Ülkemizdeki habercilik neden böyle?

Ben en çok show TV'nin haberciliğine hayranım tam bir YouTube haberciliği.
Ben A Haber müptelasıyım. Geçenlerde bir haber yayınlanmıştı. Terörün olduğu bölgedeyiz, üzerimizden füzeler geçiyor diyor haber muhabiri, eğilmiş, füze sesleri geliyor felan. Başka bir haber kanalında adam dimdik durup bu güzel yerde el eleyiz, heyo kardeşlik tadında bir şey anlatıyor, füze sesleri desen yok. Arkada da bizim A Haber muhabiri gözüküyor :D
 
(...)
Çok fazla rastlıyorum bu tarz haberlere. Köpek orada donuyor yapılan haber ise; "Kar köpeğe örtü oldu" Tilt olduğum bir konu. (...)
İroni bence. "Kar köpeğe 'örtü' oldu". Donarken kimse müdahale etmedi gibisinden, 'örtü' biçiminde yazmalarından ötürü sitem ediliyormuş gibi geldi bana. Yanılıyor da olabilirim.

Sorunuza gelince:
Hayatın her bir noktasını, malumumuz medya promosyon malzemesi olarak kullanıyor. İnsanların ne yaşadığı umurlarında değil, kendi sözde "habercilik" konumları önemli. Bu "doğru, etik habercilik" standardına da, popülerleştiklerinden kendileri karar veriyorlar ve bu imkanı onlara aslında bizler sağlıyoruz. Kendi fikirlerini ve ekmeğini yedikleri yanlı düşünceleri medya yolundan, hafif bir ivmeyle bilinçaltına "okşayarak" empoze etme çabasındalar. Misal, televizyonda bir haberi dramatikleştirme çabası. Sunucunun bir haberi sunarken sesinin kısılması, gözyaşı dökmesi... Olayı, ciddi bir üslup ile açıklanacağına, tabiri caiz ise romantikleştirme çabaları. Şahsen hiç samimi bulmam. Tabii ki her olayda da art niyet aranmamalı; lakin bu gibi durumlara da az rastlamıyoruz. "Nabza göre şerbet verme", insanların içinde "Baksana, ne kadar duygulanmış, ay yazık!" gibisinden bir algı yaratmaları adına duygularını suistimal ediyorlarmış gibi geliyor bana.
 
İroni bence. "Kar köpeğe 'örtü' oldu". Donarken kimse müdahale etmedi gibisinden, 'örtü' biçiminde yazmalarından ötürü sitem ediliyormuş gibi geldi bana. Yanılıyor da olabilirim.

Sorunuza gelince;
hayatın her bir noktasını, malumumuz medya promosyon malzemesi olarak kullanıyor. İnsanların ne yaşadığı umurlarında değil, kendi sözde "habercilik" konumları önemli. Bu "doğru, etik habercilik" standardına da, popülerleştiklerinden kendileri karar veriyorlar ve bu imkanı onlara aslında bizler sağlıyoruz. Kendi fikirlerini medya yolundan, hafif bir ivmeyle empoze etme çabasındalar. Misal, televizyonda bir haberi dramatikleştirme çabası. Sunucunun bir haberi sunarken sesinin kısılması, gözyaşı dökmesi... Olayı, ciddi bir üslup ile açıklanacağına, tabiri caiz ise romantikleştirme çabaları. Şahsen hiç samimi bulmam. Tabii ki her olayda da art niyet aranmamalı; lakin bu gibi durumlara da az rastlamıyoruz. "Nabza göre şerbet verme", insanların içinde "Baksana, ne kadar duygulanmış, ay yazık!" gibisinden bir algı yaratmaları adına duygularını suistimal ediyorlarmış gibi geliyor bana.
Hocam haberin hepsini okudunuz mu? Baya baya bak ne tatlı ehe diyorlar.
 
Ben A Haber müptelasıyım. Geçenlerde bir haber yayınlanmıştı. Terörün olduğu bölgedeyiz, üzerimizden füzeler geçiyor diyor haber muhabiri, eğilmiş, füze sesleri geliyor felan. Başka bir haber kanalında adam dimdik durup bu güzel yerde el eleyiz, heyo kardeşlik tadında bir şey anlatıyor, füze sesleri desen yok. Arkada da bizim A Haber muhabiri gözüküyor :D
A-Haber'in açılımı angut haber mi diyeceğim ama kuşa yazık. Çok tatlı bir kuş aslında. 🐥🐥Böyle şapşik bir kanalla ilişkilendirilmek istemez herhalde.
 

Dosya Ekleri

  • angut.jpg
    angut.jpg
    26,3 KB · Görüntüleme: 21

Geri
Yukarı