Arkadaşlar ya siz yaşadığınız ülke gerçeklerinin farkında değilsiniz ya da şaka yapıyorsunuz.
1- Öğrencilerin nasıl kazıklandığını görmek isterseniz sıradan bir Anadolu şehrine gidip yerel esnafın "kafir" olarak gördüğü o üniversiteli gençlere nasıl kazık yasladığını görün. Kırgızlar zaten yabancı olarak gördükleri Türkiye Cumhuriyeti öğrencilerini kazıklamışlar çok mu? Yoldan rastgele bir yabancı turist çevirin, aralarında taksici ya da mekan sahipleri tarafından dolandırılmayan 1 tane var mı bakın. İliklerimize kadar işlemiş bir konuda başkalarını eleştirme hakkımız olamaz.
2- Onların çoğu kendilerini "gerçek" Türk olarak gördükleri için bizleri asimile olmuş "batılı" olarak kabul ediyorlar ki bu bir yerde doğru. Arap, Fars, Balkan ve son 150 yılda Fransız geleneklerinden o kadar çok şeyi benimsedik ki yaşam kültürü olarak eski Türk adetlerinin bazılarından uzaklaştığımız ortada. İzole yaşamamış olan en az yarımızın gen havuzları da karışmış durumda.
3- Eğitim konusu burada çok mu mükemmel? Doğu şehirlerini geçtim, gidin Ege ve Trakya şehirlerinde anketörlük yapın ve ne kadar fazla oranda kişinin okuma yazma bilmediğini görün. %99'luk okur yazarlık oranıyla alakamız yok zaten çıkın dışarıda 2 kişiyle sohbet edin de halkın hayata bakış açısının ne olduğunu görürsünüz. O %1 sürekli anketörlere denk geliyor öyle mi?
4- Demokrasiye hiç girmeyelim. Bu ülkede daha geçen yıl sırf kaybettikleri için seçim yenileten üstüne öncesinde sandığa gitmemiş yüz binlerce kişinin tepesini attırıp sandığa götürten bir ülkeyiz. Gidin bakanlıkların/valiliklerin/rektörlüklerin başındakilere ve vasıflarına bakın, normal bir ülkede hangisi oralara getirilirdi? Hepsi ülkeyi yöneten tek kişinin ailesi, akrabaları, eski cemaatleri ve arkadaşlarından oluşuyor. Rektörlük seçimleri göstermelik yapılıyor, istenen kazanmayınca tek bir yerden emirle 3. hatta 4. sıradaki rektör adayı o koltuğa getiriliyor. Ortalama üstü bir doktora öğrencisinin akademik atıf sayısı kadar atıf almamış, akademik makale yazmamış onlarca rektör var bu ülkede. Muhalefet yapan kimsenin barındırılmasına izin vermiyor ve siz bu ülkenin vatandaşı olarak başka ülkeleri mi demokrasi tarafından gömüyorsunuz? Çok komik cidden.
5- Rüşvet olayının burada farklı olduğunu sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Doğru düzgün 4 işlem bile bilmeden mühendislikten mezun olanlar nasıl diploma alıyorlar? Lüks arabasıyla kırmızı ışığa uymayıp yaya geçidinde milleti ezenler nasıl serbest bırakılıyorlar sanıyorsunuz? Oraya göre fark, burada hâlâ onurlu bir kısım insanın bu rüşvet kültürünü benimsemeyi reddetmesi. Bir ihtimal bu kişilerden birine denk gelme korkusuyla çoğu kişi cürret edemiyor ama şu ana kadar kaç tane "keyfi" uygulamadan bu şekilde çıkıldığına şahit olduğum olayların listesini buraya yazsam okurken yarım saat harcarsınız.
Kısacası çuvaldızı kendinize batırmadan başkalarını eleştirmeyin.
1- hiç böyle bir şey yaşamadım, yaşayanı da görmedim. Şunu da söyleyeyim, yaşadığın ülkeden bu kadar rahatsız isen kimse seni tutmuyor, gidebilirsin.
2-Bu yazdığın o kadar saçma ki... Acaba kim Ruslar ile yıllarca yaşayıp, üstüne üstlük kendi dillerini bile konuşmuyor? Yüzlerce yıldır hiçbir ülkenin boyunduruğu altına girmemiş bir devlet mi daha az asimile olmuştur, yoksa yıllarca Ruslarla yaşamış bir millet mi? Cidden o ülkede yaşayan bir insandan daha iyi bildiğini mi sanıyorsun? Orada yaşayan kime sorsan ne eksik ne fazla anlatır.
3-Öyle kuru kuru konuşmakla olmuyor, delil göster bana delil. Senin o "halk" dediğin kişiler de geçmişteki imkansızlıklar yüzünden okuyamamış, kendini geliştirememiş kesim. Senin bir elin yağda bir elin balda olabilir. Dönemin şartlarına göre değerlendireceksin.
4-Ülkemizde böyle şeyler zaten var ancak diğer devletlerde bu arşa çıktı. Kimse inkar etmedi bunların olduğunu.
5-Burada kesinlikle yanlış düşünüyorsun. Benim baba tarafından akrabalarım Kırıkkale ve çevresinde yaşadığı için zamanında neredeyse hiç imkan yoktu. Oralı halkın %50'si ya asker ya polis olur. Benim neredeyse baba tarafındaki tüm akrabalarım ya devlet memuru, ya asker, ya da polis idi. Tabi emekli oldular. Her neyse, konuya dönelim. Bu ülkede ne olduğunu, ne döndüğünü, hiçbir asker veya polisten daha iyi bilemezsin. Kusura bakma ama oturduğun yerden iftira atmakla olmuyor o iş. Babam emekli general. Türkiye'nin yarısından fazlasını görmüşüzdür tayinler ile. Rütbesi yüksek olduğu için de görev yaptığı şehirdeki tüm askerleri adı gibi bilirdi. Tabi Jandarma idi babam. jandarma, polisin kırlarda, teröristlerle sürünen versiyonu denebilir. Bir nevi polis. İnan bu ülkede zannettiğin kadar vicdansız insan yok. Annem ise yıllardır envai çeşit askeri devlet dairesinde memur olarak çalıştı. Ne böyle bir olaya annem denk geldi, ne de babam. Tabi rüşvet alan var mı? Elbette vardır. O diploma işleri eskidendi. dedem anlatırdı, Türkeş döneminde MHP'li isen üniversite diploması almak çok kolaydı. Dedem de devletin Almanlar ile yaptığı tarım projesinde çalışırdı. Yaşadığı şehirdeki herkesle arası iyiydi. Civardaki bir okul müdürüyle de iyi arkadaştı. O adam MHP'li idi. Dedemi çok severdi. Hatta bir gün dedeme, gel sana bir üniversite diploması yazalım, lazım olur bile demiş
,Dedem de diploma istemiyorum demiş. Yani o işler eskide kaldı. Artık yok merak etme