Bunu anadilim gibi öğrenmiş olarak hayata başlayabilecekken neden sonradan öğrenmek için emek verilmesi gerektiğini anlamıyorum. Ben veya siz dil öğrenme sürecini zevkli bulabilirsiniz fakat bu herkes için geçerli değil. Ayrıca dünyada sadece İngilizce varmış gibi konuşmanız doğru değil. İngilizce bilmeyen bir Fransız ile nasıl iletişim kuracaksınız?
Ayrıca verdiğiniz benzetmeyi mantıklı bulmadım. Bisiklet sürmeyi öğrenmiş olarak doğmak mümkün değil. Fakat bu yazıyı okuyan herkesin Türkçe öğrenmek için kasten bir çaba sarf ettiğini sanmıyorum, ana dilimiz çünkü.
Bu mevzuyu çok uzun müddet tartışabiliriz fakat zaten böyle bir dil mümkün de değil. Bana göre de çabalamaya gerek yok. Size göre olabilir, saygım var.
Bu mevzuyu çok uzun müddet tartışabiliriz fakat zaten böyle bir dil mümkün de değil. Bana göre de çabalamaya gerek yok. Size göre olabilir, saygım var.
Hayata başlamaktan kastım anne karnından çıkmak değil, bebeklik evresinden çıkış idi. Ana dilini öğrenmek için bebeklik zamanlarında oturup kafa patlattığını hatırlayan kimseyi tanıyor musunuz? Beynin yapısı gençken dil öğrenmeye daha müsait olduğu için de neredeyse Türkçe'yi bilerek hayata başlamış gibi olmuyor muyuz sizce?
Yazımın neden o kısmına takıldığınızı anlayamadım. Konu dışına çıkıyorsunuz biraz.
Hayata başlamaktan kastım anne karnından çıkmak değil, bebeklik evresinden çıkış idi. Ana dilini öğrenmek için bebeklik zamanlarında oturup kafa patlattığını hatırlayan kimseyi tanıyor musunuz? Beynin yapısı gençken dil öğrenmeye daha müsait olduğu için de neredeyse Türkçe'yi bilerek hayata başlamış gibi olmuyor muyuz sizce?
Yazımın neden o kısmına takıldığınızı anlayamadım. Konu dışına çıkıyorsunuz biraz.
Peki tüm dünyada bir dilin olması bunu çözecek mi? Böylece diğer tüm dillerde yazılmış tüm eserler yok olacak. Hangi dil müşterek olacak? Herkes kabul edecek mi? Bu dil hep o haliyle kalabilecek mi, yoksa önce de dediğim gibi onlarca farklı dil mi ortaya çıkacak. İnternet bunu tümden engellemez. Sonuç olarak ileride selam için slm kullanılabilir. Bu internet devrinde ortaya çıktı. Bir dilin şerîk olmasına kim karar verecek?
Ben tek bir dil olmalı görüşünün mümkün olmasını bir kenara bırakıp bu fikri doğru bulmuyorum. Çünkü diller yapısı gereği insanların karakterlerini, hayata bakış açılarını ve düşünce yapılarını değiştiriyor. Bir örnek vereyim. Filologların yaptığı bir dil deneyi. Bazı dillerin yapılarında cinsiyet kavramı vardır. Örneğin her kelime hitapta bulunduğun kişinin cinsiyetine göre degişebilir. Hatta bazı dillerde cansız nesnelerin de cinsiyeti vardır. Neyse yaptıkları deneyde ana dilinin yapısında cinsiyet sistemi olmayan (Türkçe gibi) çocuklarla, ana dilinin yapısında cinsiyet sistemi olan (İbranice gibi) çocukları karşılaştırmışlar. Ana dilinin yapısında cinsiyet sistemi olan çocuklar olmayanlara göre cinsiyet kavramını hem daha iyi hem de daha erken yaşta kavrayabildikleri ortaya çıkmış.
Zaman konusunda da öyle bazı dillerin yapısında yer alan zaman sistemleri bir başka dilde yer almayabiliyor. Bu da bu dilleri konuşan bireylerin düşünce yapısında değişikliklere yol açıyor. Çünkü bizler her zaman dilimizin bize verdiği sınırlar içinde düşünebiliriz. Bir kişi Berberice düşünüp bir kavramı algılayamayabilir çünkü ana dilinin sınırları buna izin vermez. Oysa aynı kavramı ana dili Türkçe veya başka bir dil olan bir birey rahatlıkla kavrayabilir.
Özetlersek dünyada tek bir dil olsaydı bence monotonlaşmaya doğru giderdik. Kültürler erimeye başlardı. Beyazı fark edemezdik siyah var olmadığı için.
Tercüme edilir. Ana dildeki estetiğini ve anlamını koruyamayacağını kastediyorsanız eğer, o kadarı olacak ne yazık ki. Hiçbir götürüsü olmayacağını söylemedim fakat şu an bilmediğim onlarca dilde yazılmış eski eserleri hayatımın geri kalanında da muhtemelen okumayacağım için benim gibi birçok insanın da hayatında değişiklik yaratmayacak. Çözüm olarak ne sunuyorum? Eski diller okullarda öğretilmeye devam edilebilir.
Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlı Türkçesi Türkçenin Anadolu civarında konuşulan ve Orta Türkçe dönemine denk gelen bir lehçesidir. Ayrı kuralları, zamirleri, ekleri, kökleri yoktur.
Burada geçen " Ulu önder Atatürk'ün yarım kalan "dil devrimi" sonuca ulaştırılmalıdır. Buna karşı çıkanların Türklüğünden kuşku duyarım. (...) öz değerlerini benimseyemeyen, dışlayan ya da öteki uluslardan alçak görenlerin kanı bozuktur. Bunlar farkında olmadan devşirme olmuşlardır. "
Bu arkadaşın acilen hastahaneye alınması lazım. Birilerini kafasına göre Türklükten atıyor ve devşirme ilan ediyor. Bunu yazan "Gökbey ULUÇ" isimli arkadaşın yazısında 3-4 tâne Farsça kelime istimal etmekten de kaçamaması komik.