımları çok hoş. Çeşitlilik var.
  • karakterler çok iyi dediğim gibi. Trende bir aile oluyoruz aslında hepsiyle.
  • yeni eklenen mutantlar güzel olmuş. Zombiler falan da eklenmiş. Yeşil yeşil değiller ama iyiler yine de.
  • grafikler çok hoş. Aynı zamanda diğer iki oyundan çok fazla iz taşıyor. Tasarımlar, silahlar, sesler değişmemiş çoğu.
  • oynanış süresi iyi. En az 20 saat sürüyor bildiğim kadarıyla. Eğer %100 her şeyiyle bitirmek isterseniz 50 saati buluyormuş. (diyaloglar dahil.)
  • insan düşmanlar çeşitli ve güzel olmuş. Hepsinin farklı ideolojileri ve düşünceleri var. Birlikte yaşayan gruplar içinde bile sıkıntı çıkabiliyor bazen, bunu da eklemişler. Bazıları elektriğe günah diyor, bazısı yamyam, bazısı dindar fanatik. Çeşitlilik iyi olmuş.
  • silah eklentileri ve silah sayısı iyi.
  • hikaye zaten çok güzel. Açıkladım uzun uzun daha da uzatmayayım.
  • özellikle Anna'yı bu oyunda çok beğendim. Oyunun sonu da onunla alakalı olduğundan hikayede önemli bir yere koymuşlar.
  • oyunda easter Egg'ler çok fazla var. Hepsini anlatamam ama GoW, Half-Life ve Star Wars'tan bazı şeyler var. Bu da detay isteyenlere güzel olmuş bence.
eksiler:
  • oyunda artyom konuşmuyor. Ne kafayla yapmışlar bilmiyorum ama 3 oyundur adam konuşmuyor. Bazı NPC'ler 15-20 dakika konuşurken bile Artyom'dan ses yok. Bölüm başı konuşuyor ama o da yetmiyor ki. Olaylara karşı işaret yoluyla tepki veriyor o güzel olmuş ancak ses yok. Ruhsuz gibi. Birisi bir şey soruyor, çıt yok bizimkinden. Yeni oyun çıktığında bunun düzeltilmesi lazım acilen.
  • optimizasyon kötü. Ben oynarken DX12 ile 150 FPS alsam bile akıcı olmuyordu. Bazı maplerde FPS düşüyordu ve kasıyordu oyun. DX11 ile ise oyun akıcı oluyor bayağı ancak FPS maksimum 90 falan oldu bende öyle de. Sayıların büyüklüğü önemsizse DX11 kullanın.
  • bug çok. Animasyon hataları, karakterlerin ışınlanması, zıplamalarda görülen zorluk falan karşınıza illa çıkar ama çok yok onu söyleyeyim. Ancak ne kadar olası bug varsa hepsiyle karşılaşabilirsiniz.

benim görüşlerim bu şekildeydi. Oyun yarı açık dünya olduğundan loot yapmak, haritayı keşfetmek de mümkün. AAA oyun gibi bir şey olmuş. Yeni oyun sözde 2024 yılında çıkıyordu ama hala ortada bir şey yok. Adamlar oyunu mu unuttu acaba ne oldu artık? Neyse oyunu mutlaka oynayın. Eğer sisteminiz yüksek ise Enhanced Edition oynayabilirsiniz. Ancak Enhanced çok daha aydınlık o yüzden karar size kalmış. Çok aydınlık olmasa Enhanced çok daha iyi ancak yine de Enhanced oynayın bence. Bu iki versiyon arasındaki grafik farkının videosunu da aşağıya koyacağım. 2DLC var birisi novasibirsk şehrinin hikayesini, diğeri de Sam'in hikayesini anlatıyor. Onları da mümkünse oynayın. Metro serisi benim için bambaşka bir yere sahip. Hikayesi çok sağlam ve sürükleyici. Bu oyun da oynadığım en iyi oyunlardan birisi oldu. Buraya kadar okuduysanız zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim. Herkese iyi sosyaller.
oyuna puanım: 9/10


Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı