Kalemkâr
Picopat
- Katılım
- 30 Mart 2023
- Mesajlar
- 33
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
8. sınıfı sırada uyuyarak geçirdim. Dersleri dinleyerek öğreniyordum ve ortalamanın üstünde sayılabilecek bir öğrenciydim. LGS geldiğinde ailem fen lisesi yazmamı istedi. İlçeye yatılı bir okula gittim ve fen lisesinin yurdunda değil, sosyal bilimlerin yurdunda kalıyordum. Oda arkadaşlarım mizah ve kültürden yoksun kaba insanlardı. Çok rahatsız olmama rağmen bir ay kadar orada okula gittim. Sınıfta köşede oturuyordum ve ortaokuldaki gibi sıraya yatmama asla izin vermediler. Hocalar okulun ilk günlerinden notlarımın düşük olacağını söylüyordu. Sıralar zaten tek kişilikti ve hayatım boyunca derslerden nefret etmişimdir. Arka sırada yatıp hayal kurmak, bazı şeyler hakkında düşünmek daha zevkli ve işe yarar geliyordu. Dersi dinlemem gerektiğinde katlanamıyordum, esniyordum, uykum geliyordu. Dayanılmaz bir şeydi. 8. sınıfa kadar böyle sürdürdüm. Neyse, fen lisesinden ve yurt arkadaşlarımdan bıkmıştım. Ağlayarak kendimi başka bir okula aldırdım. Sosyal bilimler lisesine geçmiştim. Okula ikinci kez gittiğimde sınıfa girdiğimde eski ortaokul arkadaşımdan birini görmek beni sevindirdi. Beden dersine girdik. Ben ders programını bilmediğim için pantolonla gitmiştim. Tüm sahayı 3 kere turladım o pantolonlarla. Sonra beden hocası yoklama alırken listede ismimin olmadığını söyledi. Ben bir yanlışlık olduğunu söyledim, müdüre gittim konuştum. Yanlış şubeye gitmişim, aptal gibi rezil olmamak için sistemde hata olduğunu, yanlış şubeye gitmişim dedim. Kendi şubeme gittiğimde sınıf tamamen kızlarla doluydu. Sevindim, ama ilk gittiğim sınıftaki gibi kimse benimle ilgilenmiyor ya da tanışmak istemiyordu. Önümde 2 tane keko oturuyordu. Sınıfta engelli bir çocuk vardı, onunla sürekli dalga geçiyorlardı. Bayağı sinir olmuştum. Neyse, eve dönerken sınıfın en popüler kızıyla aynı otobüse bindiğimizi öğrendim. Her şey ortalama gidiyordu. Birkaç hafta daha gitmeye devam ettim, biraz daha arkadaş edindim. Bir gün gene otobüse binmek üzere evden çıktım. Otobüs yaklaşık 40-50 dakika gecikti. Hazır zaten yok yazılmışken hiç gitmek istemedim. Annemi aradım, gitmem gerektiğini söyledi. Sinirlerim bozulmuştu, zaten yok yazılmışım. Bir de o kekoların arasına gidip tüm gün hiç ilgimi çekmeyen konuları dinleyip aklımda tutmaya çalışacağım. Bunun yerine kimseye söylemeden yakında bir park vardı, oraya gidip öğleye kadar orada durdum. Sonra eve dönüp öğle arası olduğumu söyledim, kendimi hasta hissettim. Sonraki 3-4 gün okula gitmeye devam ettikten sonra buna katlanamayacağımı düşünüp gene okulu aksatmaya başladım. Sabahları direk çok uzaktaki parklara gidip salıncakta gitmeden önce indirmiş olduğum videoları izliyordum. Böyle güzel gidiyordu. 2 hafta sonra okul ailemi arayıp neden gelmediğimi sormuş. Babam bayağı kızmıştı, birkaç gün konuşmadık. Gitmemekte ısrar edince "senin gibi evlada yazıklar olsun" demişti. Çok koymuştu. Babamla küs geçen 1 haftadan sonra bir gün annem psikiyatriste gitmek ister misin diye sordu, bende olur dedim. 1-2 ay terapi gördüm, en son dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu teşhisi konuldu (adhd). Zaten okuldan atılacağımı bildiğim için açık liseyi araştırdım. Bir şekilde açığa geçtim, her şey mükemmeldi. Babam Dehb'li olduğumu öğrendiğinde benden özür diledi, benim suçum olmadığını söyledi. Tüm gün evde bilgisayara bakıyordum (hala bakıyorum, 4 ay kadar oldu), ama hayatımdan nefret etmeye başladım. 2-3 arkadaşım var, onlarla da Instagram'dan birbirimize Reels atıyoruz. Gerçek hayatta çok aktivite yapmıyorum. Babamla tartıştım. Ama çok stresli hissediyorum. Bundan uzaklaşmak için bana göre boş işler olan gerçek hayatta sosyalleşmem gerekiyor sanırım. Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Herhangi bir tavsiyeniz var mı?
Bu arada, DEHBhastalık değil genco. Hastalık kusura denir, DEHB başka bir şey. Dikkatin eksik olsa PC'de oyun oynayamaz ya da merakin olan alanlardan Birine 2 saat yogunlasamazsın. Modern tıp tanı yapistirmayi çok seviyor e sen de tadını çıkar. Baban bile hak vermiş sana. Demek istediğim; sen o derslerden daha faydali gördüğün seyler yerine dersleri daha faydalı görsen kariyer olanina oncelik versen mesela, o derslere kilitlenebilirdin. Senin şu an önceliğin başka genco. DEHB'ler için söylenen bir şey de, superfocus Full odaklanabilme. Hayale dalabildigin gibi. Dedigim gibi tekrar altını çiziyorum, kamu spotudur; DEHB herkeste her boyutta hastalık değildir ve bircok, ressam, muzisyen, şair, teknisyen, yazılımcı, roket uzmani vs ünlü isimler günümüzde yaşasaydı modern tıp hepsine DEHB'sin sen, otur az çalış derdi. Neyse, artisina odaklan derim çünkü odaklanma kabiliyeti dehblerde daha çok, sadece ilgi alanin olmayan şeylere gerçekten ehemniyet vermiyot olanlara DEHB denmesi. Neyse.
Son düzenleyen: Moderatör: