Evet merhabalar.
Bugün ilk defa GNOME dışında bir masaüstü ortamı kullanma kararı aldım. Farklı tatları denemenin iyi olacağını düşünüp araştırmaya koyuldum. Daha sonra, MATE ortamını çok beğendim. Hafif oluşundan dolayı özellikle seçtim MATE ortamını. Ayrıca Cupertino teması ile macOS'a ve Redmond teması ile Windows 10'a benzetilebiliyor. Diğer temalarını de beğendim. Şu an standart gelen "Familiar" temasını kullanıyorum. Ubuntu MATE seçme sebebim ise Ubuntu ve Debian tabanlı distrolara alışmış olmam tamamen. Yaklaşık 5 yıldır (her ne kadar çok "aman aman" veya "hardcore" kullanıcı olmasam da sanal makinede kullandım biraz) Ubuntu ve Debian gibi işletim sistemlerini biliyorum diyebilirim.
Şu anda kendisini Sony Vaio VPCF22S1E modelinde test etmekteyim ve gerçekten performansını çok beğendiğimi söyleyebilirim. Çok stabil, çok hızlı ve çok iyi.
Lakin göze çarpan en kötü olay ise DPI ayarı. Otomatik ayarlamada kendisi pek başarılı değil açıkça konuşmak gerekirse. O kadar küçük ayarlıyor ki, gözleriniz yazıyı görmekte zorlanabiliyor. Bunun elle manuel ayarlanması güzel. Lakin ayarların Chromium'a geçerli olmamasını pek sevmedim açıkçası.
Onun dışında kaynak kullanımı gayet iyi. Boşta 550 MB RAM kullanımına kadar düşünce, daha önce GNOME'a alışmış birisi olarak şoka girdiğimi rahatlıkla belirtebilirim.
MATE ile her şeyin elimin altında olduğunu da hissedebiliyorum. Mesela menü kısmını beğendim. GNOME'un, macOS'un "Launchpad" replikası olan uygulama seçtirme kısmını pek sevmeyen ben için, bu gayet iyi. Zaten çoğu masaüstü ortamında bu olay var.
Sonuç olarak, belki ana iş istasyonuma dönüş yaparsam, onda da Ubuntu MATE kullanırım. Dediğim gibi, bu daha kendisiyle ilk günüm olduğu için, fikirlerim her an değişebilir. Ama cidden kurduğuma pişman olmadığım bir distro olmayı başardı şimdilik.
Bugün ilk defa GNOME dışında bir masaüstü ortamı kullanma kararı aldım. Farklı tatları denemenin iyi olacağını düşünüp araştırmaya koyuldum. Daha sonra, MATE ortamını çok beğendim. Hafif oluşundan dolayı özellikle seçtim MATE ortamını. Ayrıca Cupertino teması ile macOS'a ve Redmond teması ile Windows 10'a benzetilebiliyor. Diğer temalarını de beğendim. Şu an standart gelen "Familiar" temasını kullanıyorum. Ubuntu MATE seçme sebebim ise Ubuntu ve Debian tabanlı distrolara alışmış olmam tamamen. Yaklaşık 5 yıldır (her ne kadar çok "aman aman" veya "hardcore" kullanıcı olmasam da sanal makinede kullandım biraz) Ubuntu ve Debian gibi işletim sistemlerini biliyorum diyebilirim.
Şu anda kendisini Sony Vaio VPCF22S1E modelinde test etmekteyim ve gerçekten performansını çok beğendiğimi söyleyebilirim. Çok stabil, çok hızlı ve çok iyi.
Lakin göze çarpan en kötü olay ise DPI ayarı. Otomatik ayarlamada kendisi pek başarılı değil açıkça konuşmak gerekirse. O kadar küçük ayarlıyor ki, gözleriniz yazıyı görmekte zorlanabiliyor. Bunun elle manuel ayarlanması güzel. Lakin ayarların Chromium'a geçerli olmamasını pek sevmedim açıkçası.
Onun dışında kaynak kullanımı gayet iyi. Boşta 550 MB RAM kullanımına kadar düşünce, daha önce GNOME'a alışmış birisi olarak şoka girdiğimi rahatlıkla belirtebilirim.
MATE ile her şeyin elimin altında olduğunu da hissedebiliyorum. Mesela menü kısmını beğendim. GNOME'un, macOS'un "Launchpad" replikası olan uygulama seçtirme kısmını pek sevmeyen ben için, bu gayet iyi. Zaten çoğu masaüstü ortamında bu olay var.
Sonuç olarak, belki ana iş istasyonuma dönüş yaparsam, onda da Ubuntu MATE kullanırım. Dediğim gibi, bu daha kendisiyle ilk günüm olduğu için, fikirlerim her an değişebilir. Ama cidden kurduğuma pişman olmadığım bir distro olmayı başardı şimdilik.
