RESIDENT EVIL 4 İNCELEME
İnceleme sürprizbozan içeriyor.
Ashley kaçırıldı. Zaten kurtardın mı? O zaman gidip bir daha kurtar.
Giriş Kısmı ve Hikâye:
Capcom'ın 2019 yılında başlattığı eski Resident Evil oyunlarını yenileme projesinin en güncel halkası olarak Resident Evil 4 karşımızda. Bu oyunun yeniden yapımı özellikle bekleniyordu çünkü bilindiği gibi Resident Evil 4, serinin ve hatta oyun tarihinin en sevilen oyunlarından biri. Bense Resident Evil 4'ün 2004 sürümünü oynamamış biri olarak 4. oyunu ilk defa yeniden yapımıyla oynadım. Bu serinin yeniden yapımları istikrarsız performans göstermişti. Resident Evil 2, yeniden yapım furyasında bir mihenk taşı kabul edilirken 3'ün yeniden yapımı yerden yere vurulmuş ve eleştirilmişti. 4. oyunun yeniden yapımının ise bu ikisinin ortasında, ne 2 kadar iyi ne 3 kadar kötü olmadığını söyleyebilirim.
Oyun genel hatlarıyla iyi ancak hikâye konusunda ve süre konusunda ciddi sıkıntıları var, incelememde hepsinden bahsedeceğim. Oyun son 4 Resident Evil oyununda olduğu gibi oyun motoru olarak RE Engine'ı kullanıyor, bu oyun motoru gerek oynanış gerekse grafik konusunda oldukça başarılı. Ancak önceki 4 Resident Evil oyununu (Resident Evil 7: Biohazard, Resident Evil 2, Resident Evil 3 ve Resident Evil VIII: Village) oynamış bir oyuncu için oyuncuyu oyuna bağlayacak herhangi bir yenilik ve farklılık yok. Bildiğimiz iyi RE Engine motoru ama o kadar işte. Girişi fazla uzatmadan oyunun hikâyesini anlatmaya başlayayım. Eğer oyunun hikâyesini okumak istemiyorsanız direkt olarak "Oynanış" kısmında yapacağım değerlendirmelere geçebilirsiniz. Hikâyeyi anlatırken sürprizbozan da vereceğimin uyarısını bir kere daha yapıyorum.
Racoon City'deki olaylardan sonra Leon S. Kennedy artık acemi bir polis memurundan ajanlığa yükselmiştir ve Leon Kennedy'ye Los Illumunados adında İspanyol bir tarikat tarafından kaçırılan ABD başkanının kızını kurtarma görevi verilir. Bunun üzerine Leon, istihbarata göre ABD başkanının kızı Ashley'nin son görüldüğü yer olan İspanya'daki bir köye gitmek için yola çıkar. Leon, İspanya'ya geldiğinde iki İspanyol polis eşliğinde köye gider ancak köy çok sessiz ve sakin görünmektedir.
Ardından polislerden biri tuvalet molasına gider. Ancak polis uzun süre gelmeyince araçtaki diğer polis Leon'u ona bakması için gönderir. Böylece Leon köyün derinliklerine doğru ilerler. Sessizlik olsa da ters giden bir şeyler olduğu etraftaki sembollerden ve hayvan cesetlerinden anlaşılır. Leon köyde bulunan evlerden birine girer ve çok geçmeden yaratıklar tarafından saldırıya uğrar. Ayrıca evin bodrum katına indiğinde de tuvalet molasına giden İspanyol polisin de yaratıklar tarafından öldürüldüğünü görür. Leon durumu telsizinden bir diğer görevli olan Hunnigan'a bildirir.
Leon ilerlemeye devam eder ve köy meydanına geldiğinde araçtaki diğer İspanyol polisinin de yaratıkların eline geçtiğini görür ve onun ölümüne tanıklık eder. Daha sonra Leon, köy meydanında üzerine akın akın gelen yaratıklarla savaşır. Savaş sırasında köydeki kilisenin çanı çalar ve yaratıklar hipnotize olmuş şekilde savaşı ve ellerindeki silahları bırakıp İspanyolca bir şeyler söyleyerek kiliseye girerler. Leon kiliseye giremez çünkü kapıyı açabilmesi için bir çeşit anahtara ihtiyacı vardır. Bunun üzerine Leon, aradığı şeyin ilerideki gölde bulunan mağaralarda olabileceği bilgisini Hunnigan'dan alır.
Leon ilerlerken bir evin bodrum katında çuvala sokulmuş ve ağzı bantlanmış biriyle karşılaşır. Leon adamın ağzındaki bandı çıkarır ancak daha sonra Los Illumunados tarikatının yaratıklarından Bitores Mendez tarafından saldırıya uğrar. Mendez tarafından Leon'a zamanla insanları yaratığa dönüştüren parazit enjekte edilir ve Leon bayılır. Leon baygınken rüyasında Los Illumunados'un lideri Saddler'ı görür ve ardından uyanır. Leon uyandığında kendini kurtarmaya çalıştığı adamla birlikte zincirlenmiş olarak bulur. Adamın adının Luis Serra olduğu öğrenilir. Luis, Leon'un Ashley'yi aradığını anlar ve Ashley'nin köy meydanındaki kilisede tutuluyor olabileceğini Leon'a söyler.
Daha sonra bir yaratık odaya girer ve Leon ile Luis yaratığı zincirle öldürür, daha sonra yaratıktan düşen anahtarla kendini çözen Luis anahtarı Leon'un da alması için yere atar ve hızla oradan uzaklaşır. Leon da kilidini çözdükten ve el koyulan eşyalarını aldıktan sonra göle doğru ilerlemeye devam eder. Leon göldeki mağaralarda türlü zorluklarla da olsa kiliseye girmesi için gerekli olan parçayı elde eder ve köye geri döner. Daha sonra kilisede Ashley'yi bulur, başta Ashley, Leon'a saldırsa da Leon onu kurtarmaya geldiğini anlatarak Ashley'yi sakinleştirdikten sonra birlikte oradan çıkarlar.
Leon, Ashley'yi kurtardığını Hunnigan'a bildirir ve Hunnigan da onları tahliye etmek için bir helikopter göndereceğini söyler. Bunun üzerine Leon ile Ashley helikopterin iniş yapacağı yere doğru ilerlemeye başlarlar. İlerledikleri sırada peşlerine yaratıklar takılır, yaratıklardan kaçarken Luis ile karşılaşırlar ve yanına giderler. Leon ve Luis bir süre yaratıklarla birlikte savaşır ve daha sonra Ashley'i de alarak izlerini kaybettirirler. Yaratıklardan kurtulduktan sonra Ashley kanlı şekilde öksürür. Luis bunun üzerine kanlı öksürüğün "plaga" adındaki parazitten kaynaklandığını ve bu parazitin insanları yaratığa çevirdiğini söyler. Ayrıca virüsün fazla yayılmadan önce doğru ekipmanlarla vücuttan atılabileceğini de belirtir. Daha sonra da onlarla tekrar iletişime geçeceğini söyleyerek Ashley ile Leon'un yanından ayrılır.
Daha sonra Luis'in Ada Wong ile birlikte çalıştığı ortaya çıkar. Luis'in Ada'ya "kehribar" adındaki şeyi teslim etmesi karşılığında Ada'nın onu adadan çıkarması hakkında ikisi arasında bir anlaşma yapıldığı ortaya çıkar. Ancak Luis henüz kehribarın elinde olmadığını söyleyerek onu bulmak için yola çıkar. Bu sırada Leon da Hunnigan ile görüşür ve havanın sağanak yağışlı olmasından dolayı bölgeye helikopterin iniş yapamayacağını söyleyen Hunnigan, Leon'a biraz daha dayanması gerektiğini söyler. Bu sırada Ashley ile Leon ilerlemeye devam ederler ancak karşılarına tekrar Mendez çıkar ve mutasyon geçirerek farklı bir yaratığa dönüşür. Leon ve Mendez savaşır ve savaşın sonunda Leon Mendez'i öldürür. İkili ilerlemeye devam ederler ancak bir süre sonra Ashley vücudundaki parazitin etkisiyle önce Leon'a saldırır ve daha sonra da kaçar. Leon tekrar Ashley'nin peşine düşer ve hatta bu sırada Ada ile de karşılaşır. Ada, Leon'a kızı bırakıp gitmesini ve bunun ona bir şey kaybettirmeyeceğini söylese de Leon onu dinlemez.
Leon, Ashley'yi çok geçmeden bulur. Ardından Luis telsizle Leon ile iletişime geçer ve Leon'a yanına gelmesini söyler. Tekrar yola çıkarlar ancak girdikleri bir şatoda Leon bir kafese hapsedilir. Leon, kafesin dışında kalan Ashley'ye kaçmasını söylese de Ashley, Leon'u bırakıp gitmez ve bir yolunu bulup Leon'u kurtarır. Tam Leon kafesten çıkarken Ashley yaratıklar tarafından yeniden kaçırılır. Daha sonra Ada'nın işvereniyle telsiz aracılığı ile konuştuğu görülür. İşvereni, Ada'ya kehribarın durumunu sorar ve Leon'u kontrol altında tutmasını söyler. Ada da henüz kehribarı bulamadığını, Leon'un ise tahmin edilebilir olduğunu ve kontrol altında tutabileceğini söyler. Daha sonra da Leon ile iletişime geçen Ada, Ashley'nin taht odasına götürülüyor olabileceğini söyler.
Leon taht odasına geldiğinde Ashley'nin Los Illumunados'un önde gelenlerinden Ramon ve yanındaki yaratıklar tarafından esir alındığını görür. Ardından Leon yaratıklar tarafından odada bulunan kuyudan aşağı atılır ama yere çakılmadan havadaki zincirlerden birine tutunarak kurtulur. Daha sonra Leon, Luis'i bulur ve Luis'in verdiği panzehirle giderek etkileri artan parazitin etkilerini bir süreliğine azaltmayı başarır. Luis ile Leon birlikte ilerlemeye başlar ve Luis'in Racoon City'de yaşananların sebebi olan Umbrella şirketinde çalışan bilim insanlarından biri olduğu ortaya çıkar. Luis, yaptıklarından pişmanlık duyduğu için Leon'a yardım ederek kendini rahatlattığını söyler. Daha sonra ise bir operasyonda birliği yok edildikten sonra deliren ve Los Illumunados'a katılan eski bir ABD askeri olan Krauser ortaya çıkar ve Luis'i sırtına bıçak fırlatır. Krauser ile Leon arasında bir dövüş gerçekleşir. İkili bir süre dövüştükten sonra Krauser, Leon'u bırakıp gider. Luis, son nefesini verirken Leon'a laboratuvarının anahtarını verir ve Leon'a oraya gidip parazitleri vücudundan atmasını söyler, ardından da ölür.
Ada tekrar Leon ile iletişime geçer ve Ashley'nin saat kulesinin tepesine götürüldüğünü söyler. Leon da zaman kaybetmeden yola çıkar. Leon, kuleye geldiğinde Ashley'nin Krauser'ın elinde olduğunu görür, Krauser ile Ramon konuşmaktadır. Konuşma bittikten sonra Krauser yine Ashley'yi alıp götürür. Ardından Leon, Ramon'a ateş eder ancak Ramon mutasyon geçirerek Leon'a saldırır ve ikili arasında bir savaş başlar. Savaş, Leon'un galibiyeyiyle sonuçlanır ve Ramon ölür. Leon, Ashley'nin peşine düşmek için bir bot bulur ve o sırada Ada elinde botun anahtarıyla gelerek Leon'u gideceği yere bırakır. Leon daha sonra Ashley'nin tutulduğu yere ulaşır ve onu bir kere daha kurtarır. Ashley ile Leon ilerledikleri sırada Los Illumunados'un lideri Osmund Saddler ikilinin karşısına çıkar. Kısa bir konuşmadan sonra Saddler, Ashley'nin bedenindeki parazitleri kontrol altına alır ve Ashley'ye silah vererek ona Leon'u öldürtmeye çalışır ancak Ashley parazitlere karşı koyar ve mermi Leon'a isabet etmez. Ardından Ashley, Saddler ve yanındakiler tarafından bir kere daha kaçırılır. Leon son bir kere daha Ashley'nin peşine düşer.
