Yine ciddi fark var. Neredeyse 100 litre artmış.
Ocak 2010: Dolar 1,47 ; Gram altın 53
Net asgari ücret: 740 TL: 503 Dolar: 14 gram altın
Uzman hekim maaşı: 2275 TL: 1550 Dolar: 43 gram altın
Öğretmen maaşı 1731 TL: 1175 Dolar: 32,6 gram altın
Günümüz: Dolar 8,60 ; Gram altın 515
Net asgari ücret: 2825 TL: 328 Dolar: 5,5 gram altın
Uzman hekim maaşı: 9314 TL: 1080 dolar: 18 gram altın.
Öğretmen maaşı: 6050 TL: 700 dolar: 11,75 gram altın
Gerçekte fark olmadığını, istatistiklerin manipülasyonuna kanmamamız gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Devlet bakmış her şeyle beraber benzin de zamlanıyor. "Dur ben bundan aldığım vergiyi azaltarak zam yokmuş gibi yapmaya çalışayım." İşe yarıyor mu yarıyor, akaryakıt fiyatlarını kontrol altında tutabiliyorsunuz az çok.
Zaten dikkat ederseniz, ÖTV indirimi sistemine geçilmeden önce alınabilen akaryakıt 2003-2012 arası 234'ten 204'e düşmüş. Hükümet bakmış ki ekonomi elden gidiyor, insanlar duruma uyanacak, vergi indirimi yoluna gitmek zorunda kalmış. Anca vergi indirimi yapıldığında akaryakıt miktarı arttırılabilmiş.
Peki artan döviz ve altın fiyatlarını ne yapacaksınız? Onlardan vergi almıyorsunuz, dolayısıyla değer kaybını gizleyemezsiniz.
2014 yılında, asgari ücretli çalışanların, SGK'ya kayıtlı toplam çalışanlar içerisindeki oranı %40. 5 milyona yakın asgari ücretli çalışan, 12 milyonun biraz üstünde de kayıtlı çalışan var. Sigortasız çalıştırılan işçiler bu hesabın içerisinde bile değil. Günümüzde bu çok daha kötü durumda. 10 milyon kişinin asgari ücret ve altına çalıştığına dair haberler var. Toplumun ücret ortalaması 2006'da asgari ücretin 2 katıyken, 2019'da 1,4 katına kadar gerilemiş.
Bütün bunlar ne demek biliyor musunuz? Halkın, çalışan kesimin fakirleşmesi demek.