Neden adil, dürüst insan kaybeder?

Gizli sözleşmelerle bir yere varamazsınız istediğinizi elde etmek için onun için çabalamalı ve almalısınız. Gizli sözleşmeler dediğim de insanlara, çevrene iyilikler yapıp karşılık beklemektir, bu hiçbir şey kazandırmayacak ve sizi sinsi bir insan yapacaktır bu şekilde birisi olmak yerine kendini düşünen ama toplumu da incitmeyecek yaptığı iyilikten karşılık beklemeyen ve istedikleri için çabalayan bir insan olun. Dünya da gayet adil bir yerdir, çalışan ve olayları kendi lehine kullanmasını bilen birisi her olaydan olmasa da çoğundan fayda alarak çıkıyor.
Hocam dürüst, içten pazarlık yapmadan bu dediklerinizi sadece çalışarak yapmak normal bir çalışma ile çok zor olacaktır. Sosyal davranışlar çalışmanın da birçok şeyin de üstüne geçiyor her yerde. Konu iyilik yapmak değil, kimseden bir şey beklemek de değil. Konu dürüst, kuralina göre yaşadığımda hep kaybediyor oluşum.
 
Çok klişe olabilir, kimileri için mağdur edebiyatı kimi için bahane... Ancak hayatta karşılaştığım çoğu durumda ben kaybettim, aksini yapanlar gözlerimizin önünde kazandı.

Onlarca yüzlerce örnek verebilirim ama kimsenin kafasını yıllardır duyageldikleri şeylerle şişirmek istemiyorum.

Kazanmak için bildiğim yoldan vazgeçmeyeceğim ancak çok yıpratıcı, üzücü ve sinir bozucu bir hayat beni yordu/yoruyor.

Herkes menfaat uğruna yalancı-samimi, saygısız, adil, eşit şartlarda karşımıza gelmiyor... Sadece içimi dökmek ve bu durumda olanların nasıl bir yol izlediğini merak ediyorum.
Sizin gibi ben de dürüst bir insanım. Rol yapmaya çalıştığımda bile bunu beceremedim. Bazı insanlarla tanışmana bile gerek kalmaz ağzından çıkan bir iki kelime sende bir izlenim oluşturur. İnsanlarla ilişki kurma zorunluluğu hissetmiyorum. Zaten pek sosyal birisi de değilim birbirimizi anlayabildiğimiz birkaç arkadaşım var o kadar. Hedefim şu an kendimi rahat hissettirebilecek kadar para kazanmak, kariyer odağı. Ama bazen o kadar hiçbir şey yapasım gelmiyor ki, sırf zaman öldürüyorum. Haftada bir dönüp dolaşıp "Tamam, toparlayacağım." konuşması ve yine aynı batak.
 
Kime göre, neye göre dürüst veya değil? Bizim doğrularımız başkalarının doğruları olmak zorunda değil. Bazıları kendi doğrularına göre bizim dürüst olmamak dediğimiz şeye öyle bakmıyorlar. "ben çok dürüsttüm, insanlar beni kullandı" demek bana biraz mağdur edebiyatının besini gibi geliyor. İnsanlara ve yaşama bizim yüklediğimiz anlamlar herkes için aynı olmak zorunde değil. Yani şu toplumun doğru ve uygun kabul ettiği her şey öyle midir gerçekten? Yoksa burada insana olduğundan farklı anlamlar yüklemek söz konusu mu? Bana biraz ikincisi gibi geliyor. Çoğu kişinin insan kavramını doğanın işleyişinden çekip alarak farklı bir yere zorla götürdüğünü düşünüyorum. İnsanın diğer çoğu canlı gibi hayatta kalma iç güdüsüne sahip olduğunu ve bunun tüm hayatını kontrol ettiğini göz ardı ettiklerine inanıyorum.
 
Arkadaşlar belli bir yaşa gelince anlıyorsunuz ki böyle bir şey yok, eğer kaliteli insanlar ile beraber aynı ortamı paylaşıyorsanız başlıkta belirtildiği gibi işler yürümüyor, belli bir yere gelmiş sosyete içerisinde asla böyle insanlar kazanmaz ve insanlar bu tarz kötü ve yapmacık kişiler ile olabildiğince süratli şekilde ilişiklerini keserler.

Veyahut siz iyi olduğunuz halde kötü muamele görüyorsanız salak insanlar ile iletişim kurmaya çalışıyorsunuz demektir ki bu da yanlıştır hayatta bazen olanları çekilip izlemek size doğruları gösterecektir.

Veyahut siz bir ortamdan dışarı atılıyorsanız bu kötü niyetli olan kişi insanların gözünde sizsinizdir yanlış anlaşılma var ise dürüstlük ile insanlara kendinizi açıklayın ya da başka bir arkadaş grubuna dahil olup aynı haltları yemeyin.
 
Senin inancını bilmiyorum, yorum yapmam doğru olmaz ama adil ve dürüst olmak bana hiç bir zaman kaybettirmedi. Kaybettirdiğimi düşündürdü sadece.
Sınıfça kopya çektik (tamamı değil bazılarının günahını almayım), hoca herkese sorduğu gibi bana da sordu. Kopya çektin mi Mete? Ben de sınav kağıdımı rica ettim kendisinden. İşlemli soruları gösterek, bunları kendim çözdüm, bunları ise kopyayla yaptım hocam dedim.
Hoca sözlüme 60 girdi. Ben o sınavdan (kopyasız çözdüğüm kısmından) bile 60'dan yüksek alıyordum.
Kopya çektiğini itiraf etmeyen birisine, 80 girdi ve çocuk itiraz edince notunu da arttırdı.
Ben de itiraz edince bana:
-"Senin o notu nasıl aldığını biliyoruz!" diyerek herkesin önünde aşağıladı.
Ben kopya çekerek yanlış yapmıştım, dürüstlüğümü bozmayım bari diyerek de itiraf ettim. Bunun cezasıydı bu.
İnsanların bu tarz davalarını yitirmemesi çok güzel bence, çünkü bir zamandan sonra insanın kalbi kararak, çıkarlarına yenilir duruma düşüyor.
 
Çok klişe olabilir, kimileri için mağdur edebiyatı kimi için bahane... Ancak hayatta karşılaştığım çoğu durumda ben kaybettim, aksini yapanlar gözlerimizin önünde kazandı.

Onlarca yüzlerce örnek verebilirim ama kimsenin kafasını yıllardır duyageldikleri şeylerle şişirmek istemiyorum.

Kazanmak için bildiğim yoldan vazgeçmeyeceğim ancak çok yıpratıcı, üzücü ve sinir bozucu bir hayat beni yordu/yoruyor.

Herkes menfaat uğruna yalancı-samimi, saygısız, adil, eşit şartlarda karşımıza gelmiyor... Sadece içimi dökmek ve bu durumda olanların nasıl bir yol izlediğini merak ediyorum.
Üstün olan kazanır dünyanın klasik kuralıdır. Üstteki arkadaş hem doğru hem yanlış söylemiş yaş büyüdükçe daha fazla doğru düzgün insanla tanışırsın ama daha çok da kötü insanla tanışırsın.
 

Geri
Yukarı