Tanrının ihtiyacı

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

MarsVeNüs

Centipat
Katılım
8 Mayıs 2021
Mesajlar
157
Yer
Venüs
Selamlar, öncelikle kendimi tanıtayım. Biraz uzun bir yazı olacak bu yüzden buna ihtiyacınız olabilir. 17 yaşında Afyonkarahisar'da oturan bir Türk genciyim. Lise 3. sınıfta okuyorum. Her konuda her şeyi araştırmayı seven ve felsefeyi derinlemesine benimsemeye çalışan bir kişiliğim var. Esprilektüelim, bunu da bazen pot kıracağım durumlarda espri yapıyorum diyerek geçiştirmekte kullanıyorum.

Şimdi konumuza geleyim. Geçen hafta din kültürü dersimizde hocamıza, "Eğer ben çok zengin olursam, istediğim her şeye istediğim an sahip olursam herhangi bir ihtiyacım kalır mı?" şeklinde bir soru sormuştum. Hoca da benim konuyu başka yerlere çekeceğimi anlamış olacak ki, "elbette bir gün bir şeyi alamazsın ve ona ihtiyacın olur." şeklinde bir cevap verdi. Hocanın bu soruyu dodgelamak için böyle bir cevap verdiğini anlamak zor değil, ben de biraz daha sıkıştırdım. "Zaman mı, ölümsüz oluyoruz. Para mı, tek parmak şıklatmamızda güneş kadar altınımız oluyor. Böyle bir ortamda, istersek lamba cinimiz bile olabilir ve istediğimiz her şeyin sahibi olabiliriz." dedim. Hoca da bir iki tekledi ve geçiştirip konuya devam etti. Ben de üstelemedim. Ama ders sonunda, bu başta sorduğum soruyu hatırlatarak, "Peki tanrı, zaten her şeye sahipken neden biz gibi aciz varlıklar yarattı?" dedim. Bana, "Öncelikle insan aciz değildir, Allah yaratılanlar arasında en mükemmel varlığı insan kıldı. İkinci olarak da, her şeyi olan bir varlık da bu sahip olduklarının anılmasını istemez mi?" dedi ve benim de kafama yattı bu durum.

Ama diğer ders aklıma şöyle bir soru takıldı ve sordum: "Lakin tanrı denen varlık, diğer varlıklar gibi sıkılma, üzüntü, acı, korku, sevinç gibi basit duygulardan münezzeh olmak zorunda, eğer böyle duyguları varsa tanrı kusurludur ve duygularıyla hareket ediyordur. Yani tanrı kavramının anılmak gibi bir ihtiyacının olmaması gerekir.", dedim. Hoca da buna cevap veremedi, verdiği cevap da yine anılması gerekir şeklindeydi ve beni tatmin etmedi.

Eğer grupta felsefe ve tanrı hakkında bu soruma bir cevabı olan varsa müteşekkir olurum, eğer bu soruma bir cevap bulamazsam tanrı kusurludur diyeceğim ve agnostik olacağım.
 
Son düzenleme:
Öncelikle insan mükemmel falan değildir ve inanç insanın fıtratında yoktur. Eğer inanma fıtratımızda olsaydı dindar insanlar bu kadar kötülük yapabilir miydi? Şu anki hiçbir dindar tanrıya gerçekten inanmıyor, bunun garantisini veririm sana. Gerçekten her gününün her saniyesini izleyen bir varlığa inanıyor ve bu varlığın seni ödüllendirip cezalandıracağına inanıyor olsalardı kafalarını secdeden kaldıramaz, attığı her adımı, yaptığı her hareketi dehşetle yapardı.

Tanrı güya bizi ona ibadet edelim diye yaratmış. Şahsen düşünüyorum, sonsuz ve genişlemeye devam eden bir evrende, bu evreni yaratabilmiş kadar güçlü ve kudretli bir varlık benim gibi aptal bi' insan domuz mu yemiş dana mı diye neden umursasın? Benim aklım almıyor. Evrenin içinde biz virüs gibi, atom gibi bir şey kalıyoruz. Sen virüsler senin önünde diz çöküyor mu diye umursar mısın?
 
Bana göre tanrının, gerçekten yaratan olması için bir şeyler yaratması, yani yarattığı varlıklar tarafından tanrı olarak nitelendirilmesi gerekir. O yüzden zaten "Yaratan" diyoruz. Bir öğretmen, öğretmezse öğretmen olamaz, yada bir doktor, tedavi etmezse doktor olamaz gibi. İslam inancına göre tanrı, yani Allah, insanları ona kulluk etsinler diye yaratmıştır, ki zaten insanlardan önce de melekler ve vardı, ki onlar da Allah'a kulluk ediyorlardı.

