Gayrimüslimler zorunlu askerlik yapmıyorlardı evet ancak, o dönemin en önemli geçim kaynaklarından olan tımar arazisi sahibi olamıyorlardı? Böyle olunca çoğu gayrimüslim ya tüccarlık ya da askerlik ile uğraştı.
Yıkıldığını düşünmüyorum: "Cumhuriyet devamlılıktır. Osmanlı, Türklerin imparatorluğuydu, bu da Türklerin cumhuriyetidir." ~İlber Ortaylı
Tımar arazisi konusu yine askerliğe bağlandığı için verilmiyordu. Tam tersi gayrimüslimler daha zengin oluyorlardı. Hatta Mecit döneminde Müslümanlar ile eşitlikler getirilince gayrimüslimler bazı konulardan rahatsız oldular.
Kişisel tercih dediğiniz şey aslında başta dediğim din anlayışı. Din anlayışı var olan bir şey neden bu kadar tepki verdiniz anlayamadım.Taliban biz şeriatı harfiyen uyguluyoruz diyor. (Bunu da ben demiyorum kendileri diyor)
Fatih Sultan Mehmet'in ise kendi kişisel tercihleri olabilir, bu kişisel tercihleri de şeriata bağlayamazsınız kafanıza göre. Ama siz bağlıyorsunuz işte.
Neyse, bu konuda daha sayfalarca tartışılır. Size kolay gelsin. Hiç şimdi şeriat şöyleymiş böyleymiş tartışmaya devam edemeyeceğim
Mezhep farklı bir mesele de art arda iki büyük gücün saldırısına uğramış, çocukluktan oyuncak yerine silahla tanışmış insanları kullanarak Şeriat'ı kötülemeye çalışmaları gerçekten acınası...
Peki gayrimüslimlerin 2. sınıf vatandaşmış gibi görülüp, tanık olarak kabul edilmemeleri? Ya da bir gayrimüslim ile bir müslümanın davalık olmasında, şeriat mahkemesine başvurulması? Gayrimüslimlerin sokakta kendilerinin din ve ırklarını belli edecek renklerde kıyafet giymeleri zorunluluğu? Hatta kamu görevlerine gelmeleri bile kısıtlıydı.
Olması gereken
Tanık olarak kabul edilmeme olayı sadece bazı konularda geçerli. Her yargılama da geçerli olan bir durum değildi. Kamu görevlerine gelmeleri üst mevkilerde evet kısıtlıydı. Monarşi ile yönetilen bir ülkede üst mevkiler çok değerli olduğu için bence gayet mantıklı. Kıyafet giyme zorunluluğu bir hatadır. Hatasız olmalarını beklemek haksızlık olurdu.
