Daha okula başlamadığım zamanlardı. Arkadaşımla oynarken caminin kapısının açık olduğu gördük.Cami inşaat halinde olduğu için kapısı hep kilitli olurdu. Sonra baktıkki ortada kimse yok, üst kata çıktık.( Kadınların namaz kıldıkları yer) Üst katta tuğlalar bir kenara dizilmiş, inşaattaki sırasını bekliyordu. Sonra dedik, hadi bunları aşağı atalım bakalım nasıl kırılacak.
Bir ben atıyorum, bir arkadaş. Tuğla alt kata düşünce parım parça oluyor, bizde eğleniyoruz. Sonra arkadaş tutturdu aşağı inelim bakalım diye, bende tutturdum birkaç tane daha kıralım kaçalım, yakalanmayalım diye. Ben bir yandan tuğlaları aşağıya atıyorum, bir yandan arkadaşı ikna etmeye çalışıyorum. Baktım arkadaş yine gidiyor beni dinlemiyor, bir yandanda söylüyorum, aşağıda tuğlaları attığımız yerde durma diye. Ama biryandan da endişe duyuyorum, acaba oraya gider mi diye. Sonra arkadaş merdivenden aşağıya indi. Bende tekrar tekrar söylüyorum, tuğlanın düştüğü yere gitme, yanıma gel diye. Aşağıdan arkadaş diyor,vayy nasıl kırılmış bunlar falan. Bir yanım, daha tuğla atma, adamın bir yerine gelir,kaçın gidin diyor. Diyer yanım, o kadar söyledikya oraya geçmez, salak mı bu. Bir kaç tane daha kıralım gideriz, diyor.
Bir tane tuğla aldım elime, yalnız yarısı kırıktı falan. Bir yandanda diğer tuğlayı gözüme kestirdim, o yarım tuğlayı yine aynı yere attım, tam diğer tuğlaya yönelmişken. Taaak, diye tok bir ses geldi aşağıdan. Sonra arkadaş tüm gücüyle bağırıp ağlamaya başlayınca, içime bir korku girdi, başımdan aşağıya kaynar sular döküldü sandım. Koşarak aşağıya indim baktım, arkadaş eliyle başını tutuyor, bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Tabi yanağının bir yanından aşağı kan akıyordu. Bende korkudan bir titreme başladıki sorma.Bir yandan arkadaşı sakinleştirmeye çalışıyorum, bizi duyacaklar, birileri gelecek korkusu var. Bir yandan adamın başına bakıyorum. Bildiğin bir parmak boyunda yarık var. Arkadaşa bir şey yok, azıcık kanamış falan diyorum ama ikimizde inanmıyoruz tabi buna. Sonra arkadaş ağlaya ağlaya aşağıya doğru okulun yanına gitti. Ben artık hem korku hem heyecan, hem suçluluk duygusu ne yapacağımı şaşırdım. Bende yanında gidiyorum. Sonra okula girdi. Annem öğretmen, o zamanlarda birleşik eğitim vardı falan. Sonra geldi ne oldu falan dedi, arkadaş direk beni ispiyonladı. Emrah başıma tuğla attı falan diyor.
Ne diyeceğimi şaşırdım, annemde korktu tabi çocuğun bir yanı baya kanla kapandı. Ben daha kaza oldu falan demeden birkaç tane şamar yedimki sorma.Yüzümün bir yanı yanı ama hiçbir acı hissetmiyorum şoktan.
Hani suçunu bilirsinde, bir an önce cezam kesilsede bu muallaktan kurtulsam psikolojisini yaşarsın falan. Aynen öyle oldu. Sonra annem çocuğu alıp direk sağlık ocağına götürmüştü. Bende ortalıktan tüydüm, bir bahçede harabelerin orada günü akşam etmiştim. Gece oluncada dedemlere falan sığınmıştım. Eve gidemiyorum, birde babamdan dayak yeme korkusu var.
Tabi gece yarısına kadar benden haber alamayınca, bulunduktan sonra daha fazla üzerime gelmemişlerdi. Şimdi bakıyorumda ne kadar büyük bir aptallık yapmışım. Allaha şükürler olsunki, o arkadaşa ciddi bir şey olmadı. Tabi o yarığın izi başında kaldı malesef...