Reenkarnasyona inanıyor musunuz?

Her kitaptan, her dinden, her kulturden bir parca kopart. İnanc dayatmalari mantikli olsun diye icinde mantikli seyler vardir. İste onlari bul ve kendine kale yap.

Reenkarnasyon olabilir.
 
İlk olarak bilinç dediğimiz şeyi tanımlamamız lazım. Ondan sonra reenkarnasyonu tanımlamak gerekiyor. Bilinç dediğimiz şey anılarımızdan oluşuyorsa, anılarım silindikten sonraki ben, ben mi olurum yoksa farklı bir bilinç mi olur? Farklı birisi oluyorsa reenkarnasyon dediğimiz şey olsa bile bile bir nevi anlamını yitiriyormuş gibi oluyor ya da oksimoron diyebiliriz buna. Sadece anılardan oluşmuyorsa o zaman ihtimal dahilinde diyebiliriz.
 
Her kitaptan, her dinden, her kulturden bir parca kopart. İnanc dayatmalari mantikli olsun diye icinde mantikli seyler vardir. İste onlari bul ve kendine kale yap.

Reenkarnasyon olabilir.
Dostum ilk cümlenizdeki ifadeniz eklektik din denilen bir tür seçmecilik görüşü anlamına geliyor ama işe yarar bir sonuç üretebileceği iddiası ise tamamen tartışmalı olan bir yaklaşım veya stratejidir. Bu şekilde bir seçmece yaparak elde edilecek ve bir tür fikir bulamacı veya çorbasına benzetilebilecek şeyin tadı belki çok berbat olabilir ve çöpe dökülmesi gerekebilir.

İkinci cümlenizdeki iddianız, her inanç sistemi için geçerli değildir ve genelleştirilemez.

(1) Öncelikle dayatma kelimesinin taşıdığı anlamla ilgili birkaç noktaya değinmek gerekiyor. Elbette eski Yunanca kökenli bir kelime olan dogma ile de ifade edilen ve tartışılmaz olarak kabûl edilen çeşitli iddialar için dayatma kelimesi itici bir anlam taşısa da kullanılabilir, tıpkı sizin yaptığınız gibi. Fakat bu itici niteleme, her inanç sisteminin geçersiz veya doğru olmadığı anlamına her zaman gelir mi? Sizin bu olası geçersizlik iddiasını kanıtlamak için doğru ve yeterli bir sınama yönteminiz veya aracınızın olup olmadığı en başta düşünülmesi gereken nokta değil midir? Elinizde şu dayatma geçersizdir diye alarm veren bir cetvel bir ölçü aracınız var mıdır? Sakın bana bilimsel araştırma ve bilgi yöntemi demeyin, çünkü o sadece içinde bulunduğumuz Evren'deki fiziksel varlıklar ve olgular için geçerlidir. Oysa söz gelimi İslam inanç sistemi, fizik ötesi varlıklar ve olgular hakkında sizin dayatma dediğiniz iddiaları getirdiği için sizin bu iddiaların geçersiz olduğunu gösterebilecek elinizde hiçbir cetvel veya ölçü aracınız olmadığını ve olamayacağını en başta bilmeniz gerekiyor. Çünkü fizik ötesi bir varlık veya olgunun fiziksel temelli bir ölçüm veya doğrulama işlemi hiç yapılamaz.

(2) Mantıklı olsunlar diye inanç dayatmalarının içinde mantıklı şeyler vardır iddianız da çok tartışma götürür. Eğer bu dayatmaların kaynağı, kökeni tamamen insanların yapay olarak oluşturdukları yâni sizin önerdiğiniz gibi üretilmiş eklektik dinî düşünceler ise iddianız geçerli olabilir. Fakat dayatmaların kaynağı, kökeni tamamen doğaüstü yâni insanüstü ise iddianız doğru olmayabilir, çünkü mantıklı olsunlar diye değil zaten doğası gereği var olduğu için mantıklı şeylerin var olduğundan söz edilebilir. Yâni sizin iddianızın tersine yapay bir şekilde birtakım mantıklı şeyler eklemesi yapılmış olmayabilir. Zaten doğası gereği içinde var olduğu için siz o şeyleri, mantıklı şeyler olarak algılıyor olabilirsiniz.

(3) Üçüncü cümlenizdeki ifadeniz, ilk cümlenizi desteklemek için kurulmuş gibidir ve doğru bir hayat stratejisi için yeterli olamayabileceği söylenebilir. Bildiğiniz gibi dinî inanç sistemlerinin ve özellikle İslam'ın en önemli özelliği ve kuruluş sebebi, insanları ölümden sonra tam bir yok oluşun beklemediği, tam tersine başka bir yaşam biçiminin beklediği iddiasıdır. Elbette siz bu inanç sistemini tercih edip etmemek konusunda hür olduğunuz için iddia edilen öngörü veya uyarıyı geçerli kabûl etmeyebilirsiniz. Fakat bu inanç sisteminin ortaya çıkmasıyla ilgili tarihî vaka kanıtlarına dayalı olarak ve bunlardan dolaylı bir şekilde ulaşılan mantıksal çıkarımlar sebebiyle, İslam inanç sisteminin önceki iki cümlede belirtilen iddialarının geçerli olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünerek inanan bir kişi olarak, bu bölümün ilk cümlesini kurmaktayım. Tercih sizindir.

(4) Son cümleniz için hiçbir bilimsel kanıt sunmanızı isteyemem çünkü bilimsel araştırma ve bilgi yöntemi bu re-enkarnasyon olgusu iddiası için yâni varsayımı için zaten kullanılamaz. Bunun sebebi bilimin, elinde kullanabileceği bir ruh/bilinç/ego teorisinin olmaması çünkü bu kelimelerle anlatılmak istenen varlığın kesinlikle fizik ötesi bir varlık kategorisinde yer almasıdır. Modern bilimin Evren'deki her varlığı tanımlayıp açıklayabileceğini zanneden hızlı bilim insanlarının kavrayamadığı nokta, ruh/bilinç/ego denilen varlığın yâni "Ben" zamirinin, beyindeki biyo-elektriksel etkinliğin fonksiyonel bir çıktısı yâni ürünü olmadığı onun tamamen fizik ötesi olduğu ve yüzden de ne kaynağının ve kökeninini ne de yapısının nasıl olduğununun asla bilinemez olduğudur. Dolayısıyla onu izole edip labaratuvarda gözlemek, ölçmek ve incelemek havanda su dövmek veya suya yazı yazmak gibidir.

Bununla birlikte son cümlenizdeki iddianızın da aslında gözlemsel ve mantıksal desteği olmayan bir tür dayatma olduğunu görmenizi umarım. Benim mantıklı ve kabûl edilebilir bulduğum dayatma ise İslam inanç sistemine aittir. Buna göre her insan ruhu, Dünya'da bir kez hayat sürme hakkına sahiptir ve öldükten sonra tekrar tekrar ve başka başka bedenler ile Dünya'ya gelerek ikinci veya daha fazla bir hayat süremez. Çünkü insan ruhu kendiliğinden var olan ve kendi seçtiği bir zamanda, ülkede, ailede ve beden cinsiyetinde Dünya'ya gelebilen bir varlık değildir. O tamamen Allah'ın dilemesiyle var olabilen ve ölümden sonrasında nasıl bir yaşam biçimiyle karşılaşacağı, sadece hayattayken yaptıklarına bağlı olan bir varlıktır. Umarım görüşlerinizi tekrar gözden geçirirsiniz.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı