nih
Hectopat
- Katılım
- 10 Nisan 2020
- Mesajlar
- 4.679
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 45
Arthur Schopenhauer tartışmasız ki Alman felsefe tarihi ve genel olarak felsefe tarihimiz için önemli bir filozof. Schopenhauer'in eserlerini incelemeye başladığımızda felsefe tarihindeki çoğu önemli kişilikte olduğu gibi "kadın düşmanlığı" olarak adlandırılabilecek düşüncelere rastlarız. Schopenhauer'in akıl hocalığını yaptığı Nietzsche'de de benzer görüşleri görebiliriz. Konu kendimin hiçbir kişisel görüşünün yer almadığı, tamamen Schopenhauer'in kadınlar üzerindeki düşüncelerini anlatmaya yönelik bir konu olacak. Bundan sonra yine kadın düşmanlığı konusunda Nietzsche ile alakalı bir konu da açmak istiyorum.
Schopenhauer kadınların var oluşunun "büyük işler" için uygun olmadığını belirtir. Buradan kendisinin kadını erkekten daha aşağı bir varlık olarak nitelendirdiğini yorumlayabiliriz.
Schopenhauer kadınların yalana ve saldırganlığa daha yatkın olduğunu söyler.
Schopenhauer kadınları "çocuksu" görür. Ona göre kadınlar, yetişkin bir erkekle çocukluk döneminin arasında yer alır. Buradan kendisine göre kadınların yetişkin bir erkekten daha aşağıda bir konumda olduklarını söyleyebiliriz. "Çocuk" olarak görmeyi yetersiz olma, saflık vb. şekillerde yorumlayabiliriz.
Kadınların "adalet duygusundan" yoksun olduklarını söyler ve direkt olarak zayıf cinsiyet olarak isimlendirir. Adalet duygusundan yoksun olma sebeplerini ise daha aşağı bir düşünme kapasitesi ve akıl olarak belirtir.
Bu karşıtlık bir sürü cümlesinde devam eder ama genel olarak düşüncelerini özetlemek için bu kadarının yeterli olduğu kanısındayım. Schopenhauer'ın böyle düşüncelere itilmesinin sebebini, Schopenhauer'ın çocukluktan beri karşı cinsle pek anlaşamamış olması olarak belirtilir. Bu sebeple bu görüşlerinde Schopenhauer'ın pek de objektif yaklaşmadığını söylerler. Arthur Schopenhauer'ı bu görüşlere iten sebepler ne olursa olsun şu açıktır ki kendisinin kadınlara olan bakış açısı oldukça radikaldir. Kendisi kadınlara karşı en sert söylemlerde bulunan filozoflardan biri olarak değerlendirilir. Benzeri düşünceler konunun ilk cümlelerinde belirttiğim gibi kendisinin akıl hocalığını yaptığı Nietzsche'de de görülebilir fakat kendisinin Aristo'dan da etkilenmiş olma ihtimalinden bahsedilir.
Filozoflar arasında kadına karşı sert söylemler yaygındır. Schopenhauer ise bu kişilerden en radikallerinden birisi. Filozofların kadınlar üzerindeki sözleri hakkındaki konulara devam etmeyi planlıyorum.
Schopenhauer kadınların var oluşunun "büyük işler" için uygun olmadığını belirtir. Buradan kendisinin kadını erkekten daha aşağı bir varlık olarak nitelendirdiğini yorumlayabiliriz.
”Kadınlar zihinsel olsun, bedensel olsun, büyük işler için yaratılmamışlardır.”
Schopenhauer kadınların yalana ve saldırganlığa daha yatkın olduğunu söyler.
“Kadınlar, yalan söylemeye karşı iflah olmaz bir temayüle sahiptirler.”
“Nadiren karşılaşılan istisnalar dışında bütün kadınlar savurganlığa meyyaldir.”
Schopenhauer kadınları "çocuksu" görür. Ona göre kadınlar, yetişkin bir erkekle çocukluk döneminin arasında yer alır. Buradan kendisine göre kadınların yetişkin bir erkekten daha aşağıda bir konumda olduklarını söyleyebiliriz. "Çocuk" olarak görmeyi yetersiz olma, saflık vb. şekillerde yorumlayabiliriz.
“Kadınlar, çocuk ile gerçek anlamda bir insan olan yetişkin erkek arasında bir orta nokta, bir ara aşamadırlar.”
Kadınların "adalet duygusundan" yoksun olduklarını söyler ve direkt olarak zayıf cinsiyet olarak isimlendirir. Adalet duygusundan yoksun olma sebeplerini ise daha aşağı bir düşünme kapasitesi ve akıl olarak belirtir.
"Filozof için kadının en büyük kusuru adalet duygusunun onda eksik olmasıdır. Kadın daha güçsüz cinsiyet olmasının bir neticesi olarak kurnazlık konusunda kendisini geliştirmiştir. Öyle ki doğa ona erkeklere karşı saldırı ve savunma aracı olarak duygularını gizleme gücü vermiştir. Diğer yandan kadın erkekleri esas duyguları konusunda kandırırken herhangi bir ahlaki sorumluluk hissetmediği için daima kendisini haklı görür"
Bu karşıtlık bir sürü cümlesinde devam eder ama genel olarak düşüncelerini özetlemek için bu kadarının yeterli olduğu kanısındayım. Schopenhauer'ın böyle düşüncelere itilmesinin sebebini, Schopenhauer'ın çocukluktan beri karşı cinsle pek anlaşamamış olması olarak belirtilir. Bu sebeple bu görüşlerinde Schopenhauer'ın pek de objektif yaklaşmadığını söylerler. Arthur Schopenhauer'ı bu görüşlere iten sebepler ne olursa olsun şu açıktır ki kendisinin kadınlara olan bakış açısı oldukça radikaldir. Kendisi kadınlara karşı en sert söylemlerde bulunan filozoflardan biri olarak değerlendirilir. Benzeri düşünceler konunun ilk cümlelerinde belirttiğim gibi kendisinin akıl hocalığını yaptığı Nietzsche'de de görülebilir fakat kendisinin Aristo'dan da etkilenmiş olma ihtimalinden bahsedilir.
Filozoflar arasında kadına karşı sert söylemler yaygındır. Schopenhauer ise bu kişilerden en radikallerinden birisi. Filozofların kadınlar üzerindeki sözleri hakkındaki konulara devam etmeyi planlıyorum.