Doğası gereği bencil olan her insanın birisiyle arkadaş olmadan önce kafasında bi kriter şeması vardır. Yaratıcı mı, komik mi, anlayışlı mı, sohbeti akışkan mı, görünüşü nasıl vs. Görünüş sadece karşı cins için önemli değildir herkes görünüşüne dikkat eder, önem verir. Görünüşüne göre sana karşı yaklaşımları bile değişir. Ben çocukluğumdan beri sosyal anksiyeteyle büyüyen biri olduğumdan hiç arkadaşım olmadı. Arkadaş olmaya yanaşan biri olsa da ben olamadım. Biriyle sohbet etmeye başlamaktan bile çok korkardım çünkü sohbeti nasıl devam ettireceğimi, sohbet tıkanırsa ne yapacağımı, karşı tarafın beni daha iyi görmesi için nasıl tepkiler vermem gerektiğini bilmiyordum. Her zaman çevremdeki insanlara da hayret ederdim. İnsanlara her baktığımda birbiriyle sohbet halindeydiler. Nasıl her zaman konuşma konusu buluyorlar, ne konuşuyorlar, konuştukları şey hiç bitmiyor mu, ben mi sohbet etme konusunda yaratıcı değilim diye düşüne düşüne kendimi yiyip bitiriyordum. Zaten sadece evden okula okuldan eve gidiyordum gündelik hayatımda, okuldan eve giderken de sokakta ryan gosling gibi gezinip derin düşüncelerle depresyonlu şekilde yürüyordum. Biriyle iletişim kurmaktan bile her zaman korktum ve kurabilenleri, akıcı iletişimi olanları gördüğüm zaman da hep kıskandım. Şu an böyle bir durumum yok ama kişisel olarak görüşüm insan eğer yalnızlığa alışabilirse bu en verimlisidir. Yanında biri varken sürekli konuşma ihtiyacı, eğlenme ihtiyacı, karşı tarafla iletişim içinde olma çabası içinde oluyorsun ama yalnızken sadece kendi beyninin doğrultusunda ilerliyorsun. Hiç kimsenin menfaatine göre hareket etmek zorunda olmuyorsun. Ama insan doğası gereği yalnız olduğunda kendini kötü hissettiğinden arkadaş zorunluluğu hisseder kendinde. Bu zorunluluğu aşabilenler (ki sosyal anksiyeteler bunu kolaylaştırır) benim görüşümce daha mutlu ve başarılı olurlar. Yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini başka birine anlatma isteği veya bir şeyi paylaşma isteği olduğundan insan yalnız kalmamak ister zaten. Kendi kendine yetebilen bir insanın "kanka şu donu mu alsam" "adıyaman tütünü de makul fiyatta da kötü diyolar ya" "somurtkan şirinle şirineyi shipledim" "esra erol terzi olsa söküğünü kaça diktirirsin" "şu videoyu gördün mü" gibi gereksiz konuları başkalarıyla konuşma gereği duymaz. Bir arkadaşla ettiğin sohbetin tamamı "olmasa da olur" konulardır zaten o yüzden yalnızlığa alışan insan hayatında tamamen kendi istekleri dahilinde hareket edeceği için daha verimli olur bence. Ha "ben yalnızlığa dayanamıyorum" diyorsanız da karşı tarafın isteklerini karşılamanız gerekiyor yapacak bir şey yok. Komik olmanız, yaratıcı olmanız, sade olmamanız gerekiyor. Size "arkadaşım" diyen kişinin sizinle konuşurken zamanın nasıl aktığını anlamaması gerekiyor. Menfaat yoksa ilişki de yoktur.