Leon, Ashley'yi kurtarmak için ilerlerken bir kere daha Krauser ile karşılaşır. Onun kurduğu tuzaklardan kurtulan Leon mutasyon geçirip yaratığa dönüşen Krauser ile son bir kere teke tek yüzleşir ve onu öldürür, ardından yolunda devam eder. Leon, Ashley'nin tutulduğu yere geldiğindeonun bir taşın üzerine yatırıldığını ve parazitlerin etkisinin gitgide arttığını görür. Leon tam onu alacakken Saddler gelir ve Leon'u da vücudundaki parazitleri üzerinden kontrol altına almaya çalışır. Fakat tam bu sırada Ada gelerek Saddler'a ateş eder ve Saddler'ın dikkatinin dağılmasından faydalanan Leon, Ashley'yi de alıp kaçar. Leon vücudundaki paraziti yok etmek için Ashley'yi Luis'in daha önceden anahtarını verdiği laboratuvara götürür. Leon parazitlerin yoğun etkisine rağmen laboratuvardaki aleti kullanarak Ashley'nin vücudundaki parazitleri yok etmeyi başarır, ardından baygınlık geçirir. Leon uyandığında kendini laboratuvardaki koltukta bulur. Ashley de Leon'un vücudundaki paraziti aleti kullanarak yok etmiştir.
Laboratuvardan çıktıklarında Leon ile Ashley, Ada'nın yakalandığını ve bağlandığını görürler. Leon, Ashley'ye beklemesini söyleyerek Ada'yı kurtarmaya gider. Leon, Ada'nın ipine ateş ederek onu kurtarır, daha sonra da Saddler onlara saldırır. Ardından Saddler mutasyon geçirir ve Leon mutasyon geçirip daha güçlü hâle gelen Saddler ile savaşır. Uzun bir savaşın ardında Leon, Ada'nın kendisine yolladığı roketatar ile Saddler'ı öldürür. Saddler'ın ölümüyle onun kullandığı "kehribar" yere düşer. Leon'un kehribarı alacağı sırada Ada gelir ve Luis ile anlaşma yaptığını, kehribara iyi bakacağını söyleyerek onu alır. Bu sırada Ada'yı almaya bir helikopter gelir. Ada, Leon'a kendisiyle gelip gelmeyeceğini sorsa da Leon, Ada'ya artık yollarının ayrıldığını söyler. Bunun üzerine Ada, Leon'a adayı terk etmesini söyler ve ona bir anahtar fırlatır. Leon, Ashley'yi de alıp kaçamaya başlar ve biraz ilerledikten sonra Ada'nın onlara kaçmaları için bir jet ski bıraktığını görür. Leon ile Ashley adadan kaçarlar ve ardından ada havaya uçar. Daha sonra Ada, bindiği helikopterde işvereni ile konuşur ve ona kehribar ile ne yapacağını sorar. İşvereni, Ada'ya kehribar ile yapmayı planladığı şey ile milyarlarca insanın öleceğini söyler. Ada, konuşmayı bitirdikten sonra helikopter pilotuna silah doğrultarak rotanın değiştiğini söyler. Bunun üzerine helikopter yön değiştirir ve hikâye bu şekilde sonlanır.
Öncelikle şunu söylemem gerekir ki bu hikâyesi için oynanacak bir oyun değil. Hikâye tarafında oldukça klişe ve merak ettiriciliği ve düşündürücülüğü olmayan bir yapım var elimizde. Her şeyden önce hikâyenin ana teması klişe. ABD başkanının kızı kaçırılmış, onun peşine düşen bir de ajan var. Buna benzer konsepte sahip onlarca hikâyeyi zaten filmlerden, oyunlardan, kitaplardan vs. biliyoruz. Bunun üstüne bir de karakterler tarafında da oyunun akılda kalıcılığı olmayınca oyun hikâye bazında sınıfta kalıyor. Mesela Krauser'ı ele alalım. Krauser, operasyonda askerleri öldürüldükten sonra kafayı yemiş eski bir ABD askeri. Bir karakter ne kadar klişe olabilirse Krauser da o kadar klişe işte. Modern Warfare 2'deki Shepherd'ı alıp Krauser'ın yerine koysak değişen hiçbir şey olmaz, ikisi de aynı karakter çünkü. Ana karakter Leon da herhangi bir derinliği olmayan sıradan bir oyun karakteri. Yine de Leon bence hikâyedeki diğer karakterlerin sönüklüğü göz önünde bulundurulursa bir adım önde denebilir.
Oyunun kötü karakteri Saddler'ın oyunda varlığı ile yokluğu belli değil. Oyun boyunca 4-5 defa görülüyor, bundan dolayı da umursayabildiğim bir karakter olmadı kendisi. Yine Mendez ve Ramon da bir iki kere görülüp öldükleri için hikâyede varlıkları ile yoklukları hissedilmeyen karakterler arasında. Bu oyundaki hayal kırıklığım ise Ada oldu. Maalesef kendisi aynı 2. oyunda olduğu gibi ara sıra görünüp karizmatik 1-2 laf söyledikten sonra ortadan kaybolan bir karakter olmuş. Herhangi bir derinliği ve büyük bir etkisi yok. Yine de Ada, Ramon, Krauser ve Saddler'a kıyasla hikâyedeki varlığından daha fazla memnuniyet duyduğum bir karakter. Ancak Ashley için ne söyleyebileceğimi gerçekten bilmiyorum. Ashley yerine kaçırılması mümkün herhangi bir şey oyuna koyulsa sanırım hikâyede hiçbir değişiklik olmaz. Kısa bir bölümü Ashley ile oynuyor olmamız dışında Ashley'nin hikâyeye hiçbir katkısı yok. Sürekli kaçırılan ve Leon tarafından kurtarılan, bunun dışında da hiçbir özelliği bulunmayan karakter. Olumlu olarak bahsedebileceğim tek yan karakter sanırım Luis. Kendisi sempatik ve işe yarar bir karakter. Esprileri ve İspanyol aksanı ile bence oyuna güzel bir hava katıyor.
Bunlar dışında işleniş olarak oyun fena değil, herhangi bir kopukluk yaşamadan hikâyeyi takip etmek mümkün. Hikâye derin veya ilgi çekici değil ancak anlaşılabilir. Hikâyenin çok yüzeysel olması buradaki en eksik kısım denebilir. Onun dışında sunum da ortalama, ara sahnelerdeki animasyonlar ve seslendirmeleri genel olarak beğendim. Sürükleyici bir hikâye beklentisiyle oynayanların hayal kırıklığına uğrayabileceğini söyleyebilirim. Ancak hikâye açısından pek beklentisi olmayanların oynanış konusunda oyunun güçlü olmasından dolayı hikâyedeki aksaklıkları görmezden gelebileceğini düşünüyorum.
Oynanış:
Oynanış olarak bu oyun son yıllarda bildiğimiz ve sevdiğimiz Resident Evil diyebilirim. Büyük bir yenilik yok -hatta bir iki ufak tefek birkaç şey dışında hiç yenilik yok- ama günümüz koşullarında oynanış hâlâ keyif veriyor. Oynanışta yenilik olarak adlandırabileceğimiz nadir şeylerden biri sanırım bıçağın kullanımı olmuş. Önceki oyunların aksine bıçağın işlevleri oldukça genişletilmiş. Bıçak ile tek vuruşta Leon'u öldüren testere saldırıları ve hatta yine tek vuruşta ölüme sebep olan bazı yaratıkların sahip olduğu yukarıdan kapma hareketi engellenebiliyor. Aynı şekilde normal saldırılar da bıçakla engellenebiliyor ve mükemmel zamanlama ile saldırılar karşılanırsa düşman bu şekilde sersemletilip karşı saldırıya geçilebiliyor. 2. oyunda olduğu gibi bıçakların belli bir dayanıklılıkları var ve bu dayanıklılık bitince bıçak kırılıyor. Bıçak kırılınca ya satıcıdan tamir ettirmek ya da yeni bir bıçak bulmak gerekiyor.
Düşmanlar mermi yedikten sonra da sersemleyebiliyor, sersemleyen düşmanlara karşı Leon oldukça etkili olan tekme ve bıçakla bitiriş gibi hareketler yapabiliyor. Bunlar oynanışı çeşitlendiren ve tekdüze olmaktan uzaklaştıran özellikler olduğu için benim hoşuma gitti. Vuruş hissi olarak önceki oyunlar gibi bu da iyi. Düşmanlar vuruldukları silahlara ve hasar aldıkları bölgeye göre tepki veriyorlar, oyuncu isabet ettirdiği her mermiyi hissediyor ve bu da oyuncunun tahtaya ateş ediyormuş gibi düşünmesini engelliyor. Silah çeşitliliği de gayet iyi. Birçok farklı tabanca, hafif makineli tüfek, saldırı tüfekleri, altıpatlar, ok, ve roketatar oyuncu tarafından kullanılabiliyor. Ayrıca bu silahların gücü, şarjör kapasitesi, şarjör yenileme hızı vs. gibi özellikleri de satıcıdan geliştirilebiliyor ve bu da çeşitliliği oldukça artırıyor. Belli silahlara farklı tür dürbünler ve lazer nişangâh gibi aksesuarlar takılabiliyor.
Yine düşman çeşitliliği konusunda da bolluk mevcut. Vücudundaki parazitleri vurmadıkça ölümsüz olan yaratıklar, kafasında ahtapot gibi garip bir parazit bulunanlar, mutasyona uğramış köpekler ve uçan parazitler gibi birçok farklı düşmanla oyun boyunca karşılaşılıyor. Kendisini ölmedikçe oyuncunun üzerine sonsuz yaratık gönderen düşman tipi de yaratıcı bulduğum düşmanlardan biri. Ayrıca köy kısımlarında Resident Evil Village oynuyormuş gibi hissettiğimi de söylemeliyim. Bu oyunu yeniden tasarlarken Village'daki köy atmosferinden fazlasıyla ilham aldıklarını ben hissettim. Hoşuma da gitti, atmosfer gayet güzel.
Bölüm sonu canavarlarından da bahsetmek gerekirse bu oyun o konuda pek beklentimi karşılamadı diyebilirim. 2 dev savaşı var ancak bunlar birbirinin aynısı, ikincisinde iki tane dev ve Leon'un yanında Luis var o kadar. Ramon, Mendez ve Saddler savaşları ise mantık olarak tamamen birbirinin aynısı, sadece yaptıkları hareketler birbirinden biraz farklı. Resident Evil serisi 7. oyundan beri bölüm sonu canavarı savaşları konusunda aynı mantığı kullanıyor. Düşmanın birkaç farklı zayıf noktasına ateş ederek onu sersemlet, daha sonra ana saldırı yap ve bunu 2-3 kez tekrarla. 7. oyundan itibaren bu oyuna kadar savaşların %80'i bu mantıkla hazırlanmış. Bu mantığı artık ezberlediğim için bu savaşlar beni pek eğlendirmedi. Krauser'ın savaşları biraz farklı olduğu için diğerlerinden daha iyiydi diyebilirim. Krauser ile ilk savaşımızda onun bıçaklı saldırılarını zamanında karşılayıp doğru zamanda harekete geçerek onu alt ediyorduk. İkinci savaşta ise bir yandan onunla çatışıp bir yandan da tuzaklarından kaçıyor ve daha sonra Krauser mutasyona oynayınca teke tek onunla savaşarak yeniyorduk. Bunlar güzeldi.
Bunlar dışında satıcının oyundaki işlevi güzel. Yeni silahlar ve ekipmanlar alabildiğimiz gibi spinel kullanarak da bazı ekipmanlar alabiliyor ve hatta değerli eşyalar alarak bunları satıp paraya çevirebiliyorduk. Spineller yan görevlerden kazanılıyor ama yan görev konusunda bu oyun maalesef berbat. Oyundaki yan görevlerin neredeyse hepsi etrafta bulunan sembolleri vurmak ve fare ile yılan öldürmekten ibaret. Bunlar dışında neredeyse hiçbir şey yok. Farklı olarak aklımda kalan tek yan görev altın zırha sahip bir şövalye ile savaştığımız yan görevdi. Bunun dışındakilerin hepsi aynı saçma yan görevler olduğu için bir yerden sonra bunlarla vakit kaybetmek istemediğimden yapmayı bıraktım.
Oyunun en büyük sıkıntısı ise bana kalırsa gereksiz uzun olması. Oyun 16 bölüm sürüyor ancak bana göre en fazla 12 olmalıydı. 13. bölümden itibaren sıkıla sıkıla oynadım. Oyunun başlarında bu benim için 90 puanlık bir oyunken 13. bölümden itibaren düşe düşe son hâlini aldı. Ada bölümünden itibaren oyuncu çok sıkılıyor çünkü bu bölümden itibaren gerek oynanış gerekse hikâye konusunda oyunun oyuncuya verebileceği pek bir şey kalmıyor. Alınabilecek neredeyse tüm silahlar, ekipmanlar ve özellikler alındığı, görülebilecek tüm düşman çeşitleriyle de karşılaşıldığı için son 3-4 bölüm aynı şeyleri tekrar tekrar yapmaktan ibaret oluyor ve bu da hâliyle oyuncuyu sıkıyor. Son 3-4 bölüm olmasa oyun muhtemelen benim için çok farklı bir yerde olurdu.
Onun haricinde atmosfer olarak bu oyunun son zamanların en başarılı işlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Oyunun başından itibaren özellikle köy kısımlarında atmosfer gerçekten temayla çok uyumlu ve güzel, bu da oyuncuyu kesinlikle oyuna bağlayan şeylerden biri. Ada bölümü haricinde genel olarak bölüm tasarımının da üst düzey olduğunu söyleyebilirim. Resident Evil oyunlarının zaten başarılı yaptığı işler olan atmosfer ve bölüm tasarımının bu oyunla çıtayı bir kere daha aştığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Grafikler ve Performans:
Oyunun grafikleri oldukça iyi. Özellikle ışıklandırma, çevre grafikleri, karakter ve yaratık modellemeleri konusunda oldukça iyi bir iş çıkarılmış. Yalnızca bazı dokular zaman zaman anlamlandıramadığım bir şekilde çok düşük çözünürlüklü görünüyor. Örnek vermek gerekirse oyunda bulunan aynı duvarın bir kısmında çözünürlük olması gerektiği gibiyken diğer kısmında ise çok düşük çözünürlükteydi. Oyun boyunca birkaç kez bu durumla karşılaştım ve anlamlandıramadım. Onun dışında optimizasyon gayet iyi. RE Engine zaten optimizasyon konusunda sorun çıkartmayan bir oyun motoru, bu oyun da bu konuda gayet iyi. Oyunu 1080p çözünürlükte çoğunlukla yüksek, bazıları ise orta ayarda, FSR kalite modunda genel olarak 60 saniye başına kare hızında oynadım ve bu değer birkaç küçük kısım dışında pek düşmedi. Oyunu oynarken çökme gibi hatalarla da karşılaşmadım.
Son Söz:
Resident Evil 4, hikâye tarafında güçlü olmasa da büyük bir yenilik getirmemesine rağmen hâlâ güçlü olan oynanışı ve üst düzey bir iş çıkardığı atmosfer ve bölüm tasarımıyla serinin başarılı yeniden yapımları arasına girmeyi başarıyor.
Puan:
84/100
Son düzenleme:
