Bilgi kirliliği ve eğitimin yanlış olması, öğretmenliğe değer verilmemesi, kalitesiz öğretmen yetiştirmek, torpil uzar da gider.
En önemlisi bilgi kirliliği ve eğitim denen bir şeyin olmaması.
Çok fazla bilgi var ve her geçen gün daha fazla bilgi yüklenilmeye çalışılıyor. Çok fazla bilginin sonucunda elimizde bilgi kalmadan mezun öğrenci veriyoruz. Aslında bilgi konusunda mezun olmayan öğrencilerimiz çok iyi. Bir örnek vermem gerekirse, lisedeyken okul arkadaşımız Amerika'ya taşındı ve orada (ne sınavı bilmiyorum) eyalet birincisi oldu ki bu arkadaşımız okuldaki deneme sınavlarında orta seviyenin altındaydı.
İkincisi eğitim-öğretim'in, öğretim kısmına ağırlık verilmesiyle, eğitim kısmı es geçiliyor. Önemli olan sadece dersler değil, nitelikli insan da yetiştirmek gerekiyor. Okuldan çıktıktan sonra gece 11'e kadar ödev yapan arkadaşlarım vardı ki şuanda çok fazla çocuk bu durumda. Sabah okula, okuldan gelince ödeve oturan çocuk ödevlerini de ailesiyle yapıyor ve ilerleyen zamanlarda ailesinden yardım göremeyip tek başına da çalışamayınca bocalamaya başlıyor, derslerden soğuyor.
Aslında bir tanesi daha var seçmeli ders olayı. Bizim zamanımızda seçmeli derslerimiz geometri, matematik coğrafya olurdu. Şimdi baktığımızda din dersleri. Gelişmiş ülkelere bakarsanız satranç gibi zeka geliştiren veya mesleklere iten dersler var. İlkokullarında oyunlu dersler var. Bizde tek tip kutudan çıkar gibi insan yetişiyor.
Kalitesiz öğretmen olayı var. Soru sorarsın bilemez, itiraz edersin kabul etmez, kendi bildiği doğrudur (Üniversitelerde de böyle arkadaşlar.). Bir de başka tip öğretmenlerimiz var; bir soru sorarsın bilemez yaratıcısı öyle yaratmış der. Bir tip var ki arkadaşlar bir din öğretmeninde gördüm bize derste cinle evlenmek vs anlatıp orta okulda kafamızı bunlara yordurmuştu. Halbuki ne fantastik fikirler akla gelir o zamanlar, cinle evlenmek nedir bu mu o yaşta çocuğun kafasına sokulur. Bu öğretmen tipinden sonra yine tek tip kutudan çıkmış gibi insan.
Bir diğeri öğretmenliğin itibarsızlaştırılması, zor bir meslek olmasıyla tercih edilmemesine bağlı son tercihler olması. Özellikle daha ileriki dönemlerde sorun aslında. Paranın değer kazandığı ülkelerde, o ülkenin yapı taşı olan, öğretmeni, savcısı, hakimi, doktoru itibar kaybeder.
Not: Çok değerli öğretmenlerimiz var ve onlara karşı saygım sonsuzdur. Hayatımda bu yolu çizmemde emeği geçen öğretmenlerime sonsuz saygımı sunuyorum.
Gel gelelim üniversitelerin iş yükü karşılaması da var. Devlet planlama yaparken nerede açık var kardeşim kalifiye eleman yerleştirelim diye düşünmesi lazım. 100 binlerce kişi üniversiteye giriyor da yüzde kaçı mezun olunca o işi yapıyor. Planlama yapılmış mı. Bu kadar öğretmen atama beklerken bu eğitim fakültelerine bu kadar öğrenci alınmamalı. Günümüzde üniversite eğitim kalitesi de yeterli olmadığı için üniversiteler artık meslek liseleri haline geliyor.
En önemlilerinden birisi de eski batı sistemlerini kullanmaya çalışıyoruz ve batının zeka ölçümlerine göre Türkiye'nin zeka ortalaması 90IQ(dikkat edin ortalama). Bu aslında zekiliği ifade etmez fakat o sistem için potansiyel belirtir, öğretilmeye çalışılan fazla bilgi darboğaz yapabilir. Zekanın büyük çoğunluğu ise çevresel faktörlerden kaynaklı. Eğer kara kedi geçti bugün uğursuzum gibi batıl inançlardan vazgeçer, sadece dedikodu yapmazsak millet olarak çocuklarımızın zeka ortalaması daha da fazla olabilir. Çevresel faktörlerle beraber besinler de önemli, çocuğa karşı gösterilen sevgi vs...
Aslında bu liste uzar gider...