Semih Demir
Kilopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Öğrenci
Bugün size içimde yaşadığım acılardan bahsedeceğim, güzel insanlar hepinizi tanımadan karşılıksız seviyorum... Ama bir de şu fakir kardeşinizi dinleyin, belki biraz da siz varsınız yazdıklarımda.
Sürekli kaybeden taraf olmak ne acı değil mi? Sevdiğim kız beni sevmez, tuttuğum takım şampiyon olmaz, benimsediğim ideoloji başa gelmez, istediğim arabayı alamam, insanlar tarafından sevilmem, böyledir değil mi biz kaybedenlerin döngüsü. Hep bir şeyler yaparız, bir şeyler için çabalar ve uğraşırız. Karşılığında ise biz kaybederiz.
Yaşadığım uzun bir ilişki sonucunda davalık olacak kadar sonu kötü biten ilişkimden sonra hiç kimseyi sevmemek adına söz vermiştim kendime. Sevme oğlum, seni seven olsa buralarda, bu dağlarda, bu köylerde, bu karanlık şehirlerde ne işin olur derdim hep. Koca İstanbul'da yalnız kalır mıydın oğlum sevenin olsa derdim.
5 gün önce biri çıktı karşıma, fazla bağlanma çok güvenme elbet gidecek dedim kendi kendime. 5 gün hatta dedim içimden, en fazla 5 gün sürecektir, engel atacak sana ve bir daha çıkmayacak karşına dedim kendime. Öyle de oldu aslında, 2. güm gece 3:00 gibi beni çok sevdiğini, bir tek halinden benim anladığımı, kimsenin ona bu kadar değer vermeyeceğini, diğerlerinden farklı kadına bu kadar saygı ve sevgi duyan, aklı başında bir sen varsın benim için dedi.
Kaybedenlerden DesertRain uzun yılların getirmiş olduğu boşlukla inandı buna tabii... Ne oldu sonucunda? 12 dakika önce sebepsiz yere engel yedim, görenin korktuğu yanımdan geçenin iki kez baktığı bedenimden aktı yaşlar sel gibi. Sustum sadece, 'olsun' dedim içimden. Saygım var kadınlara, onun kararı bu, ötesine gidersem taciz olur ki bu bana asla yakışmaz dedim ve çekildim bende bu oyundan.
Yine geldim ve belki aramızda böyle benim gibi kardeşlerim vardır dedim ve yazdım, insanların duygularıyla oynamak insan öldürmekten daha beter bir kez daha anladım.
Olsun dostlarım, kardeşlerim. Yalnız kalalım yine de, kimsemiz olmasın, sevmesinler de bizi. Ben sizleri seviyorum, yazımı okuduğunuz için teşekkürler...
Sürekli kaybeden taraf olmak ne acı değil mi? Sevdiğim kız beni sevmez, tuttuğum takım şampiyon olmaz, benimsediğim ideoloji başa gelmez, istediğim arabayı alamam, insanlar tarafından sevilmem, böyledir değil mi biz kaybedenlerin döngüsü. Hep bir şeyler yaparız, bir şeyler için çabalar ve uğraşırız. Karşılığında ise biz kaybederiz.
Yaşadığım uzun bir ilişki sonucunda davalık olacak kadar sonu kötü biten ilişkimden sonra hiç kimseyi sevmemek adına söz vermiştim kendime. Sevme oğlum, seni seven olsa buralarda, bu dağlarda, bu köylerde, bu karanlık şehirlerde ne işin olur derdim hep. Koca İstanbul'da yalnız kalır mıydın oğlum sevenin olsa derdim.
5 gün önce biri çıktı karşıma, fazla bağlanma çok güvenme elbet gidecek dedim kendi kendime. 5 gün hatta dedim içimden, en fazla 5 gün sürecektir, engel atacak sana ve bir daha çıkmayacak karşına dedim kendime. Öyle de oldu aslında, 2. güm gece 3:00 gibi beni çok sevdiğini, bir tek halinden benim anladığımı, kimsenin ona bu kadar değer vermeyeceğini, diğerlerinden farklı kadına bu kadar saygı ve sevgi duyan, aklı başında bir sen varsın benim için dedi.
Kaybedenlerden DesertRain uzun yılların getirmiş olduğu boşlukla inandı buna tabii... Ne oldu sonucunda? 12 dakika önce sebepsiz yere engel yedim, görenin korktuğu yanımdan geçenin iki kez baktığı bedenimden aktı yaşlar sel gibi. Sustum sadece, 'olsun' dedim içimden. Saygım var kadınlara, onun kararı bu, ötesine gidersem taciz olur ki bu bana asla yakışmaz dedim ve çekildim bende bu oyundan.
Yine geldim ve belki aramızda böyle benim gibi kardeşlerim vardır dedim ve yazdım, insanların duygularıyla oynamak insan öldürmekten daha beter bir kez daha anladım.
Olsun dostlarım, kardeşlerim. Yalnız kalalım yine de, kimsemiz olmasın, sevmesinler de bizi. Ben sizleri seviyorum, yazımı okuduğunuz için teşekkürler...