@Delusion sorunuzu sormadan önce (1) Tanrı'nın var ve Tek olduğunu kabul ederek mi yoksa (2) bunu zaten kabul etmeyerek sadece kabul edenlerin "O zaman meleklere neden ihtiyaç duyar?" sorusuna
ne cevap vereceklerini ve bu cevabın tutarlı olup olmadığını sınamak için mi sorduğunuzu bilmek gerekiyor.
Eğer birinci olasılık sizin durumunuz ise, Kâinattaki bazı işlerin olması için meleklerin yardımına ihtiyaç duymasının söz konusu olamayacağını ama
başka nedenlerle onları Yarattığını düşünmek gerekiyor. Bu
nedenlerin neler olabileceği konusunda bildiğim kadarıyla Kitabında yeterli bilgi yok veya varsa bile henüz bizim haberimiz olmayabilir. Dolayısıyla aldığınız cevaplar, mantıksal kurguya yâni tahmine dayanır ve geçerli olup olmadıklarını doğrulamak tam olarak mümkün olmayabilir. (Mesela önce melekleri, sonra Kâinat ve içindeki cinleri ve en sonra da insanları Kendi varlığına inanmaları için ve yarattıklarını bilip Onu takdir etmeleri için var ettiği görüşü temel alarak yapılan tahmin, böyledir.)
Eğer ikinci olasılık sizin durumunuz ise verilen cevapların tutarlı olduğunu görecek olursanız birinci olasılık sizin için geçerli hâle gelir veya tam tersi olursa yine orda beklemeye devam edersiniz. Yâni sizin için zaten Tanrı var olmadığı için biraz gereksiz ve faydasız bir merak göstermiş sayılırsınız.
Fakat Tanrı'nın kendisi veya melekleri gibi
doğrudan bilimsel yöntemlerle erişilmesi mümkün olmayan metafizik varlıkların ancak
dolaylı olarak inanç ile varlıklarının kabûl edilebileceğini hatırlatmak isterim. Bilimsel yöntem sadece fiziksel varlıkların ve doğa yasalarının bilinmesi için işe yarar, inanç ise bilimsel yöntemin tanım ve ilke olarak erişim sağlayamayacağı yâni geçerli olamayacağı metafizik varlık alanında kullanılabilecek tek seçenektir. Böyle olduğu için Tanrı, peygamberleri aracılığıyla dolaylı olarak Kendi varlığını bildirmektedir. İslam inacını kabûl eden kişiler için Tanrı'nın meleklere ihtiyaç duyup duymadığı veya neden ihtiyaç duyduğu asıl ve öncelikli öneme sahip olan bir konu değildir, onlar için asıl mantıklı ve öncelikli önemi olan, Cennet'e kabûl edilme yâni Cehennem'e gitmekten kurtulma hedefine ulaşmaktır. Çünkü bazı kişilerin Kâinatı yaratmış olsa bile
âdeta Kendi köşesinde beklediğini zannettiği gibi duyarsız bir Tanrı yoktur, inanıp iyi işler yapanları Cennet'e koyacağını veya inanmayıp kötü işler yapanları ise Cehennem'e koyacağını güçlü bir ikazla bildirmiş olan bir Allah vardır.
Hayat oyununun kurallarını, Allah koymuştur ve sizin oyundan çıkma şansınız yoktur. Ya kazanacaksınız ya da kaybedeceksiniz. Hedefimiz elbette kazanmak olmalıdır ve bunun için
oyunu kurallarına göre oynamak zorundayız.