Zafer Partisinin sığınmacı reklamı

Zafer Partisi iyi hoş göndereceğim diyor ama mülteci sorunundan başka hiç bir konuda yapıcı çözümü yok. Gerçi mülteci konusunda da öyle. Sürekli popülist söylemler. Gönderemezsin kardeşim burada doğanlar var onu geçtim Avrupa ve Amerika bunu izleyecek mi? Sana illa ki dolaylı yollardan yaptırımını uygulayacak. Avrupa diyor bize gönderme sende kalsın bunun sonuçlarını hepsi biliyor ancak oy için işte...
 
Zafer Partisi iyi hoş göndereceğim diyor ama mülteci sorunundan başka hiç bir konuda yapıcı çözümü yok. Gerçi mülteci konusunda da öyle. Sürekli popülist söylemler. Gönderemezsin kardeşim burada doğanlar var onu geçtim Avrupa ve Amerika bunu izleyecek mi? Sana illa ki dolaylı yollardan yaptırımını uygulayacak. Avrupa diyor bize gönderme sende kalsın bunun sonuçlarını hepsi biliyor ancak oy için işte...

Ceza davalarına bakan bir arkadaşım var. Müvekkili kayıtsız suriyeli biriyle basit yaralamalı olaya karışıyor. Karakoldaki amir vatansever biri. Her iki tarafın ifadelerini aldıktan sonra, suriyeli olanı yabancılar şubeye teslim ediyor. Yabancılar şube de Tuzla'daki geri gönderme merkezinde gözetim altına alıyor. Deport edilecek, ancak suriyelinin yakınları hemen avukatlarıyla birlikte ceza mahkemesine gidip itiraz ediyor. (bu avukatların bir kısmı Türkiye'de okumuş suriyeli veya pakistan kökenli türkler) Mahkeme kesinleşen bir suç olmadığı için bir kaç gün sonra serbest bırakma kararı çıkartıyor. Serbest kalan sığınmacı avukatı aracılığıyla teminat ve adres belirterek 6 ay geçici ikamet alıyor. 6 ay sonrasında da her ay basit bir bürokratik işlemle ikamet iznini uzatıyor. Yani suça karışanları bile göndermek, bu mevzuat ve yasalara göre kolay değil.

Öteki tarafta sığınmacıları mancınıkla gönderebileceklerini düşünen heyecanlı gençler var. Ne kolluk kuvveti, ne yargı mensubu yasalara aykırı hareket edemez. Mevcut mevzuat ve yasalarla ne otobüsü ne mancınığı deport edilmesi gerekenleri bile gönderemiyorsunuz. Yasayı değiştirmek de yeterli olmuyor. Çünkü yasa çıkar çıkarmaz Anayasa Mahkemesi'ne itiraz ediliyor. Deport edilecek sığınmacı çıkan yasadan menfi yönde etkileneceğinden dolayı tedbir kararı için müracaat ediyor. Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz karara bağlanıncaya kadar tedbir kararı alınıyor. Yine gönderemiyorsunuz. Geri gözetim merkezlerinde en fazla 6 ay tutabiliyorsunuz. Ya serbest bırakacak ya mülteci sığınma kamplarına göndermek zorundasınız. İşte haberlerde sığınmacıların isyan edip kaçtıklarını gördüğünüz o kamplar. Sığınmacılar oraya gönderildiğinde; ya kaçıyor, ya maliyet gibi sebeplerden dolayı serbest bırakılıyor. Anayasa Mahkemesi itirazları anayasaya uygunluk ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değerlendiriyor. "Omo ılıslarası ınlışmaları takmıyız biz" diyen heyecanlı gençler bunu not etsin bir kenara. Sonra da google'a "geri gönderme merkezleri+itiraz+deportu nasıl engelleriz" diye yazsın. Çıkan sonuçları da okusun.

Babalarının günahlarını çocukları çeker. Afganları da Pakileri de Suriyelileri de öyle kolay gönderemiyoruz, başa kim gelirse gelsin öyle kolayca gönderemeyeceğiz. Suriye'deki muhataplarla, uluslararası muhataplarla görüşmek zorundayız. Yasal mevzuatı anayasa ve yasa bazında düzenlemek zorundayız. Sığınmacıları teşvik etmek zorundayız. Yoksa diğer formüllerin hepsi masal! Üzülerek söylüyorum, ama gerçek bu!
 

Geri
Yukarı