Suriyelilerin Sürekli Olay Çıkartması Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Din kardeşi diyorlar ya hani , bizim bulunduğumuz mahallede çok Suriyeli var. Ve ben cumaya gitmeyi hiç kaçırmamaya çalışırım. Bunlar madem din kardeşi neden ben camide bir tane Suriyeli eleman göremiyorum? Buraya geldiklerinden beri bir kere ne cumada gördüm ne de kandiller de. Ülkemizde bedava yaşadıkları halde hem hiç bir katkıları yok hem de insanlarımıza taciz/tecavüz ediyorlar. Zaten ülkesini savunmayan bir kişide ne kadar namus olabilir ki?
 
Ben olsam bende olay çıkartırım. Sonuçta seni savaştan kurtarmışlar, üstüne her şey beleş bir de çalışıp maaş alıyorsun. İnsan Suriyeli olarak daha ne ister ki. Tabi birde olay çıkarmak lazım Suriyelilerin gözünde. Adamlar burayı sahiplenmiş. İleride ülkenin doğusunu nasıl istiyorlarsa güneyide öyle olacak diye düşünüyorum.
 
Suriye'deki durum epey bir karışık. Bir savaş, ayrıca bir iç savaş. Buradan bakınca neden kendi ülkeleri için savaşmıyorlar diye düşünüyoruz. Anlamamız gereken bazı şeyler var. Savaşın iki tarafı yok. Baskıcı bir rejimin başında Esad, karşısında özgür Suriye ordusu, YPG, İŞİD gibi bir sürü birbiri ile çatışan oluşum. Bir yandan ABD itiyor, diğer taraftan Rusya çekiyor. İnsanlar kime karşı savaşacaklar? Aileniz ile orada yaşadığınızı düşünün. Kim dost, kim düşman? Her yerden gelebilecek tehlikeye karşı ailenizi korumak için gereken şey oradan uzaklaşmaksa, bazen yapmanız gerekiyor. O insanlar için de bu işin kolay olduğunu düşünmemek lazım. Gelenlerin tamamı eğitimsiz, kötü insanlar değiller. Çok iyi eğitim almış, ekonomik olarak iyi durumda insanalar da her şeylerini bırakıp gitmek zorunda kaldılar. İnsanın her şeyi geride bırakıp yaşadığı yeri terk etmesi kolay değil. Eski çalıştığım yerde bir Suriye'den gelmiş bir kadın vardı. Ülkesinde anaokulu müdürü iken çalıştığım yerde tuvalet temizliyordu. Oğlunu İŞİD kaçırmış, geri almak için ellerinde ne varsa vermişler. Bu insanlar oh mis gibi ülke diye gelmediler. Bizlerin de zaman zaman yaptığı gibi daha iyi koşullar için başka ülkelere gitmek gibi bir şey de değil bu. Öyle olsa tahmin edersiniz ki ilk tercihleri burası da olmazdı. Fırsatını bulanlar soluğu Avrupa'da aldı.

Savaştan zarar görmüş insanlara kucak açmak için onlarla aynı dilden konuşmak, aynı inanca veya ten rengine sahip olmak gerekmiyor. Savaş ve ölüm herkes için aynı. Bir taraftan büyük devletler orayı sömürmek için çalışırken bizim yapabileceğimiz bunun karşısında durmak. Savaşın bitmesi için çalışmak.

Bu kadar fazla sayıda insanın bir ülkeden diğerine geçmesi eşine pek rastlanır bir durum değil. Baş etmesi zor bir iş. Ancak öyle veya böyle artık buradalar ve onlar bir şekilde uyum sağlamalı, biz bir şekilde beraber yaşamanın yolunu bulmalıyız. Gerçekçi olmayan yaklaşımlar bir çözüm getirmeyecek. Bu ülkede onlar gelmeden de suç vardı, şimdi de var. Her gün dünyada bir yerlerde suç işleniyor. Bunu bir topluluğa mal etmek adil değil.

Bu işin en kolay yolu devletin çok çalışması. Belli kurallar dahilinde yürütülmeli uyum süreci. Öyle veya böyle benlikleri değilse de bazı kültürel kısımlar asimile olmak durumunda. Her yerde Arapça tabela olması, firmaların iletişimlerinde ikinci dil olarak Arapçayı tercih etmesi doğru yaklaşımlar değil mesela. Dili öğrenmeleri en öncelikli şey. Süreç çok uzun ve zor olacak elbette.

Konuyu da çok uzatmak istemiyorum. Sadece biraz empati kuralım, diğer türlü huzur zor.

Not: 1-2 güzelinden şarkı bırakıyorum.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleme:
Sınır dışı?
Sınır dışı olsa ne bro yapacaklarını yapıyorlar bir kez. 6 milyon Suri vardı galiba ülkede 5 milyonu serseri desek sınır dışı edilene kadar ülkede huzur kalmaz, gerçi yok zaten.
Suriye'deki durum epey bir karışık. Bir savaş, ayrıca bir iç savaş. Buradan bakınca neden kendi ülkeleri için savaşmıyorlar diye düşünüyoruz. Anlamamız gereken bazı şeyler var. Savaşın iki tarafı yok. Baskıcı bir rejimin başında Esad, karşısında özgür Suriye ordusu, YPG, İŞİD gibi bir sürü birbiri ile çatışan oluşum. Bir yandan ABD itiyor, diğer taraftan Rusya çekiyor. İnsanlar kime karşı savaşacaklar? Aileniz ile orada yaşadığınızı düşünün. Kim dost, kim düşman? Her yerden gelebilecek tehlikeye karşı ailenizi korumak için gereken şey oradan uzaklaşmaksa, bazen yapmanız gerekiyor. O insanlar için de bu işin kolay olduğunu düşünmemek lazım. Gelenlerin tamamı eğitimsiz, kötü insanlar değiller. Çok iyi eğitim almış, ekonomik olarak iyi durumda insanalar da her şeylerini bırakıp gitmek zorunda kaldılar. İnsanın her şeyi geride bırakıp yaşadığı yeri terk etmesi kolay değil. Eski çalıştığım yerde bir Suriye'den gelmiş bir kadın vardı. Ülkesinde anaokulu müdürü iken çalıştığım yerde tuvalet temizliyordu. Oğlunu İŞİD kaçırmış, geri almak için ellerinde ne varsa vermişler. Bu insanlar oh mis gibi ülke diye gelmediler. Bizlerin de zaman zaman yaptığı gibi daha iyi koşullar için başka ülkelere gitmek gibi bir şey de değil bu. Öyle olsa tahmin edersiniz ki ilk tercihleri burası da olmazdı. Fırsatını bulanlar soluğu Avrupa'da aldı.

Savaştan zarar görmüş insanlara kucak açmak için onlarla aynı dilden konuşmak, aynı inanca veya ten rengine sahip olmak gerekmiyor. Savaş ve ölüm herkes için aynı. Bir taraftan büyük devletler orayı sömürmek için çalışırken bizim yapabileceğimiz bunun karşısında durmak. Savaşın bitmesi için çalışmak.

Bu kadar fazla sayıda insanın bir ülkeden diğerine geçmesi eşine pek rastlanır bir durum değil. Baş etmesi zor bir iş. Ancak öyle veya böyle artık buradalar ve onlar bir şekilde uyum sağlamalı, biz bir şekilde beraber yaşamanın yolunu bulmalıyız. Gerçekçi olmayan yaklaşımlar bir çözüm getirmeyecek. Bu ülkede onlar gelmeden de suç vardı, şimdi de var. Her gün dünyada bir yerlerde suç işleniyor. Bunu bir topluluğa mal etmek adil değil.

Bu işin en kolay yolu devletin çok çalışması. Belli kurallar dahilinde yürütülmeli uyum süreci. Öyle veya böyle benlikleri değilse de bazı kültürel kısımlar asimile olmak durumunda. Her yerde Arapça tabela olması, firmaların iletişimlerinde ikinci dil olarak Arapçayı tercih etmesi doğru yaklaşımlar değil mesela. Dili öğrenmeleri en öncelikli şey. Süreç çok uzun ve zor olacak elbette.

Konuyu da çok uzatmak istemiyorum. Sadece biraz empati kuralım, diğer türlü huzur zor.

Not: 1-2 güzelinden şarkı bırakıyorum.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Dostum öyle diyorsun da burada neden adam gibi durmuyorlar sürekli kavga kargaşa çıkarma peşindeler?
 

Geri
Yukarı