- Katılım
- 12 Nisan 2020
- Mesajlar
- 7.532
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 28
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Türkiye'de nüfus azalmasının başlıca sebepleri.
1-Sosyal ve ekonomik sorunlar.
2-Gelecek kaygısı.
3-Devrin değişmesi.
Ülkede yetkililer tarafından önemsenmeyen ve insanları çocuk sahibi olmaktan korkutan önemli faktörler var.
1-Sosyal çürüme ve güvenlik problemi.
Gazetelerde her gün üçüncü sayfada cinayet haberi okuyoruz. 2024'te günde ortalama 4 cinayet vakası işlenmiş. Ve bunların büyük çoğunluğu vahşice cinayetler. Yan bakmadan dolayı bile adam öldürülüyor. Mattia minguzzi olayında bile eleman "pardon kardeşim" demesine kıllanarak cinayeti işlemiş. Anadolu'nun köylerinde çıkan haberler de ayrı sorunlar.
5 lira için adam öldürülebilecek bir zamandayız ve bunun önüne geçilemiyor.
Üstüne sokak köpeği problemi, dikkatsiz ve yayaya saygısız araç sürücüleri problemi gibi şeyler bir çocuğun özgürce yetişmesini engelleyecek ve ebeveynleri endişelendirecek bir problem.
2-Eğitimsiz ve zeka seviyesi düşük insan problemi.
Belli bir eğitim seviyesi görmüş kesim çocuk yapmaktan kaçınırken yoğun ekonomik problemler çeken ve eğitim seviyesi düşük kesim çok fazla çocuk yapıyor. Bu çocuklar karanlık bir hayatın içinde yetişiyor ve yetersiz beslenmekten zeka seviyeleri gelişmiyor ve yoğun varoluşsal problemler çekiyorlar. İstişare yetenekleri olmadığından insanlara saldırabiliyorlar veya öldürebiliyorlar. İnsanlar buna benzer haberlerden korktuklarından çocuk yapmaktan kaçınıyor. Mattia minguzzi olayı bunun örneğidir.
3-Halkın büyük kısmının yoksulluk sınırının altında olması, gelecek kaygısı ve yetersiz beslenme.
Açıklanan rakamlara göre 4 kişilik bir ailenin yoksul sayılabilmesi için haneye 76 bin lira girmesi gerekiyor. Açlık sınırı ise 24 bin TL. Türkiye'de maaşların ortalama 30 bin lira olduğu varsayılırsa kira faktörü olmadan bile 4 kişilik bir ailenin 30 bin TL ile geçinmesi çok zor. Kira faktörü varsa eve kırmızı et bile girmez. Bunun üstüne okul masraflarını ekle ortalama bir insan için çocuk bir külfet sayılabilir. Hele ki büyükşehirlerde bu maaşlarla kesinlikle geçinilemez.
3-Devrin değişmesi ve konfor kaygısı.
Eski neslin aksine şimdiki neslin çocuğa ihtiyaç duyma seviyesi çok düşük. Eski neslin çocuk yapma motivasyonu yaşlanma halinde çocuğun ona bakmasıydı ama artık huzur evi gibi hizmetler bu kaygıyı ortadan kaldırıyor. Rahat yaşamaya alışan topluluklar çocuk yetiştirme sorumluluğuna girmek istemiyorlar.
4-Aile kurmanın gelenek adı altındaki büyük külfeti.
Şu anda bir evlilik sürecinde düğün, başlık parası, kına gecesi, balayı, mehir gibi türlü türlü adetler var ve damat tarafını bolca külfete sokuyor. Yoksulluk sınırı veya onun altında geliri olan damat büyük bir maddi çıkmaza sokuluyor. Küçük bir şehirde daire alınabilecek ya da iş kurabilecek bir servet düğün adı altında bir günde yok ediliyor. Damat ömrünün büyük kısmını bu borçları ödemekle geçiriyor.
Yani durum bu şekilde. Gittikçe Japon kültürünü benimsiyoruz ve insanlar evlenmeyi her geçen gün daha gereksiz buluyor. Bu şekilde nüfus krizi çözülemez. Hele ki bu konulardan politikacıların zerrece haberi yok. İnsanlar keyfi evlenmiyormuş veya çocuk yapmıyormuş gibi yorumlarda bulunuyorlar.
Türkiye'de giderek artan kısırlık sorunu:
(Kaynak: ChatGPT.)
Türkiye'de kısırlık oranı, çeşitli kaynaklara göre farklılık göstermekle birlikte, genellikle %15-20 aralığında rapor edilmektedir. İnfertilite ile mücadele araştırma ve dayanışma derneği (imad-der) 2025 verilerine göre, Türkiye'de kısırlık oranı %20'ye ulaşmıştır, yani her 5 çiftten biri kısırlık sorunu yaşamaktadır. Sağlık bakanlığı verilerine göre ise yaklaşık 2 milyon çift çocuk sahibi olma konusunda zorluk çekmektedir.
1-Sosyal ve ekonomik sorunlar.
2-Gelecek kaygısı.
3-Devrin değişmesi.
Ülkede yetkililer tarafından önemsenmeyen ve insanları çocuk sahibi olmaktan korkutan önemli faktörler var.
1-Sosyal çürüme ve güvenlik problemi.
Gazetelerde her gün üçüncü sayfada cinayet haberi okuyoruz. 2024'te günde ortalama 4 cinayet vakası işlenmiş. Ve bunların büyük çoğunluğu vahşice cinayetler. Yan bakmadan dolayı bile adam öldürülüyor. Mattia minguzzi olayında bile eleman "pardon kardeşim" demesine kıllanarak cinayeti işlemiş. Anadolu'nun köylerinde çıkan haberler de ayrı sorunlar.
5 lira için adam öldürülebilecek bir zamandayız ve bunun önüne geçilemiyor.
Üstüne sokak köpeği problemi, dikkatsiz ve yayaya saygısız araç sürücüleri problemi gibi şeyler bir çocuğun özgürce yetişmesini engelleyecek ve ebeveynleri endişelendirecek bir problem.
2-Eğitimsiz ve zeka seviyesi düşük insan problemi.
Belli bir eğitim seviyesi görmüş kesim çocuk yapmaktan kaçınırken yoğun ekonomik problemler çeken ve eğitim seviyesi düşük kesim çok fazla çocuk yapıyor. Bu çocuklar karanlık bir hayatın içinde yetişiyor ve yetersiz beslenmekten zeka seviyeleri gelişmiyor ve yoğun varoluşsal problemler çekiyorlar. İstişare yetenekleri olmadığından insanlara saldırabiliyorlar veya öldürebiliyorlar. İnsanlar buna benzer haberlerden korktuklarından çocuk yapmaktan kaçınıyor. Mattia minguzzi olayı bunun örneğidir.
3-Halkın büyük kısmının yoksulluk sınırının altında olması, gelecek kaygısı ve yetersiz beslenme.
Açıklanan rakamlara göre 4 kişilik bir ailenin yoksul sayılabilmesi için haneye 76 bin lira girmesi gerekiyor. Açlık sınırı ise 24 bin TL. Türkiye'de maaşların ortalama 30 bin lira olduğu varsayılırsa kira faktörü olmadan bile 4 kişilik bir ailenin 30 bin TL ile geçinmesi çok zor. Kira faktörü varsa eve kırmızı et bile girmez. Bunun üstüne okul masraflarını ekle ortalama bir insan için çocuk bir külfet sayılabilir. Hele ki büyükşehirlerde bu maaşlarla kesinlikle geçinilemez.
3-Devrin değişmesi ve konfor kaygısı.
Eski neslin aksine şimdiki neslin çocuğa ihtiyaç duyma seviyesi çok düşük. Eski neslin çocuk yapma motivasyonu yaşlanma halinde çocuğun ona bakmasıydı ama artık huzur evi gibi hizmetler bu kaygıyı ortadan kaldırıyor. Rahat yaşamaya alışan topluluklar çocuk yetiştirme sorumluluğuna girmek istemiyorlar.
4-Aile kurmanın gelenek adı altındaki büyük külfeti.
Şu anda bir evlilik sürecinde düğün, başlık parası, kına gecesi, balayı, mehir gibi türlü türlü adetler var ve damat tarafını bolca külfete sokuyor. Yoksulluk sınırı veya onun altında geliri olan damat büyük bir maddi çıkmaza sokuluyor. Küçük bir şehirde daire alınabilecek ya da iş kurabilecek bir servet düğün adı altında bir günde yok ediliyor. Damat ömrünün büyük kısmını bu borçları ödemekle geçiriyor.
Yani durum bu şekilde. Gittikçe Japon kültürünü benimsiyoruz ve insanlar evlenmeyi her geçen gün daha gereksiz buluyor. Bu şekilde nüfus krizi çözülemez. Hele ki bu konulardan politikacıların zerrece haberi yok. İnsanlar keyfi evlenmiyormuş veya çocuk yapmıyormuş gibi yorumlarda bulunuyorlar.
Türkiye'de giderek artan kısırlık sorunu:
(Kaynak: ChatGPT.)
Türkiye'de kısırlık oranı, çeşitli kaynaklara göre farklılık göstermekle birlikte, genellikle %15-20 aralığında rapor edilmektedir. İnfertilite ile mücadele araştırma ve dayanışma derneği (imad-der) 2025 verilerine göre, Türkiye'de kısırlık oranı %20'ye ulaşmıştır, yani her 5 çiftten biri kısırlık sorunu yaşamaktadır. Sağlık bakanlığı verilerine göre ise yaklaşık 2 milyon çift çocuk sahibi olma konusunda zorluk çekmektedir.
Son düzenleyen: Moderatör: