Bir ablam ve bir de ağabeyim var. Ağabeyim, 26 yaşında ve elektrik-elektronik mühendisi bir öğrenci. 8 senedir okuyor. 4 sene uzattı. Şu anda da çalışmıyor, işsiz yani. Aynı evde yaşıyoruz.
Ablam, 21 yaşında. PDR okuyor. 3. sınıf öğrencisi. Azimli ve çalışkan bir öğrenci fakat bu azmine rağmen YKS'de iyi bir sonuç getiremedi.
Önce size kardeşlerimi tanıttım. Tanıtmamın sebebi, okurken daha iyi bir yorum yapmanız için.
Konuya gelecek olursak, eski nesil ile yeni nesil arasında ucurum bir fark var. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu uçurumlardan birisi de gençlerdeki büyüklere ve anne babalarına karşı eksik olan merhamet duygusu.
Bizim açımızdan ise kardeşlerimin anneme yardım etmemesi. Diyeceksiniz ki, "Sanki yardım etmemişler, kıyamet kopacak. Sen de abartmışsın." Ama arkadaşlar, durum böyle değil. Durum sadece yardım etmemeleri de değil, en ufak bir söze karşı hemen hiddetlenmeleri. Oysaki vasıfsız olmalarına rağmen (Onları küçük düşürmek için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın.) havalı tavırları da şaşırtıcı. Sanki Tıp öğrencileri de, aşırı iyi çocuklar da hava atıyorlar.
Biz Elazığ'da yaşıyoruz. Bu yüzden depremde evimiz yıkıldı. 2 defa (Yanlış duymadınız) taşındık. Ağabeyim, son taşınmamızda bir kolinin ucundan bile tutmadı. Nakliya zamanını demiyorum, oncesinde mutfağın yarısını arabamızla taşıdık. İnsanda nasıl bir merhametsizlik olacak ki bu koliler bana, anneme ve babama yük olarak kaldı. O kolilerin ağırlığını, asansörsüz 5 katlı evden indirmeyi siz düşünün.
COVID-19 geçirdik. 5 katlı, asansörsüz bir apartmanda hasta hâlimle 3 defa merdiven çıktım. Ablam neyse de ağabeyimin anneme önce, "Hastayım, Salih taşısın." demesi (Hasta değil, yalan.) ve ben taşıyıp, getirdikten sonra annem diyor ki, "Hastaysan bir ilaç iç."
Sonra, ağabeyimin "Hasta değilim, benim bir şeyim yok." söylemesi. Olan benim COVID'li hâlimle 3 defa 5 katlı bir apartmanı çıkmam oldu.
Ablam, ağabeyime nazaran çok havalı geziyor. Ama bu havası, anneme karşı. Çünkü bir tartışma yaşadıkları için anneme böyle bir tavır takınıyor. Ettiği ifadeleri buraya yazamam. O derece, yine de annem gerektiğinde cevap veriyor ama gerektiğinde; her zaman değil. Sürekli annemi kücük düşürme amacı var. Yaşadıkları tartışmada da kendisini %30 haklı buluyorum.
Babam, anneme yapılan bu haksızlık karşısında son derece pasif ve Doğulu diyebileceğimiz bir tip. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde yaşayan arkadaşlarım, tasviri daha iyi anlayacaktır. Anneme karşı iyi bir eş olamadı, çocuklarına karşı da maddi olarak kendini seferber etti. Ama manevi olarak da çok eksikti. Herkesin eksisi olur ancak babam bayağı bir eksik kaldı bu yönde.
Ben de bu durumda mümkün olduğu kadar annemin yanında durmaya çalışıyorum. Ev işlerinde vs. yardım etmeye çalışıyorum. Annem de artık yorulduğunu söylüyor. 53 yaşında ve hak veriyorum.
Velhasıl, içimi dökmek istedim. Biraz tavsiye almak, biraz da yeni nesilde standartlaşan "merhamet" duygusu eksikliğine, biraz da "saygıya" dikkat çekmek istedim.
Bu arada benim, kardeşlerimi kotuleme amacım yok. Agabeyim hariç, ablamı severim. O da beni sever, yakınızdır. Fakat eksiklerini de belirtmezsem başta annem olmak üzere kendime saygısızlık ederim. Kendimi övme amacım da yok. Bunları belirtiyorum ki, yanlış anlaşılmayayım.
Siz ne dersiniz, başlığa katılıyor musunuz?
Ablam, 21 yaşında. PDR okuyor. 3. sınıf öğrencisi. Azimli ve çalışkan bir öğrenci fakat bu azmine rağmen YKS'de iyi bir sonuç getiremedi.
Önce size kardeşlerimi tanıttım. Tanıtmamın sebebi, okurken daha iyi bir yorum yapmanız için.
Konuya gelecek olursak, eski nesil ile yeni nesil arasında ucurum bir fark var. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu uçurumlardan birisi de gençlerdeki büyüklere ve anne babalarına karşı eksik olan merhamet duygusu.
Bizim açımızdan ise kardeşlerimin anneme yardım etmemesi. Diyeceksiniz ki, "Sanki yardım etmemişler, kıyamet kopacak. Sen de abartmışsın." Ama arkadaşlar, durum böyle değil. Durum sadece yardım etmemeleri de değil, en ufak bir söze karşı hemen hiddetlenmeleri. Oysaki vasıfsız olmalarına rağmen (Onları küçük düşürmek için söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın.) havalı tavırları da şaşırtıcı. Sanki Tıp öğrencileri de, aşırı iyi çocuklar da hava atıyorlar.
Biz Elazığ'da yaşıyoruz. Bu yüzden depremde evimiz yıkıldı. 2 defa (Yanlış duymadınız) taşındık. Ağabeyim, son taşınmamızda bir kolinin ucundan bile tutmadı. Nakliya zamanını demiyorum, oncesinde mutfağın yarısını arabamızla taşıdık. İnsanda nasıl bir merhametsizlik olacak ki bu koliler bana, anneme ve babama yük olarak kaldı. O kolilerin ağırlığını, asansörsüz 5 katlı evden indirmeyi siz düşünün.
COVID-19 geçirdik. 5 katlı, asansörsüz bir apartmanda hasta hâlimle 3 defa merdiven çıktım. Ablam neyse de ağabeyimin anneme önce, "Hastayım, Salih taşısın." demesi (Hasta değil, yalan.) ve ben taşıyıp, getirdikten sonra annem diyor ki, "Hastaysan bir ilaç iç."
Sonra, ağabeyimin "Hasta değilim, benim bir şeyim yok." söylemesi. Olan benim COVID'li hâlimle 3 defa 5 katlı bir apartmanı çıkmam oldu.
Ablam, ağabeyime nazaran çok havalı geziyor. Ama bu havası, anneme karşı. Çünkü bir tartışma yaşadıkları için anneme böyle bir tavır takınıyor. Ettiği ifadeleri buraya yazamam. O derece, yine de annem gerektiğinde cevap veriyor ama gerektiğinde; her zaman değil. Sürekli annemi kücük düşürme amacı var. Yaşadıkları tartışmada da kendisini %30 haklı buluyorum.
Babam, anneme yapılan bu haksızlık karşısında son derece pasif ve Doğulu diyebileceğimiz bir tip. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde yaşayan arkadaşlarım, tasviri daha iyi anlayacaktır. Anneme karşı iyi bir eş olamadı, çocuklarına karşı da maddi olarak kendini seferber etti. Ama manevi olarak da çok eksikti. Herkesin eksisi olur ancak babam bayağı bir eksik kaldı bu yönde.
Ben de bu durumda mümkün olduğu kadar annemin yanında durmaya çalışıyorum. Ev işlerinde vs. yardım etmeye çalışıyorum. Annem de artık yorulduğunu söylüyor. 53 yaşında ve hak veriyorum.
Velhasıl, içimi dökmek istedim. Biraz tavsiye almak, biraz da yeni nesilde standartlaşan "merhamet" duygusu eksikliğine, biraz da "saygıya" dikkat çekmek istedim.
Bu arada benim, kardeşlerimi kotuleme amacım yok. Agabeyim hariç, ablamı severim. O da beni sever, yakınızdır. Fakat eksiklerini de belirtmezsem başta annem olmak üzere kendime saygısızlık ederim. Kendimi övme amacım da yok. Bunları belirtiyorum ki, yanlış anlaşılmayayım.
Siz ne dersiniz, başlığa katılıyor musunuz?