Günümüzde komünizm hakkında birçok yalan var. Kimisi komünizmin bir diktatör yönetimiyle acımasız ve vahşi olduğunu sanıyor. Kimisiyse ekonominin çöküşüne yol açacağını düşünüyor. Bunlar ve daha nicesi tamamen kapitalistlerin, burjuvazinin ve sermaye diktatörlerinin uydurduğu yalanlardan ibaret. Bu makalede komünizm hakkında en sık söylenen yalanları ele alıp bunların aslında ne işe yaradığına bakacağız.
1. yalan: Komünizm bir diktatörlük sistemidir
Komünistlere yöneltilen söylemlerin en sık söyleneni, demokrasiden yoksun olmasıdır. Bu söyleme göre komünistler tüm hakları ve özgürlükleri bir diktatörün eline verirler. Oysa tam aksine burjuva demokrasisi baştan aşağı bir ilizyondur. Burjuvanın özgürlük anlayışı kendi propagandalarını halka empoze etmektir. Kapitalist ülkelerin kanunlarında siyasetçilerin orduyu halklara karşı kullandığı, toplumsal bir olayda/kargaşada tüm hak ve özgürlükleri rafa kaldırabileceği düzenlemeler bulunuyor. İktidarın işçinin eline geçmesi yani proletarya hakimiyetinin kurulması için kapitalistlerin diktatörlüğünün, yani özel mülkiyetin ortadan kaldırılması gerek. İşçi sınıfının emeği sömürülerek elde edilen zenginlik proletarya iktidarı tarafından onlara geri iade edilir. Böylelikle temel insan hakları, sosyal haklar ve daha birçoğu göstermelik değil sahiden elde edilir.
2. Yalan: Komünizm kıtlığa neden olur
Komünizme atılan iftiralardan belki en çok söyleneni budur. Kapitalistler kanıt olarak SSCB'nin sosyalist ekonomik sisteminin neden olduğunun iddia edildiği ekonomik krizi kullanırlar. Gerçekteyse komün sistemin ekonomik kıtlıkla hiçbir bağlantısı yoktur. Sosyalist üretim halkın ihtiyaçlarının en üst düzeyde karşılanması için gerekli bolluğu yaratır. Hatta üretim araçları zararına dahi olsa çalışır. SSCB'nin yaşadığı kriz ise serbest piyasanın işin içine girmesiyle gerçekleşmiştir.
3. Yalan: Komünistler Mallarımıza El Koyacak
Komünistlerin özel mülkiyet dahilinde olan mallara el koyacağı yalanı, burjuvazi tarafından uydurulan ve halkları tıpkı diğer yalanlar gibi komünizmden uzaklaştırmayı planlayan bir iftiradır. Bu iftira proletaryanın sahip olduğu küçük mülkiyetleri kaybetme korkusuyla antikomünizme daha sıkı sarılması için atılmıştır. Ve bu da tahmin edebileceğiniz gibi burjuvazinin işine geliyor. Fakat sanılanın aksine komünistler ancak ve ancak üretim araçlarındaki özel mülkiyete el koyar. Üretim araçlarının işçi sınıfının elinde olmasını amaçlar. Kapitalizmde insanın insanı sömürmesinin de, kulluğun da temelinde üretim araçlarındaki özel mülkiyet yer almaktadır. Sosyalizmde kişisel mülkiyet hakkı kanunlarca korunur. Komünistler açısından kişisel hak olarak sayılan ihtiyaçlar, kapitalizmde kâr amacı güderek topluma sunulur. Araç paylaşım havuzu gibi toplumsal iş birlikleri bireyin hareket ve ulaşım ihtiyacını oldukça ekonomik bir şekilde sağlıyor. Yani komünizm mallarınıza el koymayacak. Aksine her bir bireyin yetenek, emek ve olanağını bir araya getirmesiyle toplumsal kullanıma açacak.
1. yalan: Komünizm bir diktatörlük sistemidir
Komünistlere yöneltilen söylemlerin en sık söyleneni, demokrasiden yoksun olmasıdır. Bu söyleme göre komünistler tüm hakları ve özgürlükleri bir diktatörün eline verirler. Oysa tam aksine burjuva demokrasisi baştan aşağı bir ilizyondur. Burjuvanın özgürlük anlayışı kendi propagandalarını halka empoze etmektir. Kapitalist ülkelerin kanunlarında siyasetçilerin orduyu halklara karşı kullandığı, toplumsal bir olayda/kargaşada tüm hak ve özgürlükleri rafa kaldırabileceği düzenlemeler bulunuyor. İktidarın işçinin eline geçmesi yani proletarya hakimiyetinin kurulması için kapitalistlerin diktatörlüğünün, yani özel mülkiyetin ortadan kaldırılması gerek. İşçi sınıfının emeği sömürülerek elde edilen zenginlik proletarya iktidarı tarafından onlara geri iade edilir. Böylelikle temel insan hakları, sosyal haklar ve daha birçoğu göstermelik değil sahiden elde edilir.
2. Yalan: Komünizm kıtlığa neden olur
Komünizme atılan iftiralardan belki en çok söyleneni budur. Kapitalistler kanıt olarak SSCB'nin sosyalist ekonomik sisteminin neden olduğunun iddia edildiği ekonomik krizi kullanırlar. Gerçekteyse komün sistemin ekonomik kıtlıkla hiçbir bağlantısı yoktur. Sosyalist üretim halkın ihtiyaçlarının en üst düzeyde karşılanması için gerekli bolluğu yaratır. Hatta üretim araçları zararına dahi olsa çalışır. SSCB'nin yaşadığı kriz ise serbest piyasanın işin içine girmesiyle gerçekleşmiştir.
3. Yalan: Komünistler Mallarımıza El Koyacak
Komünistlerin özel mülkiyet dahilinde olan mallara el koyacağı yalanı, burjuvazi tarafından uydurulan ve halkları tıpkı diğer yalanlar gibi komünizmden uzaklaştırmayı planlayan bir iftiradır. Bu iftira proletaryanın sahip olduğu küçük mülkiyetleri kaybetme korkusuyla antikomünizme daha sıkı sarılması için atılmıştır. Ve bu da tahmin edebileceğiniz gibi burjuvazinin işine geliyor. Fakat sanılanın aksine komünistler ancak ve ancak üretim araçlarındaki özel mülkiyete el koyar. Üretim araçlarının işçi sınıfının elinde olmasını amaçlar. Kapitalizmde insanın insanı sömürmesinin de, kulluğun da temelinde üretim araçlarındaki özel mülkiyet yer almaktadır. Sosyalizmde kişisel mülkiyet hakkı kanunlarca korunur. Komünistler açısından kişisel hak olarak sayılan ihtiyaçlar, kapitalizmde kâr amacı güderek topluma sunulur. Araç paylaşım havuzu gibi toplumsal iş birlikleri bireyin hareket ve ulaşım ihtiyacını oldukça ekonomik bir şekilde sağlıyor. Yani komünizm mallarınıza el koymayacak. Aksine her bir bireyin yetenek, emek ve olanağını bir araya getirmesiyle toplumsal kullanıma açacak.