Daha alamadan herkes işlemciden soğutmaya çalışmış adamı.
Sadece bilgisayar dünyasında değil, hemen her yerde böyle sohbetleri görmek mümkün.
"hacı yeni araba alayım diyorum, şu model var aklımda ne dersin?"
"kardo ya, onu alacaksan ful paketini alacaksın, gerisi yalan"
Yalan? Ful olmayan paketi kullanan dünyadaki kullanıcı sayısı belki 200 bin, ama araba yalan
Bilinçli tüketici bütçesini çok esnetmez. Gerekirse de hiç almaz. Eş, dost, forumdaş da hep "bi üst seviyeye" çıkarmaya çalışır onu.
Denilenler doğru, 3600 daha güncel, daha güçlü, belki 1 sene fazlası var. Ancak 2600X;
1) Hala güncel ve dünyanın en iyi işlemcileri arasında yer alan bir işlemci
2) AMD sürekli güncellemeler çıkarıyor ve oyunlar da sürekli AMD'ye göre güncelleniyorlar. Şarap gibi firmadır kendisi, yıllandıkça güzelleşir.
3) 2600X OC destekliyor mis gibi, ileride güzel bir fan alırsınız, biraz OC yaparsınız, 1 sene daha uzar ömrü.
4) Biraz ayar yaparak güncel ve yeni çıkacak oyunlardan her birini 144 FPS'te destekleyecektir, ki yeni çıkan Radeon Anti-Lag ile daha düşük FPS'lerde bile yüksek duyarlılık elde etmek mümkün.
5) Diyelim ki bir gün geldi ve artık yeni oyunlarda 144 FPS alınamıyor. Olsun, her 144Hz monitörün 120Hz modu da var. Olmadı; 144/2 = 72. Seçenek çok. 72 FPS'te o ekran kartıyla 4K'ya kadar yolunuz var.
6) Bir çipin oyunlarda illa %100 kullanılması gerekmez. Hatta %100'e ulaşmamaları daha sağlıklıdır. Artan sistem kaynakları ile enerji tasarrufu yapılır ya da başka bir şey için (oyunu video kaydetmek gibi) kullanılabilir. Bir oyun sürekli en yüksek FPS'te değil, kontrol edilebildiği sabit bir FPS'te akıcıdır.
Kısacası, 3600 tabi ki daha iyi ama 2600X alanı üzecek bir işlemci asla değil. Özellikle de hızlı bir RAM çifti ile kullanılırsa.
Yurtdışı forumlarda 15-20 Dolar için pazarlık yapanlara, üründen vaz geçenlere, sistemini toplarken kılı kırk yaranlara rastlamanız çokca mümkün. Burası, bilgisayar parçalarının dünyada en pahalı satıldığı ülke. Asgari ücret ise Çin ile eşit. "git sık kendini üstüne 400 TL daha ver" dediğiniz para yılların birikimi olabilir.
Herkes, herkes en iyisini alsın istiyor. İçimizde öyle bir "ürüne ulaşma" arzusu var, ekonomik şartlarımızı ve geçmişten gelen depolama genlerimizi düşününce bunu anlamak mümkün. Karşımızdakine en iyisini aldırın a biz rahatlıyoruz. Ancak bu başlıkta, ürün sahibi zaten parasının alabileceğini en iyisini almış, bütçesini ve ihtiyaçlarını farkında. Yani görev başarılmış.