Yanlış bir şey söylemek istemem ama bence Allah'da yaradan olduğu için, yani bu onun bizzat görevi olduğu için insanları yaratmış, ve onlara irade vermiştir. Cennet ve Cehennemin olması, ve kişinin dünyada yaptıklarının karşılığını ahirette alacak olması da Allah'ın yarattığına olan ilgi ve sevgisinin göstergesidir.
 
Teistlerin buna vereceği cevap belli. "İmtihan, insanların aklı tanrı gibi kompleks bir yapıyı anlamaya yetmez." tarzında cevaplar gelecektir. Ben kendi fikrimi söyleyeyim, insan kusurlu bir varlıktır öncelikle. Mükemmel hiç değildir. Eğer tanrı bu gözlemlenebilir boyutu 93 milyar ışık yılı olan devasa evreni sadece insanlar gibi aciz varlıklar için yarattıysa, bu insanlara belli saçma sapan kurallar koyduysa burada bir sorun vardır.
 
Bana göre tanrının, gerçekten yaratan olması için bir şeyler yaratması, yani yarattığı varlıklar tarafından tanrı olarak nitelendirilmesi gerekir. O yüzden zaten "Yaratan" diyoruz. Bir öğretmen, öğretmezse öğretmen olamaz, yada bir doktor, tedavi etmezse doktor olamaz gibi. İslam inancına göre tanrı, yani Allah, insanları ona kulluk etsinler diye yaratmıştır, ki zaten insanlardan önce de melekler ve vardı, ki onlar da Allah'a kulluk ediyorlardı.

Yanlış bir şey söylemek istemem ama bence Allah'da yaradan olduğu için, yani bu onun bizzat görevi olduğu için insanları yaratmış, ve onlara irade vermiştir. Cennet ve Cehennemin olması, ve kişinin dünyada yaptıklarının karşılığını ahirette alacak olması da Allah'ın yarattığına olan ilgi ve sevgisinin göstergesidir.
Melekler ve cinler varken, hadi cinleri de es geçiyorum, melekler gibi hiç tereddütsüz itaat eden varlıklar varken benim gibi bir eli içkide bir eli zinada, benim kulluğumun ona bir yararı olmayacak varlık yaratılmış ki o zaman? Burada yine bir paradoksa düşüyoruz.
Teistlerin buna vereceği cevap belli. "İmtihan, insanların aklı tanrı gibi kompleks bir yapıyı anlamaya yetmez." tarzında cevaplar gelecektir. Ben kendi fikrimi söyleyeyim, insan kusurlu bir varlıktır öncelikle. Mükemmel hiç değildir. Eğer tanrı bu gözlemlenebilir boyutu 93 milyar ışık yılı olan devasa evreni sadece insanlar gibi aciz varlıklar için yarattıysa, bu insanlara belli saçma sapan kurallar koyduysa burada bir sorun vardır.
Çok mantıklı bir yorum. Ki eğer tanrı böyle boş bir işin peşine düştüyse ve Tevrat'taki gibi aslında hiç de iyi bir tanrı değilse, ben böyle bir tanrıya itaat etmek istemiyorum ve Şeytan'ı da kendini iyi göstermek için bir propaganda malzemesi olarak kullandığını düşünüyorum. Satanist değilim ama eğer tanrı gerçekten kötü biriyse ben ona itaat etmek yerine ateşe gitmeyi tercih ederim.
 
Melekler ve cinler varken, hadi cinleri de es geçiyorum, melekler gibi hiç tereddütsüz itaat eden varlıklar varken benim gibi bir eli içkide bir eli zinada, benim kulluğumun ona bir yararı olmayacak varlık yaratılmış ki o zaman? Burada yine bir paradoksa düşüyoruz.

Bu konular hakkında biraz daha araştırma yapmam gerektiği için çok fazla bir cevap vermek istemiyorum, ama Bakara Suresi 30. Ayet'te şöyle buyuruluyor:

"" Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" dediği vakit melekler, "Biz seni överek anarken ve yüceltip dururken, orada fesat çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. Allah, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" diye cevap verdi. ""

Konu hakkında siz de biraz daha araştırma yaparsanız daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz. Bir çok din alimi illa ki bu konuya bir açıklık getirmiştir diye düşünüyorum.
 
Burada bana mı yoksa Afyonkarahisar'da felsefe yapacak hoca yoktur düşüncesine dayanarak hocaya mı laf soktunuz anlayamadım efendim.
Afyonkarahisar'dan sonrasını okumadığım için konuyu bilmiyorum ama Afyonkarahisar ve felsefe kelimeleri yan yana gelince çok komik duruyor.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı