Öbür dünya var mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bunlar zaten biliyorlar Allah'ın var olduğunu fakat inanmak istemiyorlar çünkü inandıklarında hayatlarında bazı şeyleri kısıtlamaları gerekecek dolayısıyla inanmıyorlar. İnanmamak içinde saçma sapan şeyler ile kendilerini kandırıyorlar.

Tanrıyı kanıtlamak için hayatımda neleri kısıtladığımı ve kısıtlayabileceğimi bilemezsin. Tanrının var olmasını ne kadar istediğimi de. Hiçbir şey düşünemediğinden birilerinin kendine "buna inan" dediği şeye inanmayı reddediyorum sadece. Allah varsa eğer onun da bilmem kaç tane ayetinde söylediği gibi -sizin aksinize-:
Sorguluyorum.
 
Atomun neye göre etkileşime girdiğini soruyor. Bir yaşıma daha girdim.

Fizik ve kimya bilgisi -789452 sanırım.

Aynen. Eksi sonsuz fizik bilgim. Şöyle artı sonsuz fizik kimya bilginiz ile hidrojen ve helyum atomlarının nasıl oluştuğunu anlatırsanız istifade edelim sizden.
 
Allah kuran-ı kerimi değişmeden kıyamete kadar koruyacağına söz vermiştir ve öyle de oluyor, olacaktır. Hadislerde ise yalan hadis uyduranlara Allah azap edeceğini bildirmiştir.
Hadislerde ise zamanında alimler 5 şarta bakmışlar. Hadislerin sahihliği konusunda çok hassas davranmışlar hem bu hadisleri nakleden sahabiler hem derleyen alimler. Bu büyük bir sorumluluktur.
Bu beş şart şunlardır.
1. râviler adâlet sahibi yani Müslüman, akıl-bâliğ, takvâ ve mürüvvet sahibi olmalıdır. Mürüvvet, râvinin saygın bir kişiliği bulunması ve kişiliğine zarar verecek davranışlardan uzak durması demektir. Hali ve kimliği bilinmediği için adâleti hakkında söz söylenemeyen kimselerin rivayetleri böylece sahih hadisin dışında tutulmuş olacaktır. 2. râviler zabt sahibi olmalıdır. Râvinin dalgın olmaması, ezberden rivayet ediyorsa hadisi kusursuz bir şekilde ezberlemesi, kitaptan rivayet ediyorsa kitabını dikkatle yazması ve kontrol edip koruması, mâna ile rivayet ediyorsa hadis metninde değiştirdiği kelimelerin mânalarını iyi bilmesi ve bunları kullanırken hadisin mânasında herhangi bir değişikliğe yol açmaması gerekir. Böylece çok hata yapan, unutkan ve dalgın olan kimselerin rivayetleri sahihin dışında kalır. 3. sened muttasıl olmalıdır. Senedin ilk râvisinden son râvisine kadar herhangi bir yerinde kopukluk bulunmamalıdır. Her râvi kendinden önceki râvi ile buluşup görüşmüş ve hadisi ondan almış olmalıdır. Bu şart ile senedi muttasıl olmayan muallak, münkatı‘, mu‘dal ve müdelles gibi hadis çeşitleri sahih hadisin dışında kalmış olmaktadır. 4. hadis şâz olmamalıdır. Güvenilir râvinin kendisinden daha güvenilir râviye muhalif olarak rivayet ettiği hadis şâz olacağı için bu durumda daha güvenilir olan râvinin rivayeti sahih kabul edilir. 5. hadis muallel olmamalıdır. Muallel, ilk bakışta sahih görünmekle birlikte konunun uzmanları tarafından incelendiğinde gizli bir kusuru ve illeti bulunan hadistir. Böyle bir hadis bu kusurun ortaya çıkmasıyla sahih olma vasfını kaybeder. Bu beş şartın bir hadiste bulunup bulunmadığı hususunda ortaya çıkan görüş ayrılıkları o hadisin sıhhati konusunda da farklı kanaatlere sebep olmaktadır.

Bu araştırmaları, sahih damgaları vuranların da insan olduğunu unutmak en büyük hatadır. Kuranın kıyamete kadar korunacağı sözü gerçek değilse? Sonuçta kuran yıllarca insanların elinde kaldı. İnsanlar sonradan eklediyse? Nasıl emin olabiliriz? Keşke bir peygamber burada olsa da cevap verseydi.
 
Allah Kuran-ı Kerimi değişmeden kıyamete kadar koruyacağına söz vermiştir ve öyle de oluyor, olacaktır. Hadislerde ise yalan hadis uyduranlara Allah azap edeceğini bildirmiştir.
Hadislerde ise zamanında alimler 5 şarta bakmışlar. Hadislerin sahihliği konusunda çok hassas davranmışlar hem bu hadisleri nakleden sahabiler hem derleyen alimler. Bu büyük bir sorumluluktur.
Bu beş şart şunlardır.
1. Râviler adâlet sahibi yani müslüman, akıl-bâliğ, takvâ ve mürüvvet sahibi olmalıdır. Mürüvvet, râvinin saygın bir kişiliği bulunması ve kişiliğine zarar verecek davranışlardan uzak durması demektir. Hali ve kimliği bilinmediği için adâleti hakkında söz söylenemeyen kimselerin rivayetleri böylece sahih hadisin dışında tutulmuş olacaktır. 2. Râviler zabt sahibi olmalıdır. Râvinin dalgın olmaması, ezberden rivayet ediyorsa hadisi kusursuz bir şekilde ezberlemesi, kitaptan rivayet ediyorsa kitabını dikkatle yazması ve kontrol edip koruması, mâna ile rivayet ediyorsa hadis metninde değiştirdiği kelimelerin mânalarını iyi bilmesi ve bunları kullanırken hadisin mânasında herhangi bir değişikliğe yol açmaması gerekir. Böylece çok hata yapan, unutkan ve dalgın olan kimselerin rivayetleri sahihin dışında kalır. 3. Sened muttasıl olmalıdır. Senedin ilk râvisinden son râvisine kadar herhangi bir yerinde kopukluk bulunmamalıdır. Her râvi kendinden önceki râvi ile buluşup görüşmüş ve hadisi ondan almış olmalıdır. Bu şart ile senedi muttasıl olmayan muallak, münkatı‘, mu‘dal ve müdelles gibi hadis çeşitleri sahih hadisin dışında kalmış olmaktadır. 4. Hadis şâz olmamalıdır. Güvenilir râvinin kendisinden daha güvenilir râviye muhalif olarak rivayet ettiği hadis şâz olacağı için bu durumda daha güvenilir olan râvinin rivayeti sahih kabul edilir. 5. Hadis muallel olmamalıdır. Muallel, ilk bakışta sahih görünmekle birlikte konunun uzmanları tarafından incelendiğinde gizli bir kusuru ve illeti bulunan hadistir. Böyle bir hadis bu kusurun ortaya çıkmasıyla sahih olma vasfını kaybeder. Bu beş şartın bir hadiste bulunup bulunmadığı hususunda ortaya çıkan görüş ayrılıkları o hadisin sıhhati konusunda da farklı kanaatlere sebep olmaktadır.
Koruyacağına derken? Allah yarattığı kitabı, yarattığı insanlardan nasıl koruyabilir? Evrenin yaratıcısı Allah nasıl olur da önceki 3 kitapta yanlış yapabilir? Şahsi fikrim her bölgeye ayrı kitaplar/dinler gönderildi. Sadece müslüman olan cennete gidecek diye bir şey yok fikrimce. Öyle olsaydı şu an uzaya çıkan Hristiyanlar değil Müslümanlar olurdu. Çalışana, hak edene veriyor Allah. İster bu dünyada olsun ister diğer dünyada. Hangi dine inandığımızın da önemi yok bana göre, önemli olan sadece inanmak. Daha kendi dinimizi koruyamıyoruz ama diğer dinleri yargılıyoruz. Kendi içimizde cemaatlere bölünmüşüz ama diğer dinleri yargılıyoruz. Çok garip, neyse herkesin dini kendine her koyun kendi bacağından asılır. Herkes bu konuda özgürdür ve saygı duyarım.
 
Verilecek cevaplar bence den öteye geçemeyecek. Herkes fikrini söyleyecek kimileri inanacak kimileri inanmayacak. Adam fikrini söyleyecek inanılmayacak çünkü kesin değil. Kavgalar tartışmalar konu kilitlenecek. İki ucu shitli değnek. Siz inanıyorsanız vardır inanmıyorsanız yoktur.
 
Aynen. Eksi sonsuz fizik bilgim. Şöyle artı sonsuz fizik kimya bilginiz ile hidrojen ve helyum atomlarının nasıl oluştuğunu anlatırsanız istifade edelim sizden.

Atom altı taneciklerin nasıl bir araya geldikleri benim ilgi alanım değil öncelikle. Gerçi ilgilensem ve buraya cevabını yazsam atom altı parçacıkların altındaki arom altı parçacıkların nereden geldiğini sorarsınız. Soru kısır döngüye girer. Ve en sonunda "şu dağları kim yarattı?" sorusunun cevabını bulursunuz.
Bu cevap sadece sizin için: @deathhand Haklıydınız. Bu dağları Allah yarattı.
 
Bunlar zaten biliyorlar Allah'ın var olduğunu fakat inanmak istemiyorlar çünkü inandıklarında hayatlarında bazı şeyleri kısıtlamaları gerekecek dolayısıyla inanmıyorlar. İnanmamak içinde saçma sapan şeyler ile kendilerini kandırıyorlar.

Hocam dağın arkasında duman varsa ateş vardır. Dağın dibine gelmişsin dumanı görüyorsun, ateşin kırmızısını görüyorsun, sıcaklığını hissediyorsun ama ateş yok diyorsun. Atomlar etkileşiyor diyorsun. Ben biraz buna benzetiyorum. Yani mümin biri olduğumu düşünmüyorum. Ama yani haşa Allah yok diyecek kadar da değilim yani. Kainattaki her şey Allah'ın varlığını gösteriyor, hissettiriyor. Tıpkı yukarıda yazdığım ateş gibi. İnsan gözlerini kapatarak kendi dünyasını gece yapar, yoksa o gözlerini kapattı diye güneş batıp ay çıkmaz. Bu dünyada herkes istediğine inanmakta özgür.
 
@Tanrı_Misafiri Cevabını veremediğiniz için karşı tarafı alaya almaya başladınız. Bence de makul bir soru, X ve Y atomu nasıl oluştu?

Bu soruya cevap verebilmek için fizik ve kimyada doktora yapmış olmak gerekmiyor. Mantık kullanmak gerekiyor.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı