Rakı Sofrası'nda Neler Olmalı?

Rakı hakkındaki en güzel yanlışları sürdürmeye meyilli bir ülke dolusu insan...

Türkiye sınırları içinde içilen rakı, yeni yeni yaşüzüm v.b yumuşak tatlar kazanıyor. Kulüp Rakısı, ülke sınırları içindeki en has "Rakı"dır. Böyle söylememin sebebi içindeki %50 alkol oranından değil, cidden sert olan tadındandır.
Balkan sınırını geçtiğiniz zaman rakı, daha sert tatlarda, kısa (shot) içimine uygun türlere dönüşüyor.
Orta Doğu sınırını geçtiğiniz zaman rakı, daha yumuşak ve aromatik tatlara kavuşuyor, shot veya uzun içimli (tercihen az) türlere dönüşüyor.

Kısacası biraz düşünerek ülkelerin baharat kullanımları, iklimleriyle ilgili mutfaklarının değişebildiğini anlıyoruz.

- Rakı, bir iki dubleyi geçecek şekilde uzun içimli olacaksa, muhabbet söz konusuysa, asla ve asla ana yemek içkisi değildir.
- Yanında lakerda, tuzlu hamsi gibi güçlü tatlara sahip olmayan balıkları yemek demek ilk yudum rakıdan sonra ağzınızda sadece bir pelte çiğniyor olacaksınız demektir.
- Rakı, aç karnına içilecek bir içki değildir. Tercihen iki saat öncesinde güzel bir yemek yemiş olun. Karnınızı tıkabasa doyurmayın.
- Yanında sevebileceğiniz türden mezeler bulundurun. Bu mezeler sizin yaşadığınız yörelerde alıştığınız tatlara yakın tatlarda olabilecekleri gibi, Rakı'nın gibi güçlü tadına aşık atabilecek aroma/baharatlara sahip olabilir ve aynı zamanda yüksek alkolü midenizde problem yaratmayacak şekilde almanıza yardımcı olacak zeytinyağlı/tereyağlı lezzetler olabilir.
- Günümüzde pek fark edilmez ama, rakının muhabbeti, ağza alınan lokmayla devam eder. Bir tenis maçı gibi, birisi bir lokma mezeyi ağzına atıp keyifle çiğnerken karşı tarafı dinler, ve muhabbet bu şekilde ilerler.
- Mümkünse açıkhavada veya balkondaiçin. Oksijen hem kafayı yerinde tutar, hem keyfi.

Meze seçmek kolay değil, ne kadar sürede ne kadar içeceğiniz ve mekana bağlı dediğim gibi... Standartlarımın yanına * koydum.
- Koyu ve sarımsağı cevizi bol bir humus.*
- Zeytinyağlı barbunya.
- Lakerda.*
- Patlıcan Izgara.
- Yoğurtlu semizotu.*
- Topik.*
- Çiğ köfte.
- Kurutulmuş et.*
- Pastırma, kızarmış olabilir.
- Arnavut ciğeri.
- Yağlı bir beyaz peynir veya keçi peyniri.*
- Zeytinyağlı taze fasulye.
- Yoğurtlu sebze taramaları; havuç, kereviz gibi.
- Patlıcan salatası.*

Samsun'a gittiğimde içtiğim rakının yanında yediklerim arasında tuzlama hamsi ve kuymak çok lezzetliydi. (Deniz kıyısındaydım.)
Adana'ya gittiğimde içtiğim rakının yanında yediklerim arasında ise ördek kafası boyutunda (kuşbaşı değil yani daha büyük) az baharatlı ızgara et ve acılı ezmeler çok lezzetliydi.
İzmir'e gittiğimde içtiğim rakının yanında yediklerim arasında kalamar dolması ve Boyoz üstü beyaz peynirler çok lezzetliydi.
Bozcaada'ya gittiğimde içtiğim rakının yanında yediklerim arasında sarımsaklı taze denizbörülcesi ve ızgara ahtapot kolları çok lezzetliydi.
Denizli'ye gittiğimde içtiğim rakının yanında ızgara kuzu eti ve isli koyun yoğurduyla yapılmış kuzu kulağı muhteşemdi. (Dağ eteğindeydim köyde.)
Neredeyseniz oradaki lezzetler ve damak tatlarını rakıya meze yapabilirsiniz. Fazla rakı muhabbeti seven biri değilimdir, gittiğim yerler ve insanlara bağlı olarak rakıdan alacağımız lezzet değişir.

Bira konusunda ise, tercihim Tuborg'tur çünkü Efes gibi Balkan ve Kafkas pazarlarına girip üretimini arttırmak adına fabrika kurmayıp, şeker katılarak hızlı fermente edilen bir bira değildir. Malt kullanımı başarılıdır.

Bira yanında tüketilebilecek çoğu şeyi önceden yazmışlar, bira kültürüne yeni yeni uyum sağlıyoruz. Üretilen biraların yurtdışındakilere yaraşır bir lezzeti yok. Migros'larda farklı biralar mevcut, mesela Düvel adlı Hollanda birasının lezzeti soğuk bir sonbahar/kış gününe uygundur. Hafif tatlıdır, yanında baharatlı ve kızarmış tavuk parçaları güzel gider. Ha şişesi orjinaldir, Efes Tombul Şişe Düvel'den çalıntıdır muhtemelen ama bu Fıkr-i Sinai Haklar konusu. Guinness vardır, Irlanda Stout tipi birası, içimi çok rahattır, içinde karbondioksit değil nitrojen vardır bu yüzden köpükler aşağı doğru akar gibi gözükür ve kremamsıdır. Yanında güzel bir et ve patates yemeği gider...

Viskilerin yanında puro içmek isteyen arkadaşlar, öncelikle "en kötü" Chivas kalitesinde bir viski ve "en kötü"sünden gerçek bir puro satın almaları tavsiye edilir. Ayrıca puro zippoyla yakılmaz. Üst seviyeyi denemek isterseniz, single-malt bir viskiyi içmeyi öğrenmek (tercihim L
aphroaig) ve yanına sağlam bir bitter (tercihim Lindt %99 Kakao), hafif baharatlı bir Nikaragua purosu çok farklı bir lezzete sahiptir. Yalnız puro içecekseniz açık havada için ve tercihen akşam üstü için. Çünkü puro minimum 1-1.5 saatte tüttürülmesi, içe çekilmemesi gereken ve insanın tat almasını sağlayan sevgili organı olan dili iptal eden bir merettir. Dinlendirerek içilmesi daha da katlar zevki, ayrıca puro tüttürülürken herhangi bir bulantı hissi yaşanırsa hemen puro bırakılmalı. Su içilmeli, tereyağlı ve peynirli bir dilim ekmek yenip açık havaya çıkılmalıdır - puro zehirlenmesi diye bir durum söz konusudur.

Ben sadece viski içmek istiyorum diyenlere, Famous Grouse veya White Horse tavsiye edilebilir.

Şarap konusunda ise başka bir ara yazarım.

Not: Ali bana bira al.
 
Technopat'ı şekerli Bomonti'ye (Efes üretimi) teslim edemem: Benim bar sizin ofise bi sokak ötede ve Tuborg, Duvel, Miller, Hoegaarden, sınırsız patlamış mısır var. Yarın bir arkadaşımla barda olacağım muhtemelen, bi iki bira içmeye uğramak istemenizi şiddetle öneririm. Daha önce bu şiddete maruz kalmış olan tecrübeli arkadaşlarımızı burada analım: Özay ve Ali.
 
Jack ve Red Label kötü değildir, dediğim lezzetleri deneme fırsatın olursa daha iyi anlarsın aradaki farkı... sadece reklamla iş yapan pek çok firma var ya yeryüzünde.
Misal kimse JB'yi adam yerine koymaz, kokteyllere ise viski girecekse acımadan boşaltırlar JB şişesini. Jack ve Johnny Walker'i colayla içebilirsin, hatta JB'yi de içersin. Famous Grouse ve Whitehorse'u ise sek içersin. Tercihen sadece soğuk, buzsuz lezzetine varabilirsin.

Pub-Maç kültürü ülkemizde nerede var? Var demekle geçme, bu genç arkadaşı düzgün bir yer denk getirmesi eylemin dahilinde sana güvenelim.


Herkes tat alma duyusunu eğitebilir, sadece herkesin bu eğitimle ulaşacağı lezzet kapasiteleri farklıdır.
 
Ben Ankara'da yaşıyorum Tunalı'da bir çok mekan var, sırf gezerek bile bulabilir Tunalı'da. Ben futbolla pek ilgilenmediğim için maç vakitleri pek gitmem genelde.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ben viskiyi sek koyarım bardağa 2 tane küçük buz atarım. Sek içtiğim için buz birazcık seyreltmis oluyor o kadar. Birazda alışkanlık meselesi. Nasıl alışırsan öyle gidiyor.

Her tekelde olmayabilir. Ancak artık büyük marketlerde her markayı bulmak mümkün.
 
Şöyle bir gerçek var: "on the rocks" muhabbetinde viski içine yakındaki akan dereden, buz gibi taşlar getiriyorlar, ve o taşların kimyasal bileşenleri (tabi suyun da) viskiye farklı bir tat katıyor. O yüzden "buzlu" hiçbir viskiye bulaşmam aklım yerindeyse.
Veya bir gün oturup bölgesel mineral haritasına bakarak damak zevkimi düzenlemem gerekir. Bu damak zevki buzla içilebilecek tüm içkiler için geçerlidir. Çünkü soğuk taştaki mineraller, alkolle çözünerek lezzeti değiştirebilirler.

Famous Grouse veya burbon (Amerikan tipi, mısırdan yapılan) Whitehorse, soğuk olması yeterlidir ve tercih edilmelidir. Bir gün Moonshine deneyeceğim, viskinin boğma rakı versiyonu... ki incir boğmasına bayılırım.

Single-malt'lar ise, hafif sulandırılarak içilmelidirler ki tat, koku ve hatta rahiyaları açılsın, içen kişinin ruhuna dokunsun.
 
Uyarı! Bu konu 12 